DURSUN BU SALDIRILAR, DURDURULSUN BU VAHŞET!
Şanlı Urfa’da bir meslektaşımızın kafası kaldırım taşı ile kırıldı. …. Bıçaklandı, burnu kırıldı, saçları yolundu, yerlerde sürüklendi… vs. Say saya bilirsen!
Olayı kınıyorum…Lanetliyorum...Kalıcı ve etkin tedbirler alınmasını istiyorum...Tüm hekimler, tüm sağlıkçılar, hatta vicdanının sesini duyan tüm vatandaşlar istiyor...
Kınanmalı; önce Meslektaşlarımız, Başhekimlerimiz, Kaymakamlarımız Sağlık Müdürlerimiz, Valilerimiz, Sağlık Bakanımız, Tabip Odaları ve Medya Mensupları kınamalı:
İdareci ve adliye mensupları da titiz davranıp, olaya hızla el koymaları lazım!
Herkes kınıyor da, kınamak yetmiyor…Senelerdir kınıyoruz! Ama olaylar acılar, yaralanmalar, cinayetler durmuyor artarak gidiyor!
Baksanıza, son aylarda 57 sağlık personeline saldırı! Buna nasıl dayanılır, tedaviyi ameliyatı mı düşünsün, saldırı korkusunu mu?
Hangisi hasta için, toplum için yararlı? Doktora güvenli ve huzurlu ortamı hazırlamalıyız…
Bu devlet için hem ferdi hem de toplumsal bir görev!
Demek ki başka tedbirler almak zorunlu…
Sağlık personeli dövülsün, yaralansın, öldürülsün seyir mi edelim?
Sebeplere bakın! Çocuğun ateşi düşmedi...Muayene yapmadı, ilgilenmedi, rapor vermedi, babamı, eşimi çocuğumu öldürdü…gibi uydurma ve suçlama kurguları!
Doktorlara ve hemşirelere saldırmak çok kolay! Elleri kolları bağlı...
Bu vahşetler, bu çirkin saldırılar, bu kadar kolay olmamalı...Suçsuz, günahsız işini yapan personel korunmalı...
Kınamaların yetmediğini herkes biliyor...Burada tüm yetkililere, titiz ve hassas görevler düşüyor:
Başhekimlere, Sağlık Müdürlerine, Emniyet ve Jandarma mensuplarına, Kaymakamlara, Valilere ve Adliyelere ( savcı ve yargıçlar.).
Değerli meslektaşlarım, sesimiz çıkmalı, yükselmeli, bu hazin olaylara tepki lokal kalmamalı önce biz bizim sorunlarımıza sahip çıkmalıyız, sonrada ilgililer sahip çıkmalı...
‘’Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın’’ dersek , yarın bize de dokunur!
Bugün Urfa’da, yarın Ankara’da, öbürkü gün İstanbul’da… başka yerde olabilir. Nitekim, saldırı yeni değil, tek değil! Sık sık oluyor...
Korunmak için, topluca tedbir isteyelim. Candan öte bir şey var mı? Canımız tehlikede! Korku ve stres içinde olan bir hekim, nasıl başkasına iyi sağlık hizmeti versin?
Urfa’dan Erzurum'a,Tırabzon'a, İğdır'a İzmir’e, Edirne’ye, Adana’ya, Samsun’a… kadar bu acı gitti! Öyle ise tüm illerden seste çıksın, kıpırdama olsun…
Sayın Bakanıma ve tüm yetkililere soruyorum: Şimdi oradaki diğer doktorlar rahat görev yapabilirler mi? Ameliyat ve tedavide başarılı olabilirler mi?
Yazı devam edecek, hoşça kalın. Uz. Dr. Ayhan YİĞİT
YİNE DOKTORA SALDIRI -2- b
Geçen haftaki yazımda, Başarılı ameliyat ve tedavi yapılabilir mi? DEMİŞTİK:
Tedbir alınmalı. Kaç meslektaşımız saldırı sonucu yaşamını yitirdi? Yetsin artık, dursun, durdurulsun bu hayasızca, canice ve vahşice yapılan saldırılar!
İstiklâl şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi;
“Siper et göğsünü, dursun bu hayasızca akın.”
Şimdi de tedbir al, dursun bu doktorlara saldırı! BU SİPER FERDİ DEĞİL, SAĞLIK BAKANININ, DEVLETİN GÖĞSÜ OLSUN, ELİ OLSUN!
Doktor oraya, hizmet için, acıları dindirmek, yaraları sarmak için gitmiş. Hem de Acilci, ameli yatçı, çocukçu… Ne yapsın?
Sopası yok, bıçağı yok! Neşteri var, onu da ya hastaya müdahalede ya da ameliyat hanede kullanıyor.
. Kavga için, döğüş için yetişmedi, yetiştirilmedi. Ağrıları dindirmek, acıları sindirmek ve gönülleri fethedip, kalplere su serpmek için yetiştirildi...
Doktor kolay yetişiyor mu? Şifa dağıtırken birkaç saniye içinde; dengesiz, psikopat veya menfaat temin etmek isteyen biri tarafından taşla, bıçakla vuruluyor!
Şimdi artık her kurum ve dairede, özel sektörler dahil X – Ray cihazı var, güvenlik var.
Herkes güvenlikten geçiyor, elini kolunu sallayarak ya da kimlik tespiti yapılmadan giremiyor!
Diğer kurumlarda personele hiç saldırı oluyor mu?
DEMEK HASTANELER FARKLI, FARKLI VE ÖZEL TEDBİRLER GEREKİYOR…
BU ELZEM ÖNLEMDE SAĞLIK BAKANLIĞININ ELİNDE!
Hastaneler umuma açık ve kalabalık. Böyle bir cihaz mümkün değil. Öyle ise saldırıyı, saldıracak kişileri; caydıracak önlemler almak lazım…
Hastaneler için, sağlık personeline saldıranlar için, ayrı ve ağır yaptırımlar getirmek lazım.
Kadın ve aile cinayetleri için, ağırlaştırıcı maddeler kondu konacak; destekliyorum:
Görevi başındaki sağlık personeline saldıranlar için de ek maddeler konamaz mı?
Bir kişiyi yaralamakla, tehdit etmekle; doktoru, sağlık personelini yaralama cezası aynı olmamalı ve tez elden uygulanmalı…
Suç işlemek, doktora saldırmak isteyen, her zaman ona ulaşır. O cani cezanın ağır olacağını, suçtan, saldırıdan ceza almadan kurtulamayacağını, af olmayacağını düşünmeli…
Güvenlik personelleri iyi eğitilmeli, iyi seçilmeli sayıları artırılmalı; belli yerlere sivil güvenlikçi konmalı…
Tümüyle durdurulmasa bile; saldırılar azalır!
Sağlık çalışanların bir hatası varsa; sıralı amirler soruşturmalı ve gereken ikazı yapıp cezayı da vermeliler…
Ayrıca yayığın bir eğitin ve davranış düzeltimi için seminerler verilmeli…
Bu koruma ve tedbirler, Şifa dağıtan bu güzide, kalifiye ve kritik personelden esirgenmemeli...
Meslektaşımıza acil şifalar diliyor, böyle olayların olmamasına dua ediyor,
Sağlık Bakanlığınca acilen etkili önlemlerin alınmasını bekliyoruz.
Hoşça kalın. Uzm. Dr. Ayhan YİĞİT
