Buğdaylar donma testine hazırlanıyor

Erzurum´da bulunan Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü´ne bağlı Soğuğa Dayanıklılık Test Merkezi, Türkiye´de soğuğa dayanıklılık çalışmalarının yapıldığı en büyük ve kapsamlı ilk merkez olma özelliğini taşıyor.

Tarih: 01.01.0001 00:00
 Buğdaylar donma testine hazırlanıyor

-ÖZEL-

Sinan AYDIN

 

Erzurum´da bulunan Soğuğa Dayanıklılık Test Merkezimizde, buğdaylar soğuğa alıştırma çalışmaları sonrası donma testine hazırlanıyor. Erzurum´da 2014 yılında açılan Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ?Soğuğa Dayanıklılık Test Merkezi?, önemli çalışmalara imza atarak tarıma katkıda bulunuyor. Ülkemizde ekim alanı yüksek olan tahılların verimini artırmak, üretimi sınırlayan en önemli faktörlerden biri olan düşük sıcaklığın olumsuz etkisini ortadan kaldırmak veya azaltmakla mümkün olacaktır. Soğuğun şiddeti ve süresi tarım sektöründe büyük maddi zararlara yol açmakta, tüm ülkede önemli kayıplara neden olmaktadır. Bunun yanında dünyayı tehdit eden iklim değişikliklerine iyi uyum sağlayabilecek ve bu şartlarda yüksek verim verebilecek dayanıklı çeşitler geliştirilmelidir. Ülkemizin çeşitli bölgelerinde soğuk zararı nedeniyle buğday üretiminde çok önemli olumsuzluklar yaşanmaktadır.

 

ÖNEMLİBİR MALİYET TASARRUFU SAĞLIYOR

 

Tohumluk dağıtım planlamasında önerilen ve hatta dağıtılan çeşitler, soğuğa dayanma dereceleri bilinmemesine rağmen iklim sert ve soğuk zararının yoğun görüldüğü bölgelere tavsiye edilmektedir. Bu bölgelere önerilen söz konusu çeşitleri eken çiftçiler kış ve soğuk zararı nedeniyle büyük kayıplara uğramaktadır. Bugüne kadar ülkemizde yürütülen ıslah çalışmalarında soğuğa dayanıklılık, tarla koşullarında değerlendirilmekteydi. Soğuk zararının her yıl meydana gelmemesi veya şiddetindeki değişiklikler seleksiyon açısından kısıtlama teşkil etmekte. İşte tam bu noktada, devreye Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ?Soğuğa Dayanıklılık Test Merkezi? giriyor. Bu merkezde yürütülen çalışmalarda, dayanıklılık çalışmaları kontrollü şartlarda da yapılarak, yukarıda saydığımız olumsuzluklar ortadan kalkıyor. Enstitüler, üniversiteler ve ıslah ? adaptaston çalışmaları yürüten tohumculuk firmaları materyalini erken kademede test ederek seleksiyon şansı yakalıyor, böylece binlerce genotipi ileri kademelere aktarmadan eleyebiliyor, melezleme çalışmalarında dayanıklı genotipler ebeveyn olarak kullanılabiliyor. Bu da araştırıcılara önemli bir zaman, işgücü ve maliyet tasarrufu sağlamış oluyor.

 

EN BÜYÜK VE KAPSAMLI İLK MERKEZ OLMA ÖZELLİĞİNİ TAŞIYOR

 

Ülkesel tohumluk üretim ve dağıtım planlamasının bu proje sonuçları dikkate alınarak yapılması durumunda üreticilerin soğuk zararı nedeniyle karşılaşacakları verim kaybı en aza indirilmiş oluyor. Bu da ciddi anlamda ekonomik katkı sağlıyor. ?Soğuğa Dayanıklılık Test Merkezi?, Türkiye´de soğuğa dayanıklılık çalışmalarının yapıldığı en büyük ve kapsamlı ilk merkez olma özelliğini de taşıyor. Bu merkez çalışmaların yanı sıra diğer araştırma enstitüleri, özel şirketler ve üniversiteler ile yapılan ortak çalışmalarda, uygulamalı eğitim çalışmalarında, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yetiştirilmesinde de katkı sağlıyor.  2.947.459 TL bütçesi ve iki yıl süresi olan proje, Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenmiş , inşaat ve projenin diğer alt yapı çalışmaları 2015 yılı sonunda tamamlanmıştı. sıcaklık, yeryüzünde doğal bitki topluluklarının normal dağılışında etkili olan önemli bir belirleyici faktördür. Pek çok bitki tür ve çeşidi, çoğu zaman genetik özellikleri çerçevesinde canlı kalabildikleri en düşük sınır derecelerindeki sıcaklıklarla karşı karşıya kalmaktadır. Soğuğa dayanım sürecinde, bitkiler üşüme ve don stresi sonucu oluşabilecek zararlanmalardan veya ölümlerden korunmak veya tolerans sağlamak için farklı mekanizmalar geliştirmektedirler.

 

GÜNÜMÜZDE ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR

 

Bunlar; bitkilerde hücre içi ve hücreler arası don oluşum sürecinin ekzotermik etkileri, don zararı sürecinde hücre membranlarında fiziksel değişimler, dona dayanım ve soğuk aklimasyonu, soğuk aklimasyonu süresince biyokimyasal değişimler (bitki öz suyunda bulunan bazı çözülebilir maddelerdeki, hücre membranlarının lipit bileşimindeki, protein miktarındaki, enzim aktivitesindeki, antioksidant sistemdeki, bitki besin elementlerindeki değişimler gibi) olarak kategorize edilmektedir. Günümüzde soğuğa dayanım sürecinin genetik olarak da açıklanabilmesi için moleküler düzeyde önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bu orijinal derleme makalesinde, dünya üzerinde bitki tür ve çeşitlerinin yetişmesinde en büyük sınırlayıcı faktör olan üşüme ve donma stresine karşı bitkilerin geliştirdiği savunma mekanizmaları, bu süreçteki biyofiziksel ve biyokimyasal değişimler ile moleküler düzeydeki gelişmeler mevcut literatür dahilinde açıklanmıştır.