Köprüköy´de brucella ile mücadele maratonu

Erzurum İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Köprüköy ilçesinde koyun sayımı ve brucella hastalığına karşı hayvanlarda sağlık taraması yapıyor.

Tarih: 01.01.0001 00:00
 Köprüköy´de brucella ile mücadele maratonu

-ÖZEL-

 

Sinan AYDIN

 

Erzurum İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından Köprüköy ilçesinde koyun sayımı ve Burcella hastalığı ile mücadele çalışmaları sürdürülüyor.  Büyükbaş hayvan sayısında Türkiye´nin birinci olan Erzurum´da, il tarım ve orman müdürlüğü tarafından küçükbaş hayvan sayısında da ilk sıralarda olmak için sahada bir dizi çalışma programları sürdürülüyor. Hayvan ölümlerinin de en aza indirilmesi kapsamında sürdürülen çalışmalar çerçevesinde, Köprüköy ilçesinde koyun sayımı ve Brucella ile mücadele maratonu yaşanıyor. Köprüköy İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince, bir yandan anaç koyun - keçi sayımı yapılırken bir yandan da brucella ile mücadele çalışmalarına yönelik kan alımları devam ediyor. Hayvanların kan örneklerine göre hastalıklı olup olmadıkları ve brucella virisü taşıyıp taşımadıkları da  tespit edilip ona göre erken tanı ve tedavi çalışması yapılacak.

 

BRUCELLA NEDİR?

 

Brusella, iyi huylu bir enfeksiyon hastalığıdır ama belirtileri ve bulguları hemen her hastalığı taklit ettiğinden tanısı zor sinsi bir hastalıktır. Bruselloz, Brucella cinsi bakterilerin neden olduğu bulaşıcı hastalıktır. Brucella, aerobik, gram negatif kokobasillerdir. Bruselloz, zoonotik bir enfeksiyondur (hastalığın ağırlıklı olarak hayvanlarda ortaya çıktığı, ancak zaman zaman insanlara geçtiği anlamına gelir).
Bruselloz, Akdeniz humması, Malta ateşi, Ondulan ateş, Kırım ateşi ve Bang hastalığı gibi çeşitli isimlerle de bilinir. Bruselloz, ara sıra evcil hayvanlarda (sığır, domuz, koyun ve keçi) da hastalık yapar. Hastalığa neden olan Brucella cinsinin başlıca türleri B. melitensis, B. suis, B. abortus ve B. canis´tir; Bunlar sırasıyla koyunlar, domuzlar, sığırlar ve köpeklerle ilişkilidir. En patojenik (hastalık yaratma ihtimali olan) türler B. melitensis ve B. suis´tir.

 

BRUSELLOZUN GEÇMİŞİ NEDİR ?

Brusellozun, 2000 yılı aşkın bir süre önce Hipokrat ve Romalılar tarafından ilk kez tanımlandığı düşünülmektedir. 1887´de Dr. David Bruce, Malta adasında yaşayan hastalardan (dolayısıyla Malta ateşi adı verilen) organizmaları izole etti. Hastalık sonunda Dr. Bruce (brusella) ´dan ismini aldı. Hastalık dünya çapında görülür ve yüksek riskli alanlarda Akdeniz ülkeleri, Güney ve Orta Amerika, Doğu Avrupa, Afrika, Asya, Orta Doğu ve Karayipler de sıktır. Çok patojen olan Brucella suşlarının biyolojik bir silah olarak kullanılması düşünülmüştür, çünkü organizmalar aerosol haline getirilebilir ve daha sonra kolayca teneffüs edilebilir.

BRUSELLOZUN SEBEBİ NEDİR ?

Brusellozun nedeni bakteridir. Brucella bakterileri, mukoza zarları, deri, solunum yolu, gastrointestinal sistem ve hatta konjonktiva yoluyla insan vücuduna girebilirler.
Maalesef, bu organizmalar, farklı hücre türleri de dahil olmak üzere vücudun hücrelerinde makul derecede hayatta kalabilirler. Bu bakteri, insan hücrelerinde lenfatik sistem yoluyla veya kan dolaşımında diğer organlara taşınabilir. Herhangi bir organ sistemine dahil olabilir ve lokalize ve sistemik (vücut çapında) enfeksiyonlar ortaya çıkabilir. Bakteriler aynı zamanda konakçı hücrelerin içinde replike olabilir ve daha sonra hücre ölünce salınabilirler.

BRUSELLOZ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR ? BRUSELLOZ BULAŞICI MIDIR ?

Bruselloz için risk faktörleri, pastörize edilmemiş süt veya peynir tüketimi, kötü pişmiş veya çiğ et yeme veya organizmaları barındıran vahşi hayvanlarla (örneğin avcılar) teması içerir. Veteriner hekimler, çobanlar, avcılar ve hayvan işleme çiftçileri yüksek risk altındadır. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezine (CDC) göre, bruselloz zayıf şekilde bulaşıcıdır, çünkü brusellozun kişiden kişiye yayılması nadirdir.
İnsanlar, hastalığı, pastörize edilmemiş veya çiğ süt ürünlerini yiyip içmekten, aerosol haline getirilmiş bakterilerin teneffüs edilmesi ile veya deride veya mukozadaki lezyonlar yoluyla kapabilir. ruselloz, yaşayan bakterilerin evcil ve vahşi hayvanlarda ve /veya süt ürünlerinde bulunduğu salgılarda bulunduğu sürece bulaşıcıdır.
Buna ek olarak, bakteriler uygun koşullar altında (karanlık, soğuk ortam ve nispeten yüksek CO 2 konsantrasyonları)  iki yıla kadar hayatta kalır ve hala hastalığa neden olabilir.

BRUSELLOZUN İNKÜBASYON SÜRESİ NE KADARDIR ?

Bruselloz için kuluçka süresi (enfeksiyon ve hastalığın gelişimi arasındaki süre ) 5 günden 5 aya kadar değişkenlik arzeder, ortalama inkübasyon süresi yaklaşık 2-4 haftadır.
Brusellozun belirtileri  nelerdir ?
Bruselloz, geniş bir semptom aralığına neden olabilir.
Bazı belirtiler erkenden ortaya çıkarken bazıları uzun süre boyunca gelişebilir. İlk veya erken belirtiler şunları içerebilir:
Ateş
Yorgunluk
Terleme
Kas, eklemler ve /veya karında ağrı
Sırtta ağrı
İştah kaybı
Kilo kaybı
Öksürük
Baş ağrısı ve  veya
Şişmiş lenf düğümleri.
Zamanla, ateşler gece terlemesi ile tekrarlayıcı hale gelebilir, eklem ağrısı kötüleşebilir ve kalp, testisler, karaciğer ve /veya dalakta büyüme meydana gelebilir ve bu organların işlevlerinde azalma meydana gelebilir.
Buna ek olarak, hastalar kronik yorgunluk, depresyon ve nörolojik belirtilere sahip olabilirler. Çoğu insanın semptomları göstermeye başlaması yaklaşık iki ila dört hafta sürer (latent period).

BRUSELLOZ NASIL TEŞHİS EDİLİR ?

Bruselloz, olasılıkla Brucella bakterilerinin kaynaklarına ve hastanın klinik semptomlarına maruz kalma öyküsü ile önceden tahmin edilebilir.
Tanının doğrulanması, hastadan Brucella bakterilerinin kültürü ile yapılır.
Ek olarak, hastaların kan numunelerinde yapılan organizmalar için serolojik testler bulunmaktadır. Bu testler, bakterilere karşı oluşan IgM veya IgG antikorlarını arar.

Bununla birlikte, CDC, bu testlerin spesifik bir test olan Brucella´ya özgü aglütinasyon testiyle doğrulanmasını önermektedir. Bu testler brusellozun leptospiroz, sıtma, tularemi ve benzer semptomlar üreten diğer hastalıklardan ayrımının yapılmasına yardımcı olur. CDC´ye göre, enfekte hastaları tedavi etmek için doksisiklin  ve rifampin (Rifadin) kombine olarak en az 6 ila 8 hafta kullanılmalıdır. Bu uzun tedavi süresi organizmanın insan hücreleri içinde hayatta kalma yeteneğine bağlıdır; Sonuç olarak, CDC, uzun süreli antibiyotik tedavisine başlamadan önce sağlam bir tanı konulmasını önerir. İmmünsüpresif olan ve hamile olan hastalar, çoğunlukla bir enfeksiyon hastalıkları uzmanıyla görüşülerek tedavi edilmelidir.