Su kirliliği ve kuraklığa dikkat çekmek ve gençlerin çevreye olan bilincini arttırmaya yönelik ?mavi bere´ adlı proje başlatıldı.
-ÖZEL-
Sinan AYDIN
Atatürk Üniversitesi öğrencileri, su kirliliğine dikkat çekmek için ?mavi bere´ adlı proje başlattı. Proje kapsamında broşür de dağıtan öğrenciler, temiz su için farkındalık oluşturmayı amaçlıyorlar. Atatürk Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Atatürk Üniversitesi Kariyer Merkezi desteği ile Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özden Fakıoğlu´nun yöneticiliğinde, ?Mavi Bere? projesi gerçekleştirildi. Su kirliliği ve kuraklığa dikkat çekmek ve gençlerin çevreye olan bilincini arttırmaya yönelik uygulamaya sokulan proje kapsamında , Atatürk Üniversitesi öğrencilerine broşür dağıtıldı.
YILDA 930 MİLYON METRE KÜP ENDÜSTRİYEL ATIK SUYUN SADECE YÜZDE 22´Sİ ARITILIYOR
Broşürde, tatlı su ekosisteminin önemi, korumak için neler yapmamız gerektiği ve gündelik hayatta farkında olmadan yapmış olduğumuz bazı davranışların göller ve nehirler üzerine etkilerinin anlatılmasının yanı sıra, bazı kimyasal analizler de yapıldı.
Broşürlerde yer alan bilgilerde, şöyle deniliyor: ?? Yılda 930 milyon metre küp endüstriyel atık suyun sadece yüzde 22´si arıtılıyor, yüzde 78´i ise arıtılmaksızın doğrudan göl, ırmak ve denizlere deşarj ediliyor. Her yıl 300 milyon ton plastik sulara bırakılmaktadır. Her yıl 1 milyon litre atık yağ sulara bırakılmaktadır. Yüksek düzeyde azotlu gübreleme sonucu topraktan yıkanmalarla, içme suları ve akarsularda nitrat miktarlarında artış görülmektedir.´´
TATLISU EKOSİSTEMLERİ NEDİR?
Sürdürülebilir kullanımı mümkün bir doğal kaynak olan ?tatlısu?, yeryüzünde yaşamın sürekliliği için en temel gereksinimdir. Göller, nehirler ve rezervuarlarda bulunan ve insan kullanımına açık su, tatlısu kaynaklarınının %0.26´sıdır. Tatlısu ekosistemler ve barındırdığı su günümüzde artan dünya nüfusuyla birlikte artan tarımda sulama suyu ihtiyacı gibi hızlı tüketim, arıtılmamış evsel ve sanayi atık su deşarjlarıyla kirlenmekte ve kullanılabilir miktarlar azalmaktadır. Böylece sucul eksositemleri kullanma ile koruma arasındaki denge bozulmakta ve dolayısıyla sürdürülebilir kullanımdan uzaklaşılmaktadır. Tarım ve şehirleşmedeki artış sonucu ortaya çıkan hidrolojik değişimler, besin tuzu artışı ve kirlenme baskısı altında yeraltı ve yüzey suları ve destekledikleri ekosistemler (göller, akarsular ve lagünler) şimdi de bunlara ek olarak iklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı baskısı sonucu ekosistemler işlev ve değerlerini kaybetmektedirler (alg patlamaları, biyoçeşitlilik azalması, balık ölümleri, azot döngüsünün kırılması vb.).