ALTERNATİF ENERJİ ÇÖZÜM OLACAKTIR

Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Selçuk Emsen, dövizdeki yükselişi yorumladı, önerilerde bulundu.

Tarih: 01.01.0001 00:00
ALTERNATİF ENERJİ ÇÖZÜM OLACAKTIR

Nesrin Çetinkaya

İhracatın, ithalattan az olması nedeniyle döviz gelirinin düşük, döviz giderinin ise fazla olduğunu dile getiren Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Selçuk Emsen, arada ki açığı kapatabilmek için sıklıkla dünya piyasalarından borçlanıldığını dile getirdi. Türkiye´nin enerjide muazzam şekilde ithalata bağımlı olduğunu kaydeden Emsen, bir an önce alternatif enerji kaynaklarına yönelmeningerekliliğine dikkat çekti.

Cari açığı sıfırlayıcı yapısal politika önlemlerinin ivedi bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yapan Emsen,  270 gün güneşli olan bölgede güneş panelleri ile kendi enerjimizi üretebilirsek cari açığın aşağı çekileceğini belirtti.

Yapısal politikaların üretilmesi, teşviklerin gözden geçirilmesi, üniversitelerin buna uygun bir şekilde yapılanması ve yeni inovasyonlarıngeliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Emsen, bu doğrultudauzun vadede Dövize olan talebin aşağı çekileceğini belirtti.

DÖVİZ GELİRLERİMİZ DÜŞÜK, DÖVİZ GİDERİMİZ FAZLA

İhracatın ithalattan az olması nedeniyle döviz gelirinin düşük, döviz giderinin ise fazla olduğunu vurgulayan Emsen, bu noktada sıklıkla dünya piyasalarına borçlanıldığına değinerek, ?Bir şeyin fiyatı eğer çok yüksekse, o şeye talep fazladır veya arz kısıtlıdır. Şuanda dövizde küçük bir türbülans yaşanmakta, türbülansın en az kaynaklarından ikisi de yurtdışı. Yani iç öge değil, dıştan kaynaklanan öge. İçte ki ögeyi ben şöyle ifade edeyim; döviz açığımız mevcut. İçte bizim yapısal problemlerimiz söz konusu. Yapısal problemlerimizin başında cari işlemler bilançosu açığımız, kronik hale gelmiş açığımızdan kaynaklanmakta. Açık ihracatın ithalattanaz olması, dolayısıyla döviz gelirlerimiz düşük, döviz giderimiz fazla. Bunların arasında ki açığı kapatabilmek için sıklıkla dünya piyasalarından borçlanmaktayız. Açığı finanse edebilmek adına. O zaman yapısal önlemler alarak biz cari açığı sıfırlayıcı politika önlemlerini ivedi bir şekilde hayatiyete geçirmeliyiz? ifadelerine yer verdi.

?KENDİ ENERJİMİZİ KENDİMİZ ÜRETEBİLİRSEK, CARİ AÇIĞIMIZI AŞAĞI ÇEKMİŞ OLACAĞIZ?

Cari açığın aşağı seviyelere çekilebilmesi için mutlak suretle alternatif enerji kaynaklarına yönelme durumunda olduğumuzu belirten Emsen, ?Bunlardan en önemlisi de Türkiye´nin enerji ithalatı sıfırlanmış olsa, cari açık problemimiz ortadan kalkmış olacak dolayısıyla döviz açığımız söz konusu olmayacak. Açık söz konusu olmayınca da döviz fiyatlarında ki yükselişin önüne geçebilirsiniz. Uzun vadede bir politika bu. O zaman ne yapmalıyız? Alacağımız önlemlerden bir tanesi şu; enerjide muazzam bir şekilde ithalata bağımlıyız. Ya enerji tasarrufu sağlayacak politikaları bir an önce uygulayacağız ve veya en önemlisi alternatif enerji kaynaklarına yönelmek durumundayız. 270 gün güneşli olan bölgede güneş panelleri ile yani alternatif enerji ile biz kendi enerjimizi kendimizi üretebilirsek cari açığımızı aşağı çekmiş olacağız. Açık aşağı çekildikçe de dövize olan talebi minimize etmiş olacağız, dövize olan talep minimizasyonuna gidildiğinde de dövizde zıplama gibi bir durum söz konusu olmayacak. Bu mevcut yapısal problem. Dolayısıyla bizim yapacağımız ithal girdi, başta enerji olmak kaydıyla bunu aşağı çekici yapısal politikalar üreteceğiz, teşviklerinde buna uygun olarak gözden geçirilmesi lazım, üniversitelerimizin buna uygun bir şekilde yapılaması lazım, buna uygun inovasyonlar geliştirilmesi lazım. Dolayısıyla döviz talebini aşağı çekmiş olacaksınız, uzun vadede. ? diye konuştu.

?TÜRKİYE FON AÇIĞI OLAN BİR ÜLKE?

Son 1 yılda yaşanan döviz yükselişin ana kaynağının Amerikan Merkez Bankası FED ´in faizleri yavaş yavaş yükselteceğini ilan etmesi olduğunu belirten Emsen, Türkiye´nin fon açığı olan bir ülke olduğunu vurgulayarak, ?Kısa vadede şuanda ortaya çıkan yapı ise temelde yine Amerikan menşeili. Bir tanesi Amerikan Merkez Bankası FED ´in faizleri yavaş yavaş yükselteceğini ilan etmesi, yani son 1 yılda yaşanan döviz yükselişin ana kaynağı. 2008 krizini ABD aşabilmek için piyasayı fonlamıştı, yani Dolara boğmuştu. Şimdi onu çekmeye başladı, onu çekmeye başladıkça da faiz yükselmeye başlayacak, faiz yükselmeye başladıkça da fonlar Amerika´ya gidecek. Yani Türkiye fon açığı olan bir ülke. Fon açığı yaşamaktasın, ABD´de fonları geri almaya başladığında dövize olan talep keskin bir şekilde yükseldi, fiyatı arttı? diye söyledi.

EKONOMİ DE GELECEĞE YÖNELİK BEKLENTİLER BOZULDU

Dövizde ki yükselişin nedenlerini sıralayan Emsen, ?Dövizde tam istikrarın sağlanması isteniyorsa, enerjide alternatifi ülke alarak kendimizin üretmesi lazım? şeklinde açıklamalardabulundu.

Emsen,  ?2´inc bir neden ise yine altını çizerek söylüyorum, Türkiye ekonomisi, 2015 yılında 2 seçim yaşadı. Seçim kaos, belirsizlik demek. 2016´da 15 Temmuz´da tabiri caizse ?Allah´ın cezası? diyebileceğimiz bir vaka yaşadık. Bu da belirsizliği, iç savaşın eşiğinden dönüşe işaret etti. Bunu da dâhil ettiğimizde ekonomi de geleceğe yönelik beklentiler bozuldu. 3´üncüsü ise şuanda 15 Temmuz´u da ABD´nin yaptığına dair sinyalleri güçlendi. Zarrab Davası da üste binince, Halk Bankasına ceza kesileceğine dair beklentilerin yükselmesi, bankacılık sektöründe sıkıntının ortaya çıkacağına dair olasılıklarda dövize olan spekülatif talebi yükseltici yönde baskı yaptı. Dolayısıyla 2 etken dedik, şuanda yaşadığımız 2 etkeninin ikisi de dış zam, ABD´den kaynaklanan bir tanesi FED, ikincisi de ABD´nin siyasal boyutlu ögesinden kaynaklanmakta. Bunu atlattığında ki bunu atlatacak güce de sahip, dövizin stabil istikralı hale geleceğini söyleyebiliriz. Dövizde tam istikrarın sağlanması isteniyorsa, enerjide alternatifi ülke alarak kendimizin üretmesi lazım? diye konuştu.