Camiler ve Din Görevlileri Haftası´nda binlerce fidan toprakla buluşacak

Erzurum´da ?Camiler ve Din Görevlileri Haftası´ etkinlikleri kapsamında fidan dikimi yapılacak. Etkinlik, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş´ın talimatı doğrultusunda yapılacak. ?2019 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası Açılış Programı?nda konuşan Diyan

Tarih: 01.01.0001 00:00
Camiler ve Din Görevlileri Haftası´nda binlerce fidan toprakla buluşacak

 

 

Sinan AYDIN

 

 

?2019 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası? etkinlikleri,    Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu´nda düzenlenen ?Açılış Programı? ile başladı. ?2019 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası Açılış Programı?nda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hafta kapsamında ağaç dikme etkinliği düzenleneceğini belirterek ?Biliyoruz ki ağaç, tabiata hayat vermektir. Böylece din görevlisi hocalarımız, çevre ahlakı ve tabiata karşı sorumluluk bilinci konusunda da en güzel örnekliği göstermiş olacaklar.? dedi.

 

- Hayatın içinde camilerimiz var ve camilerde hayat var

 

Bu yıl ?Camiler ve Din Görevlileri Haftası? kapsamında ?Cami ve Hayat? konusunu gündeme taşıdıklarını belirten Prof. Dr. Erbaş; ?Hayatın içinde camilerimiz var ve camilerde hayat var´ gerçeğine daha güçlü şekilde dikkat çekiyoruz. Zira cami ile hayatın arasını ayırdığımızda, camiden uzak kaldığımızda, kendimize ve değerlerimize de yabancılaşıyoruz.? ifadesini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş şöyle konuştu:

?İnsanı ve varoluşu İslamî bir bakışla anlamlandırdığımızda, insanın yeryüzü ve hayatla ilişkisinde en önemli unsurlardan birisi de camidir. Kur´an-ı Kerim bizlere, yeryüzünde insanlar için inşa edilen ilk mescit olarak Kâbe´den bahseder. Bu ayet-i kerimeden anlıyoruz ki, insanın tarihi ile caminin tarihi iç içedir.

Bildiğiniz gibi Peygamber Efendimizin Medine´ye hicretle birlikte yaptığı ilk işlerden birisi de Mescid-i Nebî´nin inşası olmuştur.

Mescid-i Nebi ihtiyaçlarının karşılandığı, sorunların çözüme kavuşturulduğu, kimsesizlerin himaye edildiği, bireysel ve sosyal düzlemde her türlü mesele ile ilgili istişarelerin yapıldığı, kararların alındığı bir merkez olarak görev ifa etmiştir. Edep, adap, ilim ve irfanın aşılandığı bir mektep olarak hizmet vermiştir.?

Peygamber Efendimizin inşa ettiği Medine´yi örnek alan Müslümanların kurdukları medeniyetlerde, hayat ve şehirlerin cami merkezli planlandığını dile getiren Başkan Erbaş şöyle devam etti:

- Cami ve mescitler, İslam toplumlarının kimliği haline gelmiştir

?Böylece bütün yönleriyle hayatın, caminin öğrettiği ve temsil ettiği değerlerle inşa edilmesi hedeflenmiştir. Camideki tevazu ve hakşinaslığın iş hayatına, merhametin aile hayatına, şefkat ve zarafetin insan ilişkilerine yön vermesi hedeflenmiştir. Neticede caminin bireye kazandırdığı adalet, merhamet, yardımlaşma gibi ahlaki değerler toplumun huzur ve güvenini sağlamada büyük bir görev ifa etmiştir. Dolayısıyla cami ve mescitler, İslam toplumlarının kimliği haline gelmiştir. Tevhidin, birliğin, dirliğin, sevginin, paylaşmanın, yardımlaşmanın sembolü olmuştur. Minberi ve kürsüsüyle, üstün insanlık nizamının öğretildiği, ilim ve ahlak, marifet ve hikmet derslerinin verildiği ilim merkezleri haline gelmiştir.

Bu açıdan bakıldığında İslam düşüncesinde bilgi, güzel ahlak ve toplumsal değerler camiden hayata doğru yayılmaktadır. İnsanların, çevreyle ve toplumla iyi ilişkileri camide pekişmektedir. Müminlerin manevi dünyaları cami ile güçlü hale gelmektedir. Camilerdeki manevi ortam kalplerin mutmain olmasına ve huzur bulmasına yön vermektedir.?

- Cami, müminin kendi kalbiyle ilişkisinin ve Rabbiyle iman bağının en güçlü olduğu yerdir

?Bunun caminin dışına yansıması ise sorumluluk bilinci, hak duyarlılığı ve güzel ahlaktır. Erdemli insan olmaktır. Dünyanın huzur ve güvenine katkı sunmaktır. Bu açıdan camideki ibadet ve samimiyetin varlığı cami dışındaki istikamet ve güzel ahlak ile ölçülür. Takva, kalp temizliği ve manevi gelişmişlik, hayata insani erdemler ve ahlaki değerler olarak yansır.

Aksi halde kılınan namazlar ve yapılan ibadetler, sahibini kötülüklerden, hayâsızlıktan, haksızlık yapmaktan alıkoymuyor, onu merhamet ve güzel ahlak sahibi yapmıyorsa; orada ibadetin gayesi, özü ve hikmeti yitirilmiş demektir.?

- Camiler İslam toplumlarında ortak bilincin ve şuurun oluştuğu mekândır

Camilerin, toplumun her kesiminden insanların hiçbir ayrıma gitmeden bir araya geldikleri, bütün siyasi görüş ve farklı düşünüşlerin üstünde, milletçe hep beraber kaynaşma, kardeşlik ve muhabbeti yaşadıkları yer olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

?Camiler İslam toplumlarında ortak bilincin ve şuurun oluştuğu mekândır. Birlik-beraberlik duygularının en üst seviyeye ulaştığı zemindir. Cemaatle kılınan her namazda, aynı safta bedenlerin birlikte kıyam etmesi, kalıpların birliğinden kalplerin birliğine geçişi sağlayan en önemli duruştur.  Bütün bunlar ise bizlere takvada yardımlaşmayı öğreten ve yaşatan değerlerdir. Bu yüzden camiler İslam´da çok özel bir konuma sahiptir.

Bugün de bütün bir millet ve ümmet olarak bizim beraberce sahiplendiğimiz en güçlü ortak zeminimiz camilerimizdir.

İstiklal mücadelesinden 15 Temmuz´a zor zamanlarımızda camilerimiz ortak hareket noktamız olmuştur. Dolayısıyla birlik ve beraberlik açısından en güçlü mekânımız da camilerimizdir. Bunu muhafaza etmek ve bu konuda hassas olmak durumundayız. Zira son yarım asırlık süreçte, İslam dünyasında camilerde fitne ve tefrika çıkartarak müminlerin en güçlü zemini yıkılmak istenmektedir. Bunun için her birimiz, camilerimizi birlik ve beraberliğimizin en muhkem kaleleri olarak sahiplenmek zorundayız.?

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak camilerin, Peygamber Efendimiz döneminde ve İslam tarihi boyunca olduğu gibi hayatla iç içe olması için gayret ettiklerini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş; ?Bütün camilerimizi kadınlarımızın da erkekler kadar rahat ibadet edecekleri mekânlar haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda büyük mesafe kat ettik, eksikleri olan camilerimizi de hızlıca tamamlıyoruz. Önemle ifade etmeliyim ki imamlığını Peygamber Efendimizin yaptığı Mescid-i Nebî´ye kadınlar da gelir, ibadetlerini yapar, sohbetlerden istifade ederlerdi.? şeklinde konuştu.

Camiler Ve Din Görevlileri Haftası kapsamında ağaç dikme etkinliği düzenleneceğini belirten Erbaş; ?6 Ekim Pazar günü sabah namazından sonra bütün camilerimizde din görevlisi hocalarımız öncülüğünde cemaatimizle beraber fidan dikimi gerçekleştirilecektir. Bu vesileyle milyonlarca ağaç dikmiş olacağız. Biliyoruz ki ağaç, tabiata hayat vermektir. Böylece din görevlisi hocalarımız da çevre ahlakı ve tabiata karşı sorumluluk bilinci konusunda da en güzel örnekliği göstermiş olacaklar.? dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş?2019 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası Açılış Programı?nda yaptığı konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

- İçinde ibadet edilmeyen, cemaati olmayan camiler ?garip´ kalmaktadır

?Müminler olarak camilerimizi bütün değerleriyle sahiplenmeye ve camilerimize gelme alışkanlığımızı güçlendirmeye yönelik bir seferberlik başlatmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Biliyoruz ki içinde ibadet edilmeyen, cemaati olmayan camiler ?garip´ kalmaktadır. Camileri garip kalan bir Müslüman toplum hayat neşesini de kaybeder. Camileri mahzun bir milletin gönülleri de mesrur olmaz. Camileri garip ve mahzun bırakmamanın yolu, her vakitte içinde ibadet etmektir.

Ailelerimiz ve çocuklarımızla beraber her Ezan-ı Muhammedî´nin ardından camilerin huzur veren ikliminde buluşmaktır. Nitekim kıyamet günü Peygamberimizle beraber olacak 7 grup insandan birisi de, ?Kalbi mescitlere bağlı müminlerdir.´ Sadece fiziki varlığıyla da değil kalbi, ahlakı ve hayat değerleriyle mescide ve onun temsil ettiği değerlere bağlı kimsedir.

Bu hususta Rabbimiz çok açık ifadelerle bize şöyle ferman buyurmaktadır;

Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah´ın ve Resulü´nün çağrısına uyun.´

Bunun için, büyük fedakârlıklarla camiler inşa eden aziz milletimizden, aynı ilgiyi ve heyecanı camilerimizde ibadet etmek için de göstermelerini arzu ediyorum.

- Camilerimiz ancak görevinin şuurunda, bilgili, mesleğini seven, milletine ve dinine hizmet etmeyi en büyük şeref sayan din görevlilerimiz sayesinde hayatla içi içe olacaktır

Değerli din görevlisi hocalarım, kıymetli meslektaşlarım;

Sizler; Peygamber mirasını omuzlamış, hakikatin sorumluluğunu yüklenmiş gönül insanlarısınız. Zira görev yaptığımız mihraplar, minberler, kürsüler peygamber makamıdır. İnsanlara anlattıklarımız ise Allah´ın kitabı ve Resulünün sünnetidir. Bu şuur ve azimle İslam´a ve insanlığa hizmet için çalışmak büyük bir nimet ve onurlu bir görevdir.

Biliyoruz ki camilerimiz ancak, görevinin şuurunda, bilgili, mesleğini seven, milletine ve dinine hizmet etmeyi en büyük şeref sayan din görevlisi hocalarımız sayesinde hayatla içi içe olacaktır.

Bugün mahallemizde, şehrimizde,  Rabbini ve Peygamberini tanımadığı için yolunu ve huzuru bulamayan tek kişi kalmasın diye gayret etmeye mecburuz. Caminin değerleri ile hayatın tamamını buluşturmak için en çok biz çaba göstereceğiz.

Zira bir mümin olarak erdem ve güzel ahlakın yaygınlaşması ve yeryüzünün imarı için çalışmak bizim iman ve kulluk görevimizdir. Aynı zamanda toplumu din konusunda aydınlatmak gayesiyle, doğru bilgi ve yöntemle din hizmeti sunmak bizim yasal sorumluluğumuzdur. 

Bunun için özellikle hizmet ettiğimiz bölgeyi, mahalleyi ve muhatap kitlemizi bütün özellikleriyle tanımak ve ona göre rehberlik yapmak durumundayız. Cemaatimizle, öğrencilerimizle iletişimimizi güçlü tutmak, camiye gelen-gelmeyen, toplumun her kesimine nebevi yöntemle ulaşmak zorundayız.

Söz ve davranışlarımızla ibadetin hayat ve ahlak ile buluşmasına en güzel örnek olmak durumundayız. Hiçbir ayrım yapmadan toplumun her kesimi ile iletişim içinde olmak, dargınların barıştırılmasından çocukların eğitimine, muhtaçların gözetilmesinden ailenin huzuruna, hayatın her anında cemaatimizin ve halkımızın yanında olmak, onlara manevi rehberlik yapmak ve din hizmeti sunmak zorundayız.?