Ciddi sorunların yaşandığı Tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik, STK´ların tamamı aynı reçeteyi yazıyor: ?DESTEKLER TOPYEKÛN DEĞİŞMESİNDEN YANAYIZ?

Tarım ve hayvancılık sektörüyle ilişkili STK´ların tamamı, desteklemelerin gözden geçirilmesi gerektiğini, hatta değişmesinden yana olduklarını aktarıyorlar.

Tarih: 01.01.0001 00:00
Ciddi sorunların yaşandığı Tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik, STK´ların tamamı aynı reçeteyi yazıyor:  ?DESTEKLER TOPYEKÛN DEĞİŞMESİNDEN YANAYIZ?

Nesrin Çetinkaya

Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Müdürü Akın Üstün, Erzurum´da tarım ve hayvancılığın sorunlarına ilişkin GÜNEBAKIŞ´a özel açıklamalarda bulundu. İlde kapasiteyi artırıcı, kalıcı ve uzun vadede politikaların üretilmesi kanısında olduğunu paylaşan Üstün, ?Kalkınmayı hayvancılıkta yerelden başlatmak lazım? dedi.

Hayvan fiyatlarında ciddi bir düşüşün olduğunu dile getiren Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Müdürü Akın Üstün, bunun girdi maliyetlerinin yüksek olmasından kaynaklandığını belirtti. Verilen desteklemelerde topyekûn bir değişikliğe gidilmesinden yana olduğunu kaydeden Üstün, şuanda ülke genelinde birçok kaleme destek verildiğini ve bunun dağınıklığa neden olduğunu vurguladı. Desteklerin üreticiye ciddi manada katkı sağlamadığına değinen Üstün, oranların düşüklüğünden yakındı. Özelikle gençlerin hayvancılığa yönelebilmesi için kar oranlarının artırılması gerektiğine dikkat çeken Üstün, bu noktada STK´ların, Valiliğin, Belediyelerin işbirliği yapması gerektiğine dikkat çekerek, ?Kalkınmayı hayvancılıkta yerelden başlatmak lazım? dedi.

Bir dönem elden çıkarılan TİGEM´lerin yeniden kurularak, faal işlerlik kazanmasından yana olduğunu dile getiren Üstün, Et ve Süt Kurumunun ise özellikle alım noktasında piyasada öncü olmasını istedi. ESK´nın fiyat artış ve düşüşlerinde arada bir sigorta görevi görmesi gerektiğini belirten Üstün, ?Bu noktada siz fiyat yükseldiğinde müdahale etmezseniz fırsatçıları zengin etmiş, fiyat düştüğünde müdahale etmezseniz üreticiyi aradan çıkarmış olursunuz? diye konuştu.

GİRDİ MALİYETLERİ YÜKSEK

Girdi maiyetlerinin yüksek olmasının piyasalarda gözle görülür bir düşüşe neden olduğuna değinen Üstün, ?Ülkemizde Kurban Bayramından sonra hayvan fiyatlarında gözle görülür bir düşüş var. Tabi bunun birinci nedeni girdi maliyetlerinin yüksek olması. Bu sene piyasada saman yani hayvanın kaba yemi yaklaşık 800 lira civarında satılıyor. Bunun yanında yem fiyatları yükseldi. 1 kilogram kesifi 1,2´lere kadar yükseldi. Tabi girdi maliyetleri yükselince hayvancılıkta kar düşüyor, bunun beraberinde et fiyatlarına da Tarım Bakanlığının müdahale etmesiyle beraber besicilik yapan üreticilerimizin çoğu şuan zarar etmiş durumda. Bundan dolayı yeni besicilik işletmesi kuracak olan üreticilerde endişeli, elinde hayvanı olan insanlarımızda endişeli.  İlimizde ve ülkemizde ciddi manada bir sıkıntı yaşanıyor. Artı bir tehlike var, bunu da yetkililerin görmesi gerekir. Bu sene girdi maliyetlerinin yüksek olması süt sığırcılığı yapan işletmelerin birçoğunun kapanmasına neden olacak. Bu da ne demektir; süt sığırcılığı yapan işlemelerin dişi hayvanları, yani damızlık değeri olan hayvanları kesime gönderecekler. Bu bir sonraki yıla yine bu ülkede et problemi olarak, canlı hayvan sayısında problemler ortaya çıkaracaktır? şeklinde konuştu.

?DESTEKLERİN TOPYEKÛN DEĞİŞMESİNDEN YANAYIZ?

Destekleme oranlarının düşük olduğuna ve üreticiye katkı sağlamadığına dikkat çeken Üstün, bu noktada topyekûn bir değişikliği gidilmesini önererek, ?Bu noktada desteklerin topyekûn değişmesinden yanayız. Şuanda ülkemizde birçok kaleme destek veriliyor ve bundan kaynaklanan bir dağınıklık var. Ancak verilen desteklerin hiçbirisi üreticiye ciddi manada katkı sağlamamaktadır. Çünkü destek oranları çok düşük. Bugün Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyasladığınız aman onların yarısından daha az oranda destek alıyoruz. Bunun için destek oranlarının artırılması gerekir. Mesela küçükbaşta, geçtiğimiz yıl ilimizde destekleme alan anaç hayvan sayısı 432 Bin. Bu dönem müracaata baktığımız zaman müracaat 439 Bin. Bu müracaatı içerisinde birde destekleme alamayan yani şartlara uymayan hayvanlarda olacak. Bu ne demek, yani geçen yıla oranla ilimizde ciddi anlamda hayvan artışı olmamıştır. Oysaki buna bağlı olarak ilimizde nüfus artışı olmuştur. Ülkemize Ortadoğu ülkelerinden gelen ciddi bir nüfus var. Tüketim ülkemizden olunca, bunlarında yansımalarını görmekteyiz.  İlerleyen zamanda görünen şu ki, kırmız et üretimi ile nüfus artışından dolayı ülkede ki et ihtiyacı arasında ki makas iyice açılacak? ifadelerini kullandı.

KAPASİTEYİ ARTIRICI POLİTİKALAR GELİŞTİRMEK LAZIM

Erzurum´un coğrafi olarak uygunluğuna ve geniş kapasitesine vurgu yapan Üstün, ?Biz yetkililerin kalıcı ve kökten çözümler üretmelerinden yanayız. Amacımız ilimizde başta olmak üzere, ülkemizde hayvan sayısının artması. Dışa bağımlılığımız azalması noktasında bunu fazlası ile önemsemekteyiz. Türkiye hayvansal ve bitkisel üretim için ideal bir coğrafyaya sahiptir. Fakat biz bu coğrafyayı, elimizde olan doğal varlıkları verimli kullanamıyoruz. Maalesef bu noktada ciddi olarak bir yetersizliğimiz var. O yüzden bunun önünü açmak lazım. Var olan kaynakları üretime dönüştürmek lazım. Bizim ilimiz 2 milyon küçükbaşı kaldırabilecek bir kapasiteye, coğrafi yapıya sahip. Ama ilimizde ki hayvan sayısı 1 milyona ulaşmıyor. Yani biz kapasitenin yüzde 50´sine bile ulaşamamışız.  O zaman ne yapmamız lazım? diye konuştu.

?KALKINMAYI HAYVANCILIKTA YERELDEN BAŞLATMAK LAZIM?

Hayvancılıkta kalkınmayı yerelden başlatmak gerektiğine olan inancını paylaşan Üstün, Baktığımız zaman ticarette olmazsa olmaz bir kavramdır kazanmak. Köylerimizde hala geleneksel yöntemlerle devam eden işletmeler var. Kar, zarar hesabı yapmadan faaliyet yürüten aileler var, ama gençlerin bu işe yönelebilmesi için kar olması lazım. Bu işin karlı hale getirilmesi gerek.  Bu da fiyat istikrarın sağlanması ile mümkün olabilir. Bu noktada hükümetin daha iyi politikalar üreteceğine inanıyoruz. Ama bunun dışında da yerelde STK´ların, Valiliğin, Belediyelerin bu noktada işbirliği yapması lazım. Kalkınmayı hayvancılıkta yerelden başlatmak lazım? ifadelerine yer verdi.

KÖYLERDE Kİ ALTYAPIYI GELİŞTİRMELİ

Ciddi oranda göç veren köylerin altyapı sorunlarının giderilmesi gerektiğinin altını çizen Üstün, konuya ilişkin olarak, ?Köyler ciddi oranda göç vermekte, köylerde ki genç nüfus oranı bitmiş durumda. Gençleri bu işe teşvik edecek, kentten köye dönüşün yolunu açacak politikalar üretmek lazım. Köylerde ki, sosyal, ulaşım, eğitim, sağlık noktasında altyapıyı geliştirmek lazım. Köylerde ki sosyal yaşam standardının yükseltip köyde yaşayan insanlarımıza bir kazanç yolu gösterdiğimiz takdirde, insanlarımız köyüne dönecektir diye düşünüyorum. Politikalarımız popülizm değil de, biraz daha ayakları yere basan, sorunların tespit edilerek kalıcı ve uzun vadede çözümler üretilmesi gerekiyor. Bugün baktığımızda uygulanan politikalar ithal hayvan getirelim, et fiyatlarını düşürelim, tüketici buradan ucuza yesin. Tüketici elbette ki ucuza et yesin ama tüketici ucuza et yerken üreticiyi de bitirmemek lazım. Tüketiciyi korumak adına et fiyatları düşüyor, fakat girdi maliyetleri yüksek bu noktada üretici ne olacak. Buna bağlı olarak üretici sektörden çekiliyor. Böyle giderse 2018´de hayvancılıkta daha ciddi problemler yaşayacağını şimdiden görüyoruz? şeklinde açıklamalarda bulundu.

ÜSTÜN´DEN, ?ESK VE TİGEM ÖNERİSİ?

Son olarak TİGEM´lerin yeniden işlerlik kazanmasını ve ESK´nın özellikle alım noktasında piyasada öncü olmasını isteyen Üstün, ?Bugün pancar üretiminde nasıl bir kota ve fiyat belirleniyorsa, bu hayvancılıkta da gayet uygulanabilir. Bir dönem elden çıkarılan TİGEM´ler var, ama biz onların yeniden kurulmasını ve yeniden faal işlerlik kazanmasından yanayız. Et Süt kurumlarının daha verimli çalışmasını, tamamen piyasa oyunsusu olmasından yanayız.  Çünkü özellikle alım noktasında ESK piyasada oyuncu olmalı. Yani fiyatları regüle etmeli, çok aşırı yükselmeyi de engellemeli, bunun yanında düşmesini de engellemeli. Yani arada bir sigorta görevi görmek zorunda. Bu noktada siz fiyat yükseldiğinde müdahale etmezseniz fırsatçıları zengin etmiş olursunuz, fiyat düştüğünde müdahale etmezseniz üreticiyi aradan çıkarmış olursunuz. Yani işletmeleri kapatmış olursunuz. Bu da ülkemize, ilimize zarar verir? diye söyledi.