CİMCİME HATUN TÜRBESİ ANIT MEZAR ÖZELLİĞİ TAŞIYOR

Bin 300’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilen Cimcime Hatun Türbesi günümüzde gizliliğini korumaya devam ediyor.

Tarih: 15.05.2023 18:33
CİMCİME HATUN TÜRBESİ ANIT MEZAR ÖZELLİĞİ TAŞIYOR

www.gunebakiserzurum.com / Muhammet YILMAZ

Daha önce Günebakış Gazetesi’nin muhabiri Muhammet Yılmaz’ın yaptığı Cimcime Hatun haberine müteakiben, Araştırmacı Yazar Abdurrahman Zeynal açıklamalarda bulundu.   

Türbe geleneğinin Anadolu’ya Büyük Selçuklu Devleti tarafından geldiğini söyleyen Araştırmacı Yazar Abdurrahman Zeynal, kümbetin iki katlı olduğunu ve iki amaçla kullanıldığını, üst katın devlet işlerinin konuşulduğu bir yer, alt katın ise eğer Sultan’ın kabri için ayırt edilen bir yer olduğunu ifade etti. 

Zeynal, ‘’Türk tarihinde kadının yeri çok önemlidir. Kadın beynin yanıdır. Dolayısıyla bu gelenek Orta Asya’dan beri gelmiştir. Erzurum’da kadınlar hiçbir zaman kendi ismiyle anılmamış, buna karşılık; Paşa Hanım, Paşa Nine, Paşa Bibi, gibi unvanlarla anılmıştır. Türkiye’de şuan da Paşa unvanıyla anılmış kadınlar Erzurum’dan sağlamlaştırılmıştır. Yani bu gelenek bize Kazan Hanlığı’nın Hükümdarı ‘Süyümbike Sultan’dan gelmiştir. Ruslara karşı müthiş bir direnç gösteren Süyümbike Sultan kadınların adını yüceltmiştir. Bu da bizim tarafa Paşa olarak geçmiştir. İşte bu kadınlara Paşa adı verilen şehirlerden bir tanesi de Erzurum’dur. Bin 300’lü yıllarda Mama Hatun’un beylikleri Tercan, Erzurum, Erzincan civarlarında kurulan bu beylikler, bir ara Cimcime Sultan’ın eline geçmiştir. Bu olayla Cimcime Sultan hükümdar unvanını almıştır. Hükümdar olunca, Selçuklu geleneklerini taşıdığı için o dönemde zengin hükümdarların, beylerin, paşaların yaptırdığı gibi bir kümbet yaptırıyor. Kümbet iki katlıdır ve iki amaçla kullanılıyor. Üst kat, devlet işlerinin konuşulduğu, namaz kılınan ve günlük işlerin konuşulduğu bir yerdir. Alt kat ise, eğer Sultan ölürse kabri buraya gömülmesi içindir. Bir nokta da buraya anıt mezar denilebilir. Anıt mezar özelliği Anadolu’ya Büyük Selçuklu Türklerinden getirilmiş bir özelliktir. Cimcime Sultan’da bu özelliğinden dolayı o kümbeti yaptırmış ve bu kümbet onun ismiyle anılmıştır. Ancak içerisinde kabir yoktur. Büyük kümbetlerin içerisinde ki kabirler genellikle temsili kabirlerdir. Bunun nedeni kümbeti yaptıran Sultan’ın o günün şartlarında örneğin Halep’te ölmesi sonucunda buraya getirilememesidir. Tabi gerçekten kabir bulunabilir, bu durum şahsın nerede vefat ettiğiyle alakalı bir durumdur. Burası yerel halkın ağzında Firdevs Hanım’ın mezarı olarak da geçebilir. Ancak elimizde yazılı bir kanıt veya belge yoktur. Bu söylemler sadece halk arasında yaygındır ve doğruluk derecesi belli değildir. Sadece bir ihtimal olabilir, Türklerde künye adları çok önemlidir. Örneğin Abdurrahman Gazi Türbesi’ni adını aldığı Abdurrahman Gazi olarak biliriz. Ancak bu onun künye adıdır. Gerçek ismi Erzurum’u fetheden İslam Ordusu komutanı Habib bin Mesleme’dir. Dolayısıyla Firdevs Hanım’da Cimcime Sultan’ın künye adı olabilir söylediğim gibi sadece halk arasında bu durum böyledir belgeli kanıt yoktur. Bu olayın açıklanamamasının en büyük sebeplerinden birisi şudur. Bin 300’lerde iki Türkmen Boyu, Akkoyunlular ve Karakoyunlular, birbirleriyle çok büyük bir savaşa girmiş ve o savaştan hiç kimse canlı olarak çıkamamıştır. Bu nedenle bu durumu bizlere rivayet edecek kimse de kalmamıştır.’’