Eğitimci Ertaş’tan gençlere altın değerinde tavsiyeler

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı, 2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçlarını açıkladı.

Tarih: 17.08.2022 09:52
Eğitimci Ertaş’tan gençlere altın değerinde tavsiyeler

Gençlerin bu süreci en doğru şekilde atlatmak için yapılması gerekenleri GÜNEBAKIŞ’a anlatan Eğitimci Murat Ertaş (Taşkent Eğitim Kurumları Eğitim Danışmanı), adaylara altın değerinde tavsiyelerde bulundu.

Nesrin Demir

Üniversite kazanmanın ve bitirmenin bir sonuç olmadığının kaydını düşen Eğitimci Murat Ertaş, “Önemli olan, gençlerin üniversiteden mezun olduktan sonra edinilen akademik yeterlilik, donanım ve mesleki yetkinliğin doğrultusunda bir gelecek inşa edip edemeyeceği” vurgusunu paylaştı.  Günümüzde her iki insandan birinin üniversite mezunu olduğunu söyleyen Ertaş, bu hususta gençlere neler yapmaları hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

ÜNİVERSİTE KAZANMAK SONUÇ DEĞİL BAŞLANGIÇTIR

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Ertaş, “Tercih sonuçları açıklandı. Gençler ve aileleri için hayırlı olsun. Hedefine ulaşan gençlerimizi tebrik ediyorum. Öğrenciler bir üniversiteyi kazandığında elbette sevinecekler; ama üniversiteyi kazanmak bir sonuç değil, üniversiteyi bitirmek de. Önemli olan, gençlerin üniversiteden mezun olduktan sonra edinilen akademik yeterlilik, donanım ve mesleki yetkinliğin doğrultusunda bir gelecek inşa edip edemeyeceği… Sokaktaki iki insandan biri üniversite mezunu artık... Hatta ev hanımları, gençliklerinde üniversite okumayan orta yaşlardaki erkekler açık öğretim fakültelerinden diploma biriktirmeye bile başladılar. Hayat bu, ne olur ne olmaz diye… Birkaç üniversite mezunu olan insan sayısı tek üniversite mezunlarına yetişti neredeyse…

O halde üniversite kazanan gençler ne yapmalı? Başta kazandıkları bölümle ilgili kişisel gelişimlerini sağlayacak süreli yayınları takip etmeliler, daha birinci sınıftayken bir veya birkaç yabancı dil çalışmaya başlamalılar ve ulusal/uluslararası nitelikli çevre edinmelidirler. Bunları yapmazlarsa; dört beş yıl tez gelir geçer, bir kuru diplomayla açıkta kalabilir, bunalıma girebilirler. Hayat tüm gerçekliğiyle ve ciddiyetiyle devam ediyor” ifadelerinin kullandı.

TECRÜBE EDİLDİ VE GÖRÜLDÜ Kİ, İNTERNET ÜZERİNDEN DERS DİNLEMEK ve SINAVLARA HAZIRLANMAK BEKLENİLEN FAYDAYI VEREMEDİ

Salgın döneminde internet ortamında dinlenilen derslerin pek fayda sağlamadığına dikkat çeken Ertaş, "Salgın (pandemi) sürecinde, hayatın her alanında olduğu gibi eğitimde ve sınavlara hazırlanma sürecinde de yeni alışkanlıklar edindik: çevrimiçi toplantılar, çevrimiçi dersler… İnternet üzerinden ders ve eğitim danışmanlığı hizmetlerini satan yeni sektörler hızla arttı… Akıllı telefonlara, sosyal paylaşım sayfalarına, internet oyunlarına tiryaki olan gençler için internet üzerinden dersler ilk bakışta kendi konforlarını bozmayacağı için çekici geldi ve internet derslerine rağbet ettiler. Ailelerin de işine geldi başlangıçta… Çocukları evde daha çok kalacaktı. Yüz yüze eğitimin yüksek maliyetinden kurtulmuş olacaktı aileler; çocuklarının ulaşım, dışarıda yeme-içme gibi ek masrafları olmayacaktı.  Daha birçok nedenden dolayı sanal ders ve eğitim programları konforuna ve cebine düşkün ailelere de cazip geldi. Ekonomik durumu iyi olmayan aileler için bir alternatif gibi görünen sanal ders maalesef yine istenilen başarıyı getirmemektedir.

Salgın (pandemi) süreci ve sonrası, yaklaşık üç yıl tecrübe edildi bu sanal dünya… LGS, YKS, KPSS ve diğer sınavlara yönelik internet üzerinden eğitim paketi, yayın ve program satan birçok kişi ve kurum bu süreçte ciddi paralar kazandılar. Yepyeni bir sektör oluştu. Ancak üç yıllık tecrübe gösterdi ki kazın ayağı hiç de öyle değil.

Yaşadık ve hep beraber gördük ki yaşı kaç olursa olsun, öğrenci akıllı telefonu elinden bırakmadan başarılı olamıyor. Ders dinlemek için girdiği internet âleminde geçirdiği sürenin belki beşte birini ancak derse ayırabiliyor. Kalan sürede internetin haz ve merak dünyasının esiri oluyor; arkadaş gruplarında, sohbet odalarında takılıp kalıyor” diye konuştu.

Ertaş açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Tüm eğitimciler kabul eder ki her insan ayrı bir dünyadır. Her insana onun ruh dünyasına, bilgi düzeyine göre eğitim verilir. Şartlar dâhilinde bu ancak yüz yüze eğitimle verilebilir. Madem her insan ayrı dünya, bu öğrencilerin kişisel problemleri, aile, arkadaş ve akran ilişkileri, zevkleri, alışkanlıkları vb davranış biçimleri eğitim sürecinin en önemli parçalarıdır. İnternette ders anlatan öğretmen bırakın öğrencinin ruh dünyasını, diğer ilişkilerini sadece ders durumunu dikkate alsak da bilgi düzeyi en düşük öğrenciye de en yüksek öğrenciye de aynı dili kullanıyor. Bu durum dünyanın hiçbir yerinde başarıyı getirmez ve tercih edilmez. Meselâ hazırlık sürecinin başında iki Matematik net yapabilen öğrenciye de yirmi net yapan öğrenciye de aynı ders dilini kullanamazsınız. Aynı anlatım hızıyla ve aynı örneklerle ders anlatamazsınız, aynı ödevleri veremezsiniz. Herkese eşit kullanılan sanal ders diline ben “robotik dil” diyorum. Meselâ; ders başarı seviyesi düşük öğrenciye daha yavaş ve sık sık geri dönüş alarak konu anlatılır; durumu iyi olan öğrenciye ise hızlı ve pratik yollar verilerek…”

YKS’DE MEZUNA KALAN ÖĞRENCİLERİN YAPTIĞI İKİ HATA

Mezuna kalan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Ertaş, “Bilhassa mezuna kalan öğrenciler, "12. Sınıftayken sınavı tecrübe ettim, çalıştığım kadarıyla her dersten bir temel edindim, artık evde çalışayım!" düşüncesiyle internet üzerinden satın aldıkları programlardan verim alamadılar. Birçok öğrenciyle görüştük ve gördük ki mesela 12.sınıftayken YKS’de 120 binde kalan öğrenci evde çalışmaya karar verip internetten çalışmaya çalışmış ama önceki yılından daha kötü sonuç elde ederek 170 bine gerilemiştir. Böyle çok örnek var elimizde.

Mezun öğrencilerin düştüğü diğer bir hata da tek dersten sınava hazırlanmak, tek dersten özel ders almak vb. Böyle düşünen ve uygulayan öğrenciler de genellikle başarısız oldu. Unutulmamalıdır ki sınav sadece bilgiyi ölçmez, sınav anındaki psikolojiyi, stratejiyi ve öğrencinin aynı her dersin her konusunu yapabilme kabiliyetini ölçer. Her dersin ve konunun düşünme biçimi ve psikolojisi farklıdır. Aynı anda tüm derslere çalışamayan, tek derse odaklanan veya internet dünyasında oyalanan öğrenciler başarısız oldu.

İnternetten dinlenen derslerin hiç mi faydası yok. Elbette var. Sanal platformdaki derslerin, bütüncül bir başarıya değil ama öğrenciye ve ders başarı seviyesine göre çok özel bir konuda kısmen faydası olabilir. Dijital derslerin, il ve Türkiye derecesi yapabilecek düzeydeki öğrencilere, iç kontrolü olan ve sorumluluğa sahip, neyin ne olduğunu bilen öğrencilere faydası muhakkak olmuştur. Dijital bağımlılığı olan öğrenciler için dijital dersler maalesef uzun süre takip edilemeyen, kısa süreli bir hırs ve heves olarak kalan bir ticari ürün olarak kalmaktadır. İnternet üzerinden ders dinleyeceğim, iddiası çocukların ve gençlerin internet bağımlılığına neden olabiliyor.

Olması gereken sınavlara her dersten çok ciddi hazırlanmak, sınavlara hazırlıkta esas olan kendi yanlışımızı öğrenmekse yanlış yaptığımız soruları bizim bilgi ve dikkat düzeyimize göre bize anlatacak canlı kanlı, bizi ve insanı tanıyan yetkin öğretmenlerle çalışmak” şeklinde konuştu.