“ERZURUM’A DAHA FAZLA HOBİ BAHÇESİ GEREKİYOR”

Hobi bahçeleri eskiden Avrupa’da mahkûmların psikolojilerini düzeltmek için planlanan üretim alanları olurken şimdi şehirlerde yaşayan insanların toprak sevdasını gideren üretim yerleri oldu.

Tarih: 12.07.2023 18:48
“ERZURUM’A DAHA FAZLA HOBİ BAHÇESİ GEREKİYOR”

www.gunebakiserzurum.com / Muhammet YILMAZ 

Kırsal kesimde ki insanların yaz aylarının neredeyse tamamını tarlada veya bostan da geçirdiğini ve şehirde yaşayan insanların da bundan örnek olarak hobi bahçelerini şehirde sistematik bir şekilde imar tabanlı üretime dönüştürdüğünü dile getiren Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Müdahir Özgül, hobi bahçelerinin şehir açısından önemli olduğuna değindi. 

Özgül, “Hobi, bizdeki tanımıyla türetilmiş bir kelimedir. İnsanların boş zamanını belli uğraşlarla geçirmeleri için yapmış oldukları faaliyetin adıdır. Avrupa’da ve Dünya’da ve Türkiye’de nüfusu kalabalıklaşmış şehirler, kentler olunca nüfusun kahır ekseriyeti kırsaldan yaşamını sürdürmek için şehre göçüp şehir nüfusunu katlayınca ve aritmetik bir artış olunca, insanoğlu kademe kademe doğadan kopmuş olmamanın kendi üzerinde psikolojik bir travmaya doğru gittiğini anladı ve tekrar insanın zihninde ve dimağında yeniden doğaya dönme, yeniden toprakla buluşma isteği başladı. Başlangıçta bu denemeler Avrupa’da ceza evinde kapalı kalan mahkûmların psikolojilerini düzeltmek için şehir içlerinde şehir merkezlerinde boş alanlarda üretim alanları oluşturmayla başladı. Mahkûmlar getirilir boş alanlara ve toprakla uğraştırılırdı. Mahkûmların psikolojilerini düzeltmek ve toprakla uğraştırmak üzerlerindeki negatif enerjiyi attırmak için toprakla çalıştırılıp hem mahkûmların zamanını geçmesi hem de üretime katkıda bulunmaları ve şehir içlerindeki boş araziler, alanlar tarımsal üretimde değerlenmiş oluyor. Sonra muhtemel ki psikolojik olarak tüm toplum o mahkûmların psikolojisine benzeyince toplumda toprağa dönme, toprağı işleme ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bunu zaten önceki nesiller kırsallarda yapıyordu. Köyde ve kırsalda bulunan insanlar vakitlerinin büyük bir bölümünü yazın tarlada ve bostanda geçiriyorlardı. Şehirli bunu yapmak isterken bir şey düşündü. Sonra bu olay sistematik bir plan çerçevesinde imar tabanlı üretime dönüştü. Önemli modern şehirlerin içlerinde veya yakın çevrelerinde küçük 100 veya 200 metrekarelik alanlarda yerler parselleyelim ve bu alanlar yerel yönetimler tarafından belli dönemlerde kiralandı. İnsanlar hem toprakla uğraşıp hem de bir şeyler üretip, yetiştirdiler. Bunun yansıra eğlendiler, yetiştirdiler ve ürettiler. Özellikle imar problemini çözememiş yerlerde bizim şehrimiz bu konuda örnek bir şehir değildir. Erzurum kadim geçmişi olan bir şehirdir ve imarsız alanları var. Kayakyolu’ndan Palandöken Dağı’na doğru imarlı 200 metre sonrası doğusunda gecekonduludur. Daha kendi içerisinde imarı yapılmamış bir yerelden buraya imar planı içerisinde hobi bahçeleri koyup vatandaş gelsin, kiralasın daha altyapı, su ve elektriğini karşılasın gibi yaklaşımda ve burada boş zamanlarını değerlendirsin, nasıl beklersiniz? Böyle bir düzen içerisinde bu yapılamayınca üniversitede kendi alanı içerisinde birazda imardan kaçırmak için yüksek katlı imara engel olmak için ve belediyenin oradaki iştahını azaltmak için o alanı hobi bahçesi yaptı. Üniversitede böylelikle kendi mensuplarına işletmeye başladı. Bu imar alanın içinde elektriği, suyu ve altyapısı var. Her şey belli, giriş ve çıkışlar kimin ne yaptığı da kontrollüdür. Ancak vatandaş bunu görüp bu imarı yerelde tesis etme olanağı bulamadığı için bu sefer hileye başvurdu. Vatandaşın birisinden bir parseli satın aldı. Bu parseli bir kooperatif üzerine satın aldı. Kooperatife 50 kişiyi yakın üye yaptı. Bu tarlayı da kendi içinde 50’ye böldü. Tapu Kadastro bölmediği gibi kooperatif herkese parselleri bölerek herkese hisse verdi. Hissesi olanlarda oraya yapsat bularak oralara küçük evler ve piknik alanları yaptı. Burayı neden tarımın dışında kullanıyorsun dendiğinde, kooperatife tarımsal üretim yapılacağını ve ‘tarımsal üretim kooperatifiyim’ diye söyledi. Tarımsal üretimde bulunması gereken alanlar hızlı bir şekilde tarımın dışında kullanılmaya başlandı. Düşününün ki 60 kişiden oluşan bir kooperatif bunların hepsinin hali ve vakti yerinde ve her birisi 1 bin TL vererek bir tarla satın aldı. 5 bin TL vererek birer baraka yaptırdı. Böyle olunca da tarla elinden çıktı.  Belli alanlarında küçük sebze üretimi yapılabiliyor ama 50 dekarlık bir alanını düşünün Erzurum’da üç ton patates verip 150 ton patates alınan bir tarladan bütün hobi bahçelerini toplasan belki 150 kilogram patates ve sebze alınır. Buna dönüşünce arazi kullanımının yani tarım arazilerinin kullanımının tarım dışına çıkarılması böylece de bu alanların imar için şehir cidarında şehre bitişik ve imara açık yerlerde imar içinde bir ilk adım olarak değerlendirmeye başladı. Burayı yapan yapsatçı müteahhit 4 sene sonra gelerek hobi bahçesin sahiplerine, ‘buraya mevzi imar alalım ve burada size villa yapalım.’ Dedi. Bu hobi evleri villalara dönüşmeye başladı.  Doğal olarak biz arazi yönetimi arazi üzerine planlama yapan düşünen ve çalışan çiftçiler, akademisyenler, teknisyenler ve mühendisler buna karşı çıktık. Bu durumu çeşitli platformlara taşıdık. Daha sonra meclis gündemine geldi ve ülkemizde arazi yağmasına dönüştürülmüş tarım arazisi yağması olan hobi bahçelerini engellemek için büyük bir mücadele gösterdik. Bu alanda da hükümet büyük önlemler aldı. Şu anda da bir kooperatif tanımın içerisinde tarım arazisi içerisinde ev ve bina yapma işi engellendi. Yapılan hobi bahçelerinin de yıkılması gerekiyordu. Yerel yönetimler farklı sebeplerden dolayı hobi bahçelerinin yıkılmasına yanaşmadı. Bunun nedeni yerel yönetimden üst düzey birinin de ve bir siyasetçinin de hobi bahçesi var. Hobi toplumun bir ihtiyacıdır. Bu hobi ihtiyacını gidermek için imar içerisinde alt yapıya ve çevresel faktörlere uygun mesela millet bahçesinin içerisinde veya şehrin boş bir alanında Erzurum’da atlama kulelerin altında boş bulunan alanlarında hobi bahçesi tesis edilip insanların yılın belli bölümün de toprakla buluşturup ve bitkiyle üretimle buluşturma açısından psikolojik açısından da iyileştirme için bir ihtiyaçtır. Ama şehrin dışında yeni imar alanları yapmak için ön bir çalışmanın içine girip bir tarım arazisi yağmasına dönüştürmek ülkemizin ve şehrimizin geleceği açısından açık bir felakettir.”