Erzurum'da Özdağ Rüzgârı

Zafer Partisi Genel Başkanı Profesör Doktor Ümit Özdağ Erzurum’a geldi.

Tarih: 22.12.2023 23:50
Erzurum

www.erzurumgunebakis.com / Halil İbrahim Aktaş

Zafer Partisi Genel Başkanı Profesör Doktor Ümit Özdağ Erzurum’u gezdi. 

Özdağ’ın Erzurum’daki ilk durağı Karskapı Şehitliği oldu. Karskapı Şehitliği’ni ziyaret eden Özdağ, partilileri ile birlikte Cemal Paşa’nın kabrinde dua etti. Karskapı Şehitliği’nden sonra Cumhuriyet Caddesi’ne gelen Ümit Özdağ esnafı gezip oradan da Atatürk Evi’ni ziyaret etti. Genel Başkan Özdağ, Atatürk Evi’nde kendisine sorulan soruları yanıtladı. Özdağ, gezi programını, Milli Eğitim Bakanı’nın bir milli güvenlik sorunu haline geldiğini, Zafer Partisi’nin yerel seçimlerdeki adaylarının hemen hemen hepsinin Aralık ayının sonunda belirleneceğini söyledi. 

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özdağ, Rezerv Alan Yasası’nın kötü niyetli kullanıma açık bir yasa olduğunu, Yargıtay’ın ise Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı tanımayarak suç işlediğini, bazı yasaların yanlış olsa dahi kaldırılana kadar uygulanmak zorunda olduğunu söyledi. Ümit Özdağ daha sonra tarihi Erzurum Kongresi’nin gerçekleştiği Erzurum Kongre Binası’na gitti. Daha sonrasında ise Zafer Partisi Erzurum İl Başkanlığı’nın açılışını yapıp konferans verdi.

Gezi Programı

“Samsun, Ordu, Giresun Rize Trabzon, Artvin yani bütün Doğu Karadeniz’i kapsayan bir gezi gerçekleştirdik ve şimdi Doğu Anadolu’dan Ankara’ya doğru Erzurum Bayburt, Gümüşhane, Erzincan, Sivas üzerinden Ankara’ya döneceğiz. 13 günde 11 ili dolaşmış olacağız, vatandaşla, esnafla, gençlikle bir araya gelmiş olacağız. Şu aşamaya kadar gittiğimiz her yerde hangi partiden olursa olsun bütün vatandaşların nazik ilgi alakası sevgisiyle karşılaştık. Onların sorunlarını dinledik kendi çözüm önerilerimizi anlattık. Konferanslar verdik. Bugün de saat 18:45’te Erzurum’da bir konferansım var. Hem Türkiye’yi hem Dünya’yı hem de bölgedeki gelişmeleri değerlendireceğim bir konferans olacak. Özetle biz siyaseti zeminde, halkla iç içe gerçekleştiriyoruz. Gittiğimiz yerlerde aday tanıtımlarımızı da yerel seçim öncesinde yapıyoruz. Bugün de Erzurum’da konferans sırasında aday tanıtımı gerçekleştireceğiz. Aynı zamanda il başkanlığımızda Zafer Partisi’ne yeni katılımlar var. 50’ye yakın arkadaşımıza bugün rozet takacağız. Bunların bir bölümü daha önce hiç siyaset yapmıyorlardı. İlk kez Zafer Partisi’nde siyasete başlayacaklar. Ayrıca İyi Parti’den ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden partimize geçişler var. Onların da rozetlerini takacağız. 

Adayların Açıklanması

“Aralık sonuna doğru hemen hemen adaylarımız beli olacak.”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Son Bütçe Görüşmesindeki Eğitimle İlgili Açıklamaları

“Milli Eğitim Bakanı Türkiye için bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Biz çocuklarımızı okullara 21. yüzyılda çocuklarımız Alman, Fransız, İngiliz, Japon, Güney Koreli, Rus yaşıtlarıyla yarışabilecek bilgi donanıma sahip olsunlar, daha güzel, daha güçlü bir Türkiye için üretimde bulunsunlar, üretebilecek teknolojiyi bilgileri öğrensinler diye yolluyoruz. Ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu görevini yerine getirmeyip aksine okulları medreseleştiriyor. Nasıl bir eğitim aldığı belli olmayan, pedagojik formasyon eğitime hiç sahip olmayan tarikat ve cemaat mensuplarını okullara sokuyor ve çocuklarımızı bakın çok net söylüyorum, bu faaliyetleriyle deizme ve ateizme itecektir. Milli Eğitim Bakanı “Biz onların dağa çıkmasını bu sayede engelliyoruz.” diyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, devletin görevi zaten çocukların iyi yetişmesi ve kimsenin dağa çıkmamasıdır. Bu tarikat ve cemaatlerin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen görevi olamaz. Ayrıca aynı çalışmayı FETÖ ile de yaptılar. İşbirliğini FETÖ ile de yaptılar. FETÖ dağa çıkmadı, ama teslim ettikleri çocuklar ne yazık ki Silahlı Kuvvetlerin karargâhlarından çıkarak Türk halkına ateş açıp, parlamentoyu bombaladı.” 

“Değerli arkadaşlar, sadece Milli Eğitim Bakanı değil, saray rejimi de Türkiye’nin bir felakete sürüklendiğini görmemezlikten gelmeye çalışıyor. 2011’den bu yana Türkiye’ye giren Ortadoğu’nun değişik ülkelerinden cihatçı, selefi unsurlar ve bunların küçük doktrinlerle de Türkiye’deki cemaatlerin ve tarikatların yapısını değiştirmişler. Dünyaya bakışlarını ve fikri duruşlarını değiştirmişler ve bir imparatorluktan gelen Osmanlı’dan, Selçuklu’dan gelen ve her halükârda Türk İslam’ı, Anadolu İslam’ı diye anlatılan yapının ürünü olan bu cemaat ve tarikatları da “Kolonyalist İslam” dediğimiz yani İngilizlerin Ortadoğu’da bulundukları dönemde İslam dininin içine enjekte ettikleri olumsuz unsurlar tarafından şekillendirilen bir İslam anlayışını son 10 senede Türkiye’deki cemaat ve tarikatların hemen hepsine aşılamışlardır. Bu, Türkiye’yi bu unsurlar bir iç çatışmaya götürmenin ön hazırlığıdır. Bunun altını çizerek söylüyorum, artık uyanın. İçişleri Bakanlığı’nda bulunan 6 ay önce başlayan bir çalışma olduğunu biliyorum. Bazı aklı başında bürokrat arkadaşların bir çalışma başlattığını duydum. Bununla ilgili, bir akademisyen arkadaşı seçmişler. Çok geç kalıyorsunuz. Emperyalizm Türkiye’yi bir iç çatışmaya sürüklemek için aynen FETÖ’nün denediği gibi yeni bir yol haritası üzerinden hareket ediyor. Türkiye çok tehlikeli, bıçak sırtı bir süreçten geçmektedir.”

Rezerv Alan Yasası

“Rezerv Alan Yasası olağan üstü kötü. Vatandaşın malına mülküne çökmeye izin veren, kötü niyetli kullanıma olağanüstü açık bir yasadır. Biz Zafer Partisi olarak bu yasaya karşıyız. Tanımlar belirsiz. Uygulaması keyfi. Mülkiyetin hukuki yapısını değiştiren ve Türk’ü mülksüzleştirmeyi mümkün hale getirecek bir yasayla karşı karşıyayız. Onun için biz parti olarak her bağlamda bazen ben hemen hemen her gün art arda yasanın değişik maddeleri ile ilgili görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bunlardan dolayı önce Recep Tayyip Erdoğan daha sonra da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı bana cevap verdiler, ama verdikleri cevap hiç tatmin edici değil. Gelecek hafta, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nın yapmış olduğu bu yasa ile ilgili son açıklamaya da bir cevap vereceğim,” 

Yargıtay – Anayasa Mahkemesi

“Anayasa Mahkemesi’nin kararı hoşumuza gitse de gitmese de anayasa, “Anayasa Mahkemesi’nin kararı geçerlidir.” diyor. Yargıtay suç işliyor. Yargıtay bilerek suç işliyor. Hiçbir yolu yok. Eğer Yargıtay bu tutumunda devam eder anayasayı çiğnemeye devam ederse yarın vatandaşlardan da yasalara uymasını ve anayasaya uymasını bekleyemezler. Bu bir akıl tutulmasıdır. Bu bir devlet krizidir. Bazı yasalar yanlış olsa bile kaldırılana kadar uygulanmak zorundadır. Biz de Anayasa Mahkemesi’nin birçok kararını beğenmiyoruz, ama beğenmediğimiz karara karşı çıkar ve “uygulamıyoruz dersek”, arkadaşlar devlet nasıl yürür? Onun için Yargıtay çok ağır bir hata yapmaktadır.”