Faizsiz kredilerin gerçek üreticiye ulaşmasında SORUN YAŞANIYOR

Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Müdürü Akın Üstün, Erzurum´da tarım ve hayvancılığın sorunlarına yönelik GÜNEBAKIŞ´a özel değerlendirmelerde bulundu. Özellikle faizsiz kredilerin gerçek üreticiye ulaşması noktasında büyük sıkıntılar yaşandığın

Tarih: 01.01.0001 00:00
Faizsiz kredilerin gerçek üreticiye ulaşmasında  SORUN YAŞANIYOR

Nesrin Çetinkaya

Erzurum´un coğrafi yapısıyla, mera varlığıyla, insan potansiyeliyle Türkiye´de hayvancılığın lokomotifi olabileceğini vurgulayan Damızlık Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Müdürü Akın Üstün, bunun ancak doğru ve yerinde destekleme modelleri ile mümkün olabileceğini belirtti. Uzun yıllardır uygulanan faizsiz kredilerin gerçek üreticiye ulaşmamasının büyük sıkıntı oluşturduğunun altını çizen Üstün, ?Artık bu yara kangren olmuştur ve bu yara birilerinin neşter vurması gerekmektedir? dedi. Bankaların çiftçiden şehirde ev, arsa ve dükkân gibi teminatlar istediğini söyleyen Üstün, köylü vatandaşların teminatı getirememesi durumunda kredilerden faydalanamadığını belirtti.  Üretimi tercih eden çiftçiye, daha fazla devlet desteği ve proje kuruluşlarının katkı sunması gerektiğini dile getiren Üstün, ?Bu noktada yetkililerin bu soruna mutlak suretle neşter vurmasını istiyoruz.  Daha fazla destek, daha fazla sübvansiyon istiyoruz? şeklinde konuştu.

?GENÇLERİ SEKTÖRE TEŞVİK ETMELİYİZ?

Ekonomik olarak gençlerin tarım ve hayvancılık sektöründe para kazanabileceğini gösterecek projelerin ortaya konması gerektiğine dikkat çeken Üstün, ?Gençlere umut vaat etmemiz lazım? diyerek, ?Erzurum Türkiye´de coğrafi yapısıyla, mera varlığıyla, insan potansiyeliyle hayvancılığın lokomotifi olacak bir il. Ama bugün ki politikalarla değil. Daha doğru ve daha yerinde destekleme modelleri ile bu ancak mümkün olabilir.  Erzurum´un mevcut mera varlığı 3 milyon küçükbaş hayvanı kaldırabilecek bir kapasitededir. Erzurum´da hedef 3 milyon küçükbaş. Geçmiş yıllarda da biz bu hedefi dile getirdik. Bu hedefe ulaşıldığı zaman ülkenin ve ilin ekonomisine ciddi bir katma değer sağlanacak. Aynı zamanda bu işten geçimi temin eden ile sayısı artacak, işletme sayısı artacak. Bunun yanında biraz daha destekleme modelinin değişmesi ile bu üretimi yapan insanların ekonomik gücü artacak. Baktığımız zaman bizim güncel şikâyetimiz gençlerin hayvancılıktan uzaklaşmasıdır. Öncelikle şu soruyu sormak lazım; gençlerimiz neden bu sektörden uzaklaşıyor? Bunun nedenine inmek lazım.  Baktığımız zaman bunun bir sosyal birde ekonomik boyutu var. Ekonomik boyut düşünüldüğünde gençlerden ailenin bu işten para kazanmadığını görünce, sektöre eğilmek istemiyor.  O yüzden ekonomik olarak gençlerin bu sektörden para kazanabileceğini gösterecek projeler ortaya konulmalıdır.  Bu işten para kazanacaklarına yönelik gençlere umut vaat etmemiz lazım? şeklinde konuştu.  

DEVLET DESTEĞİ ARTMALI, PROJE KURULUŞLARI ÜRETİCİYE KATKI SUNMALI

Destek, hibe sağlayan kuruluşların, öncelikle destek vereceği alanlarda fizibilite çalışmaları yapması gerektiğinin altını çizen Üstün, ?Sosyal açıdan bakıldığı zaman Türkiye´de birçok fon, hibe kuruluşu var. Bunların sosyal projeleri biraz daha önemsemesi lazım. Özellikle şunu vurgulamak istiyorum, bu tür kuruluşların desteklemiş oldukları alanlarda öncelikle bir fizibilite çalışması yapmaları gerekmektedir. Sahada fizibilite yapmaları gerekmektedir. Gençlerin bu işe teşvik edilmesi için sosyal fiziki şartların oluşturulması ve ekonomik olarak kazanç vat edilmesidir. Bunun için de devlet desteği ve proje kuruluşlarının mutlaka üreticilerimiz katkı sunması lazım? dedi.

BU YARA KANGREN VE ARTIK BİRİLERİNİN BUNA NEŞTER VURMASI GEREKİYOR

Kredilerin ve verilen desteklemelerin gerçek üreticiye ulaşmadığını kaydeden Üstün, bankaların teminat noktasında üreticiye yardımcı olması gerektiğini dile getirerek, ?Üreticimizin bir diğer sıkıntısı ise faizsiz krediler noktasındadır. Bu yıllardır uygulanmakta ülkemizde fakat bilinen bir gerçek ki bu paranın gerçek üreticiye ulaşmamaktadır. Artık bu yara kangren olmuştur ve artık bu yara birilerinin neşter vurması gerekmektedir. Sorundan kaçarak sorunu çözemeyiz. Sorunu çözmek için de öncelikle durumu iyi analiz etmek lazım. Baktığımız zaman, Bakanlar Kurulu kanun yayınlar faizsiz kredi verilmesi noktasında, fakat bunu uygulamaya koyan bankalar maalesef bu karar doğrultusunda hareket etmemekteler. Kanun dışında mı hareket ediyorlar, tabi ki değil, fakat çiftçiye uygun hareket etmiyorlar. Bu sürekli gelen şikâyetlerden birisi. Köylü bir vatandaştan şehirde daire, şehirde arsa veya dükkân istersen o vatandaş bunu getiremez. Maalesef bankalarımız teminat olarak bu tür şeyleri istiyorlar. Köylü vatandaşımızda bunu getiremediği için krediden faydalanamıyor. Bakanlar Kuruluna aykırı hareket ediyorlar dememizde ki kasıt budur. Köylü vatandaşımızın şehirde dükkânı olsa zaten çiftçilik yapmaz gelir esnaf olur, dairesi olsa kiraya verir geçinir. Ama bu adam üretimi tercih etmiş, köyde yaşıyor köyde evi, arsası, ahırı, tarımsal araç-gereci var bunları teminat alarak bu insanı destekleyeceğiz. Onun için bu noktada yetkililerin bu soruna mutlak suretle neşter vurmasını istiyoruz.  Daha fazla destek, daha fazla sübvansiyon istiyoruz? ifadelerini kullandı.