GDO’LU ÜRÜNLER ŞEKER HASTALIĞINDA KULLANILIYOR

Türkiye’de GDO’LU ürünlerin gıda olarak kullanılması yasaktır.

Tarih: 14.06.2023 18:48 Güncelleme: 14.06.2023 19:20
GDO’LU ÜRÜNLER ŞEKER HASTALIĞINDA KULLANILIYOR

www.gunebakiserzurum.com / Muhammet YILMAZ

 

Günümüzde GDO’lu ürünlerin insanlara bir zararı dokunmazken Rekombinant DNA teknolojisi sayesinde artık bitkilerin genlerini birleştirmek daha kolay.

Rekombinant DNA teknolojisi sayesinde canlılar arasında ki gen alışverişinin daha rahat hale geldiğini ifade eden Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Birimleri Bölümü  Prof. Dr. Kâmil Haliloğlu, bu teknoloji sayesinde herhangi bir canlıdan istenilen geni alabildiklerini söyledi.

Haliloğlu,” GDO diye adlandırdığımız kısaltma genetik yapısı değiştirilmiş organizmalardır. Genetik yapısı değiştirilmiş organizmalarda kullanılan GDO terimi tam olarak şunu ifade eder: herhangi bir canlı da kendisine ait olmayan bir geni başka bir canlıdan alınıp, başka bir canlıdan alınıp ona eklenmesi ile elde edilen organizmalara veya canlılara verilen isimdir. Örneğin buğday bitkisine bir hayvandan gen almışsanız veya başka bir bitkiden alıp elde ettiğiniz buğday bitkisine genetik yapısı değiştirilmiş organizma veya GDO’lu ürün olarak tanımlanır. Bu da günümüzde biyoteknolojide kullanılan ‘Rekombinant DNA’ teknolojisidir. Rekombinant DNA teknolojisi, doğada kendiliğinden oluşması mümkün olmayan, çoğunlukla farklı biyolojik türlerden elde edilen DNA moleküllerinin, genetik mühendislik teknolojisiyle kesilmesine ve elde edilen farklı DNA parçalarının birleştirilmesi işlemlerini kapsayan bir teknolojidir. İstediğiniz canlılardan istediğiniz şekilde genleri alıp birleştirebilirsiniz. Rekombinant DNA teknolojisi sayesinde canlılar arasında ki bu gen alışverişi sağlanabilmekte. Tabi bunun birçok avantajı da vardır. Eskiden ıslah çalışmalarıyla bitkilerde iyileştirme yaparken normal melezleme yapıyorduk. Örneğin bir buğdayla başka bir buğdayı melezlenip ikisinin iyi özelliklerinin toplanması gibi. Ancak bazı durumlarda da iyileştirmek istediğimiz özellik çalıştığımız bitki de olmuyor, başka bir canlı da oluyor bu durumda melezlenme işlemi yapılamıyor. Ancak bu teknoloji sayesinde artık istediğimiz canlıdan istediğimiz geni alabiliyoruz. Bu bize çok büyük avantaj sağlıyor. Rekombinant DNA teknolojisinin tarım başta olmak üzere birçok sektörde kullanım amaçları vardır. Sağlık sektörü ve gen tedavileri bunlardan birkaçıdır. Günümüzde ki birçok ilacın etkin maddesinde bu GDO’lu ürünler kullanılmaktadır. En çok bilinen ise şeker hastalığında kullanılan ‘insülindir’. Bitkilerde de bunun gibi örnekler vardır. 1996 yılından itibaren ticari olarak şu an piyasa da bu GDO’lu bitkilerde kullanılmaktadır. Türkiye’de ki duruma baktığımız zaman bu konuyla ilgili yanlış bilgiler de mevcuttur. Özellikle Tarım Bakanlığımız bu konu da çok hassas davranıyor. Türkiye’de bu gibi bitkilerin insan gıdası olarak kullanılması yasaktır. Türkiye’de şu an hiçbir ürünün içerisinde bu bitkiler kullanılmıyor. Tarım Bakanlığı tarafından belirlenen ikinci bir şart ise bu bitkilerin Türkiye’de üretilmesinin de yasaklanmasıdır. Türkiye’de bu bitkileri üretip de satamazsınız yani Türkiye bu konu da nadir ülkelerden birisidir.”

GDO’LU ÜRÜNLER YEM SANAYİSİNDE KULLANILIYOR

Ülkemizde ise GDO’lu ürünlerin sadece yem sanayisinde, özellikle mısır ve soya fasulyesinde kullanıldığını belirten Haliloğlu, GDO’lu ürünlerin şeker hastalığında kullanılan “insülin” içinde kullanıldığını söyledi.

Haliloğlu,” Ama ülkemizde bu GDO’lu ürünler özellikle yem sanayisinde kullanılmaktadır. Hayvan beslenmesinde yemlerin katkı maddesi olarak kullanılıyor. Özellikle soya fasulyesi ve mısır olsun ülkemizde ithalatına bakanlık kararıyla müsaade edilmekte. Tabi bunu da istediğiniz şekilde ithal edemiyorsunuz. Tarım Bakanlığı’nın çatısı altında, Biyogüvenlik Kurulu kurulup Türkiye’den yaklaşık 11 uzmanı, bilim insanını, ithal edilmek istenen bu GDO’lu ürünleri risk analizine tabi tutuyorlar. Risk analizinin içinde insan sağlığı açısından alerjik veya toksik etkisi var mı, çevre için bir problem oluşturuyor mu gibi sorularla ilgili raporlar yer alıyor. Daha sonra bakanlığın uygunluk izni çerçevesinde ithalatına izin veriliyor veya verilmiyor. Ülkemizde şu ana kadar 36 tane farklı genetik yapısı değiştirilmiş ürüne izin verilmiş olup bu ürünlerin içerisinde de genellikle mısır veya soya fasulyesi mevcuttur. Ülkemizde bulunan GDO’lu ürünlerin insan sağlığı açısından hiçbir zararı da yoktur. Çünkü GDO’lu bitki değiştirildiği zaman direkt piyasaya sürülmüyor. Bir takım ön denemeler, testlere tabi tutuluyor. Birçok denemelerde elde edilen sonuçlara göre ilgili kurumlar tarafından kullanılmasına müsaade ediliyor. Bu süreçte 7-10 günlük bir süreçtir. Çevre için problemleri olur mu diye sorarsak şu şekilde cevaplayabiliriz: örneğin bizim aktardığımı buğday çeşidine dışardan gen aktardık, bu tabi bitkinin yakın akrabalarına toz kaçışıyla olabilir. Bu yüzden bu gibi bitkilerin yetiştirilmesinde şuna dikkat edilir: izolasyon mesafesi. Yani bu bitkiyi eğer ekiyorsak yanına aynı türden bir bitki ekemeyiz. Yanına farklı bir türlü bitki ekilmesi lazım. Bunun için bunun gibi izolasyon tedbirlerinin alınması önelidir. Türkiye’de ithal edilenlerde yem fabrikalarında, hayvan yemlerinde belirli oranlarda katkı maddesi olarak kullanılıyor. Bir bitkinin GDO’lu olup olmadığının test edilmesinde kullanılan bazı yöntemler vardır. Bunlar daha çok tanılama yöntemleridir. Yani bu bitkiye yabancı DNA aktarılmış mı aktarılmamış mı bunun test edilmesi gibi. Bu konuda en fazla kullanılan yöntemlerden birisi ‘PCR’ diye geçiyor. Şüphelendiğimiz bitkinin DNA’sını çıkarıp daha sonra bu DNA’nın içerisinde aktarılmış gen var mı yok mu öğrenebiliyoruz.”