GEÇMİŞE YOLCULUK İSTASYONU: EVVEL ZAMAN ANTİKA

1300’lü yıllardan kalma eserlerle, antikacılığı yaşatan Erzurum’un tanınmış Antika dükkânlarından olan Evvel Zaman Antika mağaza işletmecisi İkram Özmen, mağaza da bulunan antikalar hakkında bilgiler verdi.

Tarih: 18.08.2023 23:15
GEÇMİŞE YOLCULUK İSTASYONU: EVVEL ZAMAN ANTİKA

www.gunebakiserzurum.com / Muhammet YILMAZ 

Mağaza da ki bakır ve gümüş eserlerin çoğunu Osmanlı-Rus ve Alman ustalar tarafından yapıldığını ifade eden İkram Özmen, antika eşyaların bakımı hakkında konuştu.

“Mağazamızda genelde 1300-1840 yıllardan kalan eskiye dair, kullanılan hemen hemen her çeşit antika eşya bulunuyor. Semaverler, radyolar, bakır ibrikler, akordiyonlar, farklı müzik aletleri, duvar saatleri, tespihler, abajurlar vb. daha birçok belirtmiş olduğum tarihler arasında kullanılan ev ve süs eşyalarımız vardır. Burada ki eşyalar eskiden iz bırakmış insanlardan kalmadır. Örneğin, Necmi Dede, Rus ustalar, Osmanlı döneminde ki bakır ustaları gibi. Eski evlerde kullanılan şamdanlarımız var. Eski Alman ve Osmanlı ustaları tarafından yapılan porselen takımlarımız var. Kraliyet ailelerinin veya zengin ailelerin kullandıkları porselen biblolarımız var. Bu biblolar genelde aile içi servet niteliği taşıyan biblolardır. Bizim kültürümüzde olduğu gibi onlarda da nesilden nesile aktarılmak için saklanır. Burada ki antikaların bakımlarını biz yapıyoruz. Örneğin semaverlerin özel ilaçları var, bu ilaçlarla 2-3 ayda bir silinmesi gerekiyor. Silinmemesi durumunda çürüme veya kararma durumları olabiliyor. Bakırın ise özel bir cilası var, bu cilayı sürünce bakırın rengini, orijinalliğini ve özelliğini koruyor. Porselenler ve gümüşlerin tozlanmaması için silinmesi gerekiyor. Duvar saatlerinin yağlanması gerekiyor.”  

“Yeni nesilde atadan, dededen kalma eşyalara verilen kıymet çok az”

Mağazada ki eserlerin fiyatlarından bahseden antikacı İkram Özmen, eserlerin paha biçilemez olduğunu vurguladı. Ustaların bu eserleri iğne ucu misali işlediklerini dile getiren Özmen, günümüz de ki yeni neslin antika eserlere çok ilgisiz olduklarını dile ifade etti. 

“Burada ki fiyatlardan bahsedecek olursak, mağaza da ki ürünlere gerçekten paha biçemezsiniz. Şöyle bir düşünün: bir usta bir duvar saatini içinde ki mekaniğine kadar kendisi yapıyor. Kendi elleriyle işlemiş, hiçbir şekilde makine kullanmamış. Saatin çarklarını, tokmaklarını, bakraçlarını, akrep ve yelkovanını ve kadranlarını bile kendi elleriyle ince ince işleyerek yapmış. Şimdi bu esere paha biçilebilir mi? Biçemezsiniz. İlla ki fiyat verecek olursak normal piyasa içerisinde olduğu gibi, 5 bin, 6 bin, 8 bin, 10 bine kadar çıkan fiyatlar var. En pahalı ürünümüzde duvar saatlerinden birisidir, 12 bin TL’dir. Bu paralar bu antikaların, el emeklerinin hakkı mı? Tabi ki de değil. Bunlarında dışında satış dışında mağazamıza gelenlerden ürünler de satın alıyoruz. Köklü ailelerin atalarından kalma eserleri, maddi sıkışmalardan dolayı veya elden çıkarmak, paraya dönüştürmek maksadıyla getirip satanlar oluyor. Günümüzde böyle antika eserlerle ilgilene insan sayısı çok azdır. Yeni nesilde atadan, dededen kalma eşyalara verilen kıymet çok az. Elimize gelen eserlerin çoğu böyle geliyor. Bu eserleri her ne kadar elinden çıkarıp satmak isteyen varsa, bir o kadar almak isteyen de var. Örneğin, dün bir müşterim geldi, mağazanın içinde gezinde ve en sonun bakır bir ibrik aldı. Merak ettim ve sordum, bu ibriği ne yapacaksınız diye ve müşterim bu ibrikleri görünce çocukluğunun aklında geldiğini söyledi. Demek istediğim böyle düşünüp alan insanlar çok fazla, eskiyi unutmayan yâd eden insanlar çok fazla.”