www.erzurumgunebakıs.com/ Halil İbrahim Aktaş

Göç etme hususunda ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel etkenlere değinen Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel, “gidenlerin büyük bir kısmı bağlarını kopararak gidiyorlar geriye bakmıyorlar bu noktada aslında istihdam yönünden, şehre olan aidiyet yönünden heyecan oluşturabilirsek, bu eksikliğimizi telafi etmiş olabiliriz” ifadelerini kullandı. 
Güzel,” Bizde şöyle bir özellik var göç eden vatandaşımız bağlarını tamamen kopararak gidiyor, yani gemileri yakarak gidiyor. Bakıldığında tokatta göç veriyor Gaziantep’te göç veriyor, sanayi şehirlerinde bulunan insanlarda daha farklı yerlere göç edebiliyorlar ama bizde ki sıkıntı giden mendil sallayıp gidiyor, arkasına bir daha dönmüyor. Yahya kemalin sessiz gemi şiirinde bahsettiği gibi, “giden son gemidir bu, hicranlı hayatın son matemidir bu, bunca giden memnun ki yerinden, çok seneler geçti dönen yok seferinden”. Bizimkilerde de durum bu şekilde, gidenlerin büyük bir kısmı bağlarını kopararak gidiyorlar geriye bakmıyorlar bu noktada aslında istihdam yönünden, şehire olan aidiyet yönünden heyecan oluşturabilirsek, bu eksikliğimizi telafi etmiş olabiliriz, dışarda para kazanan hali vakti yerinde olan vatandaşlarımızın Erzurum’la irtibatlarını kesmemeleri gerekiyor. Sosyal sorumluluk projelerinde şehirlerine olan aidiyet duygusunun yüksek olmasını istiyoruz bu konuda onların da taşın altına ellerini koymalarını istiyoruz."

Erzurum’un kader yazgısı göç
Erzurum’un tarihinden beri kader yazgısı kış, kar ve göç olduğunu belirten Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel, bunu biz pozitif haline de getirebileceğini söyledi. 
Güzel,“ Bizim önemli aktörlerimizin başında tarım ve hayvancılık geldiği için, gelecekte bu nüfusu besleyebilecek gıdaya ihtiyaç duyulacak, bu gıda ihtiyacının karşılanması için elbette tarıma hayvancılığa ihtiyaç var. Bunu yapacak olan da kırsal kesimde ki çiftçilerimiz olacaktır ama toprağı işlemezsek oraları bakir bırakırsak şehirde bir asgari ücrete talip olursak, gelecek nesiller içinde bizim içinde sıkıntılı bir durum söz konusu. Konuyla alakalı şu da var, şehrin kentleşmesi konusunda da kırsaldan gelen göçün negatif etkileri var çünkü şehire adapte olma süresi biraz daha geç sürebiliyor. Kırsal kültürün şehirlere inmesi de beraberinde bir takım sosyolojik problemler meydana getiriyor. Bugün İstanbul mega köy olarak nitelendiriliyorsa bunun altında elbette ki birtakım sebepler ortaya çıkarak, baskın kültür, mevcut kültürün üstesinden gelebiliyor. Kent yaşamını, şehir olma bilincini öteliyor. Bunlar sosyo psikolojik ekonomik sorunlar olup uzmanların gözden geçirmesi gereken konular. Erzurum’un tarihinden beri kader yazgısı kış, kar ve göç olmuştur ama bunu biz pozitif haline de getirebiliriz. İnsanımız buradan göç edebilir, gidebilir daha müreffeh bir hayat yaşayabilir, buna saygımız sonsuz ama gidenlerin buraya dönüp bakmaları lazım çünkü kendileri gelmeseler bile gelecekte onların torunları çocukları mutlaka Erzurum’a doğru gelecekler.”