HER DUYGU GÖKKUŞAĞININ BİR RENGİ GİBİ

Kaygı belli bir miktara kadar fayda sağlarken, yoğun hissedilen kaygı fiziksel belirtilere sebep olabiliyor.

Tarih: 27.05.2023 15:14
HER DUYGU GÖKKUŞAĞININ BİR RENGİ GİBİ

www.erzurumgunebakis.com/ Rabia ASLAN KARAKAŞ 

Yüksek kaygı kalpte çarpıntı, nefes almakta zorluk, kas gerginliği, aşırı terleme veya el ve ayaklarda titreme gibi belirtilerine sebep olduğunu ifade eden Psikoloji Danışmanı Yavuz Aktepe,  kaygı ile başa çıkmanın en etkili yolunun nefes ve gevşeme egzersizleri olduğunu söyledi.

Aktepe, ’’Günlük yaşamımızda farkında olarak veya fark etmeden onlarca duygu yaşıyoruz. Her duygu gökkuşağının bir rengi gibi hayatımıza renk katar. Duygular bizim yaşam motivasyonumuzdur, davranışlarda bulunmamız için bizleri harekete geçirir. Bazen duyguları olumlu ve olumsuz olarak sınıflandıran yazılara denk geliyorum. Ben bu sınıflandırmaya katılmıyorum. Çünkü olumsuz duygu olarak ele alınan öfke, kaygı, korku, utanç gibi duyguların hayatımızda oldukça faydalı olabileceğini biliyorum. Örneğin öfke duygusu sahip olduğumuz haklarımızı korumamız için ihtiyacımız olan bir duygudur. Duyguların olumlu veya olumsuz olabileceğini belirleyen durum duygunun şiddeti ve duyguyu hissettiğimiz süre olduğunu düşünüyorum.  Yine olumsuz bir duygu olarak ele alınan kaygı duygusu bir tehdit veya tehlike olarak algıladığımız durumlarda ortaya çıkar. Kaygı duygusu yaşamımızı planlamamıza, hedeflerimize ulaşmamız için motive olmamıza ve kendimizi geliştirmemize katkı sağlar. Ne yazık ki kaygı her zaman bu kadar hoş sonuçlara götürmeyebilir. Kaygı belli bir miktara kadar fayda sağlarken, yoğun hissedilen kaygı fiziksel belirtilere sebep olabilir. Psikoloji biliminde mide ve bağırsak ikinci beyin olarak tanımlanıyor. Yüksek şiddetli kaygıdan ilk etkilenecek organlar da bunlar olabilir.  Yüksek kaygı kalpte çarpıntı, nefes almakta zorluk, kas gerginliği, aşırı terleme veya el ve ayaklarda titreme gibi belirtilere sebep olabilir. Bazen kaygı duygusu tüm yaşamımızı ele geçirebilir. Günlük rutin olarak isimlendirebileceğimiz otomatik olarak yapabileceğimiz durumlar dahi bize dehşet derecede huzursuzluk hissi verebilir. Örneğin kısa bir yolculuk yapmak, dışarıda sevdiklerimizle zaman geçirmek için plan yapmak, çocukla beraber parka gitmek gibi durumlar bazı bireyler için kolay olsa da kaygılı düşüncelere sahipsek işin içinden çıkamayabiliriz. Kas ağrısı, uyuşma, karın ağrısı gibi fiziksel rahatsızlıklardan yola çıkarak korkunç hastalıklara sahip olabileceğini düşünen bireyler bu düşüncelerden dolayı sürekli hastaneye gitmek zorunda kalabilirler. Kaygılı duygu ve olumsuz düşüncelerinden dolayı olumlu çıkan tahlil sonuçları dahi bu bireyleri sakinleştiremeyebilir. Bireyler iş veya eğitim amaçlı sevdiklerinden ayrı kalmakta zorlanabilir veya sevdiklerinin başına kötü bir şey gelebileceğini düşünebilirler. Kaygının farklı bir düşünce biçimi de mesleğinde kazandığı paranın yetmeyeceği veya sahip olduğu mesleği kaybedeceğidir. Bu düşünceler birçok olumsuz düşünce kalıplarıyla zihinde sürekli devam eder. Danışanlarımla yaptığım bireysel görüşmelerde danışanlarım bu düşünceleri "beynimi susturamıyorum" gibi söylemlerle açıklıyorlar. Bu düşünce biçimleri bireylerde uykusuzluğa, yeme bozukluklarına hatta mesleğini devam ettirmekte güçlük yaşamaya sebep olabilir. Kaygı ile başa çıkmanın en etkili yöntemlerinden biri nefes ve gevşeme egzersizleriyle vücut gerginliğini azaltmak olacaktır. Onlarca nefes egzersizi çeşidi var ancak bunlardan en kolayı bir çiçeği koklar gibi burundan yavaşça nefes alıp çorba kaşığına yavaşça üfler gibi alınan nefesi ağızdan vermektir. 

KAYGI GELECEKLE İLGİLİ FELAKET SENARYOLARIDIR

Kaygıları bireysel çabalarla kontrol etmekte zorluk yaşam durumunda uzmanlardan yardım alınabileceğini belirten Psikoloji Danışmanı Yavuz Aktepe, kaygı duygusunu rahatlıkla kontrol edilebildiğini söyledi.

Aktepe,’’ Günlük kaygı düşünceleri genellikle bizi geleceğe taşıyan düşüncelerdir. Gelecekle ilgili felaket senaryoları veya "ya şöyle olursa" düşünceleri çokça görülür. Bizler geçmiş veya gelecek yerine şu ana şimdiye odaklanabilirsek kaygı duygusunu rahatlıkla kontrol edebiliriz. Şu an bu kaygılardan kurtulmak için neler yapabilirim sorusu bizi çözüme yaklaştırabilecek bir soru olabilir. Zihnimiz sürekli aktif durumda çalışmaktadır. Bizler uyuduğumuzda bedensel olarak dinlensek de uyku durumunda dahi zihnimiz çalışmaya devam etmektedir, böylece rüyalar görürüz. Zihnimizi zevk alabileceğimiz alanlarda meşgul edebilirsek kaygı verici düşüncelerden uzaklaşabiliriz. Bunun için eğlenceli zamanlar geçirebileceğimiz hobileri yaşamımıza dahil edebiliriz. Sizlere iyi gelen arkadaş ve dostlarınızla zaman geçirmek, onlarla sohbet etmek, iyi hissedeceğiniz müzikler dinlemek kaygılarınızı kontrol etmenizi sağlayacaktır. Tüm bunlara rağmen kaygı verici düşünceler devam ediyorsa o düşünceleri dinlemek için günün belli bir zamanını ayırabiliriz. Bu zaman aralığı haricinde gelen olumsuz düşünceleri erteleyerek zihnimizi sadece bu zaman diliminde kaygı verici düşünceler ile meşgul edebiliriz. Bahsettiğim kaygıyı kontrol etme yöntemlerinin hepsi tüm bireyler için uygun olmayabilir. Kaygıya sahip bireyler kendileri için uygun olabileceğini düşündükleri yöntemi seçerek kullanabilirler. Kaygı ve huzursuzluk hisleri kaderiniz değil, yaşamımız boyunca bu yükü taşımak zorunda değiliz. Kaygıları bireysel çabalarla kontrol etmekte zorluk yaşamanız durumunda uzmanlardan yardım alabilirsiniz. ‘’ dedi