Kadının değeri Avrupa´dan değil İslam´dan öğrenilir

Yakutiye Müftülüğü Şube Müdürü Eyüp Karakelle, Avrupa kültürünün etkisinde yetişen biriyle, İslam kültür ve terbiyesini almış birinin arasında çok büyük farklılıkların görüldüğünü belirterek, İslam dininin kadına verdiği önem ve değere dikkat çekti.

Tarih: 01.01.0001 00:00
Kadının değeri Avrupa´dan değil İslam´dan öğrenilir

Günebakış/Muhammed cOŞKUN

İslamiyet´ten önce kadının değeri bir eşya kadar ve parayla ölçüldüğünü hatırlatan Yakutiye Müftülüğü Şube Müdürü Eyüp Karakelle, İslamiyet´in gelmesiyle beraber, kadına söz hakkı düşmüş ve saygı-sevgi duyulmaya başlanıldığını da sözlerine ekledi. Karakelle, özellikle son yıllarda medyada da sıkça dillendirilen kadına yönelik şiddetin de, bir İslam ülkesine yakışmayacak derecede arttığını ifade etti.

Kadına bakış açının dış ülkeler örnek alınmamasını, İslam dinine bakılması gerektiğini vurgulayan Karakelle, ?Bugün Avrupa kültürünün etkisi altında yetişen bir gencin anneye verdiği kıymetle, İslam kültür ve terbiyesiyle yetişen bir gencin annesine verdiği kıymeti mukayese ettiğimizde, İslam´ın kadına verdiği önem ve kıymeti anlamakta güçlük çekmeyiz. İslam´ın ve onun getirdiği nizamın ne kadar ulvi, İslam dışı olan bütün nizamların ne derece süfli olduğunu görürüz. Peygamber efendimizin ?Cennet anaların ayakları altındadır.´ bu mübarek sözü ile kadının toplumdaki yerini ne güzel tayin buyurmaktadır. İslam terbiyesiyle yetişen bir çocuk annesine bu gözle bakar. Kadına saygıyı, kadının değerini, hak ve hukuku olabileceğini İslam dini öğretmiştir.? dedi.

MAALESEF BATIYI ÖRNEK ALIYORUZ

Günümüzde kadına bakış açısını değerlendiren Karakelle, ?Günümüzde ise kadına verilen önem, yine Batı´dan alınan örneklerle tamamen aslından uzaklaştırılmıştır. Eşitlik; batı sisteminde kadını erkekle aynı yarışa sokmuş ve her iki cinsi birbirleriyle savaştırmayı da denemiştir. Kadın erkek eşitliği yaygarası bunun güzel örneklerinden birisidir. Kadınlarla erkeklerin eşit olması fikri, ahlakla ilgili meselelerde ve beşeri hukukun meselelerinde değil; medeni hayatta erkeğin faaliyet sahasına giren her işin kadınlar tarafından da yapılabileceği şeklinde öne sürülüyor. Eşitlik mefhumunun yanlış bir teşhise tabi tutulması neticesinde, kadın yaratılışına uygun fıtri özelliğini bir tarafa iterek, gaflete düşülmüş üstelik kafasına uygun bulduğu, mahiyeti meçhul bir eşitlik fikrinin arkasına takılmak suretiyle İslam medeniyetinin bekası için şart olan esas vazifelerinden uzaklaşmıştır. Böylece kadın kendi öz şahsiyetini bu gibi faaliyetlerin içinde eritmiş, kaybetmiştir.? şeklinde konuştu