“Kimsenin Türkiye’yi sığınmacı Kampı Yapmaya Hakkı Yoktur”

Zafer Partisi Genel Sekreteri Cezmi Polat Günebakış Gazetesi’ne konuştu. Polat, sığınmacıların bu ülkede oluşturduğu dezavantajlardan bahsetti.

Tarih: 10.10.2023 19:49 Güncelleme: 10.10.2023 19:50
“Kimsenin Türkiye’yi sığınmacı Kampı Yapmaya Hakkı Yoktur”

www.erzurumgunebakis.com / Muhammet YILMAZ 

Polat, yaptığı açıklamalarda sığınmacılar konusuna değindi. “Ülkemiz de sadece Suriye’den gelen sığınmacı ve kaçaklar değil; Afrika’dan, Pakistan’dan, Hindistan’dan ve o bölgelerden gelen 13 milyon civarında kaçak ve sığınmacı mevcut.” sözleriyle açıklamalarına başlayan Zafer Partisi Genel Sekreteri Cezmi Polat, “Bu ülkede bilindiği gibi daha önce de devletin kendi verileri ile açıkladığı 17 milyon kaçak ve sığınmacı barındırıyor. Ülkemizin de bu kadar kalabalık kaçak ve sığınmacıyı barındırması mümkün değildir.” dedi.  

Biz Artık Onlara “Sessiz İstilacılar” Diyoruz

“Biz artık onlara ‘Sessiz İstilacılar’ diyoruz” ifadelerini kullanan Zafer Partisi Genel Sekreteri Cezmi Polat,  “Sayın Genel Başkanımız Ümit Özdağ Bey, Zafer Partisi kurulmadan önce aşağı yukarı 10-11 yıldır bu meseleyi Türkiye’nin gündemine taşıyan insandır.” dedi.

Sözlerine, “Daha önce ki misyonu gereği, siyasetçi olarak bunu geçmişte birçok siyasi parti uluslar arası iç hukuktan bahsediyordu.” şeklinde devam eden Polat;

“Ancak malum geçtiğimiz seçimde, ‘Onları davul zurnayla gönderceğiz’ gibi söylemlerde bulundular. Şimdi insanın aklında şu soru geliyor; Zafer Partisi bunu söylediği zaman iç hukuk ve uluslar arası hukuk onay vermiyor diyenler Zafer Partisi’’nin bu konuyu gündeme getirmesinden sonra seçime doğru hepiniz koro halinde ‘bizde göndereceğiz, davul zurnayla göndereceğiz’ demeye başladınız. O zaman uluslar arası hukuk ve iç hukuk nasıl size onay veriyor?” dedi.  

Ottowa Antlaşması İmzalandıktan Sonra…

Zafer Partisi Genel Sekreteri Cezmi Polat, Ottowa Antlaşması’nın imzalanmasının olumsuzluklarından bahsetti. Antlaşma imzalanıp sınırlarda ki mayınların söküldükten sonra kaçakların ve sığınmacıların göçünün başladığını ifade etti. 

“Bu ülkeye kaçak olarak gelenlerin karşılığı hukuken yakalandığında geldikleri yere geri göndermektir. Çünkü ülkeye kaçak girmişlerdir. Bunun dışında hukuk açık ve nettir. O ülkede savaş bittiğinde sığınmacıların geri dönüşü esastır, hukukta da bunun karşılığı budur. Ancak daha öncesine doğru gidersek Suriye ve İran sınırında ki mayınlar, Ottowa Antlaşması kapsamında Sayın Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlık döneminde imzalanmış ve meclisten geçirilmiş, Sayın Erdoğan’ın başbakan olduğu günün ertesi gününde de yürürlüğe girmiştir. Antlaşmadan sonra sınırlarımız da ki mayınlar söküldükten sonra ülkemize sürüler halinde Afganistan’dan ve Suriye’den kaçak ve sığınmacı göçü başladı. Bu tarihte, göçlerin sonunda iç çatışmaların çıktığı vaka, demografik yapıyı değiştirme söz konusu oldu.” 

Sığınmacılar İçin Harcanan Para Ülkenin Dış Borcunun Yarısı Kadar…

“Anadolu bu kadar sığınmacıyı kaldıramaz. Avrupa rahat etsin diye Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni veya Türk vatanını sığınmacı kampı yapmaya kimsenin hakkı yoktur” ifadelerini kullanan Zafer Partisi Genel Sekreteri Cezmi Polat, “Mevcut ülkeyi yönetenlerin mantığında da bu yatıyor.” dedi.

Polat, Türkiye’ de yıllık kaçak ve sığınmacılar için harcanan paranın yaklaşık 15-16 milyar doları bulduğunu, bugüne kadar sığınmacı ve kaçaklar için harcana paranın yaklaşık 250 milyar dolar civarında olduğunu ve bu paranın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin neredeyse dış borcunun yarısı kadar olduğunu ifade ederken emeklilerin durumundan da söz etti.   

“Bilindiği üzere ülkemiz ekonomik yönden sıkıntılar çeken bir ülke konumundadır” ifadelerini kullanan Cezmi Polat, “Emekliye açlık sınırının altında bir ücret veriliyor, 7 bin 500 TL alan emekliye yüzde 25 zam yapılacak deyip, üstüne kök maaş diye bir şey uydurup hiçbir şekilde zam yapılmıyor. Şu an ülkemizde emeklilerin durumu vahim, insanlar sürünme noktasına geldi. Bunların üzerine de bu kadar sığınmacıyı besleme imkânı yoktur” şeklinde konuştu.