Kırsalda zorlu mücadele

Kış Mevsiminde, Dağlık Alanlarda Kırsal yaşamla mücadele eden çiftçiler

Tarih: 30.12.2023 14:42 Güncelleme: 30.12.2023 14:48
Kırsalda zorlu mücadele

www.erzurumgunebakis.com / Sedanur BİNGÖL

Hükümetlerin gelecekteki iklim değişikliğine nasıl hazırlanacağını ve sınırlandırılacağını tartıştığı 28. yıllık Birleşmiş Milletler’ in gündeminde İklim güvenliği çözümleri için dağları güçlendirmek yer alırken, Erzurum’da Kış Mevsiminde, Dağlık Alanlarda Kırsal yaşamla mücadele eden çiftçiler için gerçekleştirilen çalışmalar yeterli olmuyor. 

İlgi alanı olması nedeniyle Konu hakkında görüşlerini aldığımız Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız, Kış Mevsiminde, Dağlık Alanlarda Kırsal yaşamla mücadele eden çiftçilerin vermiş oldukları mücadelelerden bahsederek, Dağ ekosistemlerinin sağlıklı ve sürdürülebilir olarak korunması için önerilerde bulundu. 

Konuşmasına dağların dünya nüfusunun onda birine ev sahipliği yaptığını ve dünya kara kütlesinin beşte birini kapladığını belirterek başlayan Yıldız, dağların çoğu kişi için dağlık bölgelerin muhteşem doğal güzelliklere sahip manzaralar sunduğunu, ancak oralarda yaşayan çoğu yoksul veya marjinalleşmiş insanların yaşamlarını ve mücadelelerinin zorlukları hakkında yeterince bilgi sahibi olunmadığını vurgulayarak, Küresel ölçekte ortalama olarak her sekiz kişiden birinin gıda güvencesinden yoksun olduğunu ve bu oranın kırsal dağlık alanlarda her iki kişiden biri için geçerli olduğunu dile getirerek bu durumun yaklaşık 300 milyon dağ insanının gıda güvencesinden yoksun kalarak yarısından çoğunun kronik açlık çektiği anlamına geldiğini belirtti. 

Yıldız, “Dağ ekosistemlerinin sağlıklı ve sürdürülebilir olarak korunması, dağlarda yaşayan insanlar ve bağlantılı ova bölgelerinde yaşayan insanlar için büyük önem taşıdığının altını çizerken, sürdürülebilir dağ kalkınmasının sağlanması için önerilerde bulundu. 

Ayrıca küresel olarak, sulanan tarım alanlarının üçte ikisi dağlardan akarak gelen suların katkılarına bağlı olduğunu ifade eden Yıldız, sürdürülebilir dağ kalkınmasının sağlanması ve bu hassas ekosistemlerde dayanıklılık oluşturulmasının çok önemli olduğuna değinerek, “Dağ ekosistemlerinin sağlığını korumak için diğer önemli ekolojik hizmetler arasında erozyon ve toprak kayması riskini azaltmak, yerel sıcaklıkları düşürmek ve yerel olarak adapte edilmiş mahsuller ve hayvancılık için genetik kaynak havuzlarını korumak,  ekosistem restorasyonuna ilişkin ortak bir vizyon oluşturmak ve yerli halkların, kadınların, gençlerin ve yerel toplulukların güçlendirilmesi, tanınması ve karar alma süreçlerine dahil edilmesi önem taşırken, sıfır açlık hedefine ulaşmak için de dağ tarımı etkin bir şekilde geliştirilmelidir” açıklamalarında bulundu. 

Sıfır Açlık için Dağ Tarımının Önemi

Sıfır açlık bağlamında dağ tarımı neden özel ilgi ve önem arz etmektedir? sorularını yanıtlayan Nesrin Yıldız, “Birincisi, birçok dağlık bölgede açlığın yaygın olması nedeniyle, küresel ölçekte gıda güvensizliği azalma eğilimi gösterirken, dağlarda yaşayanların durumu ovalarda yaşayan insanlardan daha kötü durumdadır. İkincisi, dağlar dünyanın büyük bir bölümünü kapladığı için, Üçüncüsü ise dağ tarımı, normalde ovalarda uygulanan büyük ölçekli tarımla sağlanamayan çok çeşitli besleyici gıdaları üretebilir. Bu nedenle, Sıfır Açlığa ulaşmak için dağ tarımının güçlendirilmesi öncelik olarak ele alınmalıdır. Ortalama olarak her sekiz kişiden biri gıda güvencesinden yoksundur, ancak kırsal dağlık alanlarda bu oran her iki kişiden biridir” diye konuştu.

Son olarak sağlıklı, korunmuş dağ ekosistemlerinin dünyamız için hayati hizmetler sağladığını, iklim değişikliğini azaltmaya ve adaptasyonu teşvik etmeye yardımcı olabileceğine, erozyonu, çığı veya toprak kayması gibi doğal afet risklerini ve sel baskınlarını azaltabileceğini, Restore edilen dağ ekosistemleri dağ insanlarının ve bağlantılı ova bölgelerinde yaşayan milyarlarca insanın refahını ve geçim kaynaklarını destekleyerek güçlendireceğini dile getirdi.