KOYUN DOĞUMLARINDA DIŞARIDAN MÜDAHALE GEREKLİ

Plasenta zarları gebelik esnasında anne karnındayken kuzuya yardımcı oluyor ama kuzu doğduktan sonra nefes almasını engelliyor.

Tarih: 24.06.2023 15:45 Güncelleme: 25.06.2023 12:39
KOYUN DOĞUMLARINDA DIŞARIDAN MÜDAHALE GEREKLİ

www.gunebakiserzurum.com / Rabia ASLAN KARAKAŞ

Koyunlar doğum yaptıktan sonra doğan yeni kuzunun yüz etrafında plasenta zarları oluştuğunu ifade eden Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Doğan Türkyılmaz, plasenta zarlarını engellemek için kuzunun doğup annesinin onu yaladığını takip edilmesinin gerektiğini söyledi. 

Türkyılmaz, “Koyunlar doğum yaptıktan sonra doğan yeni kuzunun yüz etrafında plasenta zarları mevcuttur. Bu plasenta zarları gebelik esnasında anne karnındayken ona yardımcı oluyor ancak doğduktan sonra nefes almasını engelliyor. Annesi de zaten içgüdüsel olarak ilk başta kuzusunu yalamaya başından başlar. Dolayısıyla o zarları yırtarak nefes almasını sağlar. Eğer bu durum gerçekleşmemişse bazen bu durumlar oluyor çünkü analık kabiliyetinde düşük olan koyunlar varsa yalamakta geç kalabiliyorlar. Dolayısıyla bizim bunun üzerine gitmemiz gerekiyor. Sığırlarda da bu durum daha fazla oluyor. Dışarıdan müdahale orada daha elzem. Koyunlarda daha nadiren oluyor ancak nadiren oluyor diye bırakmamak lazım, takip etmemiz gerekiyor. Plasenta zarları hava geçirimsizdir. Hayvanın ağzına sanki bir poşet gibi, bir naylon gibi yapışıyor nefes almasını engelliyor ve ölüm gerçekleşebiliyor. Bu şekilde ölümler çok fazla olabiliyor. O yüzden bunu engellemek için o kuzunun doğup annesinin onu yaladığını takip etmemiz gerekiyor.” dedi 

KUZUNUN İLK YARIM SAAT İÇERİSİNDE AYAĞA KALKMASI GEREKİYOR

Kuzunun ilk yarım saat içerisinde ayağa kalkmasının gerektiğini belirten eden Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Doğan Türkyılmaz, ilk 2 saat mutlaka anne sütü emmesi gerektiğini söyledi.

Türkyılmaz, “Kuzunun ilk yarım saat içerisinde ayağa kalkması gerekiyor. Ayağa kalkıp annesinin memesini araması gerekiyor. Bu onun hayatının geri kalanı açısından oldukça önemli bir süre yarım saat olarak. Bazen uzayabiliyor ancak ne kadar erken kalkarsa o kadar sürede süte ulaşacaktır ve dolayısıyla beslenmesinin başlangıcının temelini daha erken söz atmış olacaktır. İlk 2 saat mutlaka anne sütü emmesi gerekiyor. Anne sütünden kastımız ilk 2 saatteki Anne sütü yani ağız sütü olarak daha çok literatürdeki ismiyle kolostrum olarak bilinen bir süttür. İlk süt anlamında ağız sütün ismini kullanmışlar. Annesinin daha önce geçirmiş olduğu hastalıklardan üretmiş olduğu antikorları barındırıyor olabilir. Ve dolayısıyla o antikorlar kuzu, hastalığı geçirmeden ağız sütü vasıtasıyla kuzuya gelmiş oluyor ve o hastalıklara karşı dirençli olmuş oluyor. O yüzden ilk 2 saatte ağız üstüne başlanmış olması gerekiyor. İlk 3 gün boyunca da sürekli olarak devam etmesi gerekiyor. Zaten üç günden sonra da bu ağız sütü artık normal süte dönmeye başlıyor. Bu ağız sütündeki bulunan bağışıklık maddeleri, molekülleri normal süt moleküllerine göre biraz daha büyüktür.  Bu ilk 3 gün kuzu doğduğu zaman bağırsaklarındaki o besin maddelerini emen boşluklar, porlar daha büyük oluyorlar. 3 günden sonra bu porlar küçülmeye başlıyorlar. Yani biz başka bir annenin dördüncü günden itibaren o kuzuya versek de aslında esasında bir faydası olmuyor. Dolayısıyla ilk 3 gün boyunca süresi vardır. Üç günden sonra istesek de bir faydası olmuyor o kuzu için o yüzden oldukça ilk 3 gün önemlidir.” şeklinde konuştu.