OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE ERZURUM’DA TİCARET VE MESLEK GRUPLARI

Aktar veya Attarlar

Tarih: 01.01.0001 00:00
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE ERZURUM’DA TİCARET VE MESLEK GRUPLARI

Tarihin derinliklerinden bu yana insan sağlığı her zaman  ön planda olmuş, hekimlik mesleği Lokman Hekimle başlayıp asırlar ötesine ulaşmıştır. Bu yönde efsaneler oluşmuş, tarihsel süreç içinde özellikle İslam coğrafyasında 9-10-11. asırlarda ünlü hekimler yetişmiş, "Darüşşifalar" açılmış, "Bimaristanlar" kurulmuştu.

Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklularında tıp ilerlerken insanları tedavi etmek için şifalı bitkilerden yaralanılmıştı. Ancak savaşlar, değişen sosyal ve kültürel olaylar sonucu 1600`lerden sonra büyük hekimler yetiştiremediğimiz gibi hekim yetiştiren kurumlarımızda olmamıştı. Osmanlıda ancak 1830`lardan sonra tıp fakülteleri kurulmaya çalışılmış ancak 1864 yılında tıp fakültesi kurulmuş, Cumhuriyet döneminde Eczacılık fakülteleri  açılmış bundan sonra hekim ve eczacı yetiştirme gelişerek günümüze ulaşmıştı.

Erzurum`da Mareşal Çakmak hastanesi eczacısıyla şehir 1930`lu yıllarında tanışmıştı. Eczaneler ancak 1950 sonrasında yaygınlaşıp doktor sayısı artınca Aktarların sayısında bir azalma meydana gelmişti.

 Aktar, attar veya günüm ifadesiyle baharatçı; ev ilaç  ve gereçleri satan kimse ya da dükkan veya Anadolu`da iğne, iplik, baharat, zarf, kağıt, tütün vb. satan kimse ya da dükkan olarak tanımlanırken,  kelime bize Arapçada  "attar"dan geçmedir. Kelime anlamı koku satıcısı demektir. Baharat ve ev ilaçları satan dükkan anlamına gelir. Aktarın sattığı şeyler ise "aktariye" adını alır.

Aktar veya Attar çeşitli baharatlarla birlikte şifalı ve sağlığa yaralı bitkiler satan kimseye denir. Aktarın işlettiği her türlü malların hazırlandığı ve satışa sunulduğu dükkan, ayrıca bu dükkanlarda geçmişte tütün, iğne,iplik, zarf gibi küçük şeylerde satılırdı.

Erzurum`da 17.  yüzyılda attarlar çarşısının  sur içinde olduğu ancak yeri konusunda  bir bilgi bulunmazken 18. asırda "Attarlar çarşısı" Gürcükapı mahallesinde idi.(Hüseyin Yurttaş XVIII. Yüzyılda Erzurum Vakıfları Erzurum. 2000. s. 35) Bu yüzyılda Kara Mehmet adlı bir attarın ismi kayda geçilmişken 2 Kale Muhafızı da attarlık yapıyordu. Şehirde 3 Müslim, 1 Gayri Müslim , 1 Yeniçeri, 1 Sipahi ve 1 Müslim vergiden muaf  attar bulunmakta idi.

Tüm bu uzun zaman dilimi içinde hekimlik mesleği ocaklar tarafından ifa edilirken Eczacılık mesleği Aktarlar tarafından  yürütülmüştü. Günümüzde ise Alternatif tıbbın gelişmesi üzerine  alternatif  bitkilerden ilaç yapma geleneğinde artış olmuş aktarların sayısı hızla artış göstermektedir. Televizyon yayınları bitkisel ürünlere çaresiz insanların yönelmesine sebep oldu.

1950`lerde  doktor sayısının azlığı,  beş veya altı eczanenin şehirde faaliyette olması insanları ister istemez geleneksel tedavi metotlarını uygulamaya yöneltmişti. Aktarlık o yıllarda daha çok usta çırak ilişkisi içinde yürüdüğü için  ailelerde ocak şeklinde  meslek babadan oğula devrediliyordu.

Bu dönemdeki aktarların bir bölümü şunlardı:

Yusuf Mutlu Habib Baba Türbesinin karşısında,

Halit Bakır, Hüseyin Erçikli Ilıcada,

Fevzi Yazıcıoğlu, Zeki Erünsal, Mehmet Cihat Güngör, Hüseyin Dilaver Gürcükapı da,

 Hamdi Kepenek, İsmail Erdem, Fazıl Kazalar, Kaya Yeniköy Tebrizkapı`da, Hüseyin Sevinç Kilisekapı`da,

Şaban Ateş, Abdullah Yıldız, Eşref Gürsel, Enis Maksut Efendioğlu Cumhuriyet Caddesinde,

Hanifi Gençay, Celal Kırkıncı Mahallebaşında, 

Ömer Güllüce Hapan Handa, Reşit Şengel Hasırhan Garajında,

Mustafa Özdek,Hasan ve Sadık Yılmaz, Recep Gemalmaz, Hasan Emir, Mehmet Bumin, Mustafa Kuru Erzincankapı`da,

Osman Abanoz, Ali Yılmaz Kongre Caddesinde,

Halis Aydın Taşmağazalarda, Kadir Bakır İstanbul Caddesinde,

Mustafa Yılmaz Cedit Mahallesinde aktarlık işiyle uğraşırken Mustafa Koçak, Refik Özgül, Mehmet Öztürk, Şerafettin Bostancı, Mustafa Yatmaz ve Hasan Gündoğan isimli hemşerilerimizde bu işle iştigal ediyordu.

Ancak özellikle 1970`lerden sonra doktor sayısındaki artış, eczane sayılarında meydan gelen olumlu gelişmeler halkın bilinçlenmesi Aktarların sayıca azalmasına sebep olmuştu.

1980`lerde İsmail Hakkı Özdicle Gürcükapı da, Nurettin Toptaş Habip Baba civarında aktarlık mesleğini sürdürenlerdendi.

Günümüzde aktarlar Hacılar Hanı karşısı ve çevresinde yoğunlaşmışlardır. Ancak Özellikle büyük marketlerde bir reyon bitkisel ürünlere ayrılmıştır. Çaykara Caddesi , Yenikapı, Erzincankapı da azda olsa bitkisel ürün satan dükkanlara rastlamak mümkündür.

Aktarların raflarında 1000`den fazla çeşit olmasına karşılık en az %50 kadarının ithalat yoluyla özellikle Hindistan ve Çin`den geldiği kalan %50`sinin Anadolu yaylalarının ürünü olduğunu ifade eden aktarlar özellikle kışın soğuk algınlığı ve gripten korunmak için vatandaşların ıhlamur, tarçın,zencefil,hevlücan, karanfil,nar çiçeği, meyan kökü, papatya,hatmi çiçeği kuşburnu  bitkilerin satıldığını bunların yanında Bitkisel yağların revaçta olduğu şu an şehirde irili ufaklı 30-36 kadar baharatçının faaliyette olduğunu Murat Kırsaç belirterek toplumda belirli bir yerde olduklarını vurguladı.

Geçmişte Baharatçılık yapan aileler genellikle yaz aylarında  dağ, bayır, yayla, çayır gezerek kendileri bitkileri topladığı ve onlar eve getirildikten sonra kurutularak işi bilen aile ferdi tarafından ilaç haline getirilerek ihtiyaç sahiplerine satıldığı şeklindeydi.

Eskilerde Erzurum`da çok sayıda bulunan "ocaklar" , "sünnetçiler", "sınıkçılar" aktar ürünlerini ilaç haline getirip hastalarına vermek suretiyle insanları tedavi ederlerdi.