www.erzurumgunebakis.com/ Sedanur Bingöl 

Profesyonel olarak bireysel danışmanlık, yetişkin danışmanlığı, çocuk/ergen danışmanlığı ve kariyer danışmanlığı hizmeti veren Psikolojik Danışman Yavuz Aktepe, Sınava hazırlanan öğrencilerde zaman yönetiminin nasıl olması gerektiği hakkında bilgiler verdi. 

Konuşmasına “hiçbir öğrenci robot değildir” diyerek başlayan Psikolojik Danışman Yavuz Aktepe, “Bir öğretmen bir öğrenciye ya da bir ebeveyn çocuğuna günde kaç saat ders çalışacağını söyleyemez çünkü onlar robot değil kodlanarak çalışmıyorlar ve hiçbir veli veya öğretmen çocuklardan robot gibi sürekli ders çalışmalarını beklemesinler” söylemlerinde bulunurken, zaman yönetimini çocuğun sosyal hayatının da göz önünde bulundurularak belirlenmesi gerektiğini vurguladı. 

Aktepe, “daha önce de birçok kez dile getirdiği hipnotik öğrenme ile zaman yönetimi çok dahi iyi bir şekilde ayarlanarak 5 saatte öğrenilebilecek bilgi bir saatte öğrenebileceğinden kalan 4 saat içerisinde öğrenci sinemaya da gidebilir, arkadaşlarıyla da sosyalleşebilir veya ailesiyle daha fazla vakit de geçirebilir” diye konuştu. 

Sosyal hayata vakit ayırabilmek her öğrenciyi motive edeceği için burada önemli olanın öğrencilerin kendilerine uygun olan zaman planlamasını yapmaları olduğunun altını çizen Aktepe, “öğrencilerin hepsinin içinde bir cevher var ve biz şunu söylüyoruz hepsi parlatılabilecek özelliklere sahipler. Sadece o cevheri keşfedebilmek gerekiyor. Burada önemli olan da öğrencinin kendini keşfedilmesidir çünkü önemli olan sadece iyi bir üniversite, iyi bir bölüm veya iyi bir lise kazanmak değil mutlu olabilecekleri bölümleri, okulları ve meslekleri bulabilmeleridir. Bazen şunları görüyoruz mesela çok iyi üniversitelere yerleşmiş veya dereceyle yerleşmiş öğrenciler üniversiteleri bırakıyorlar çünkü mutlu değiller. Bu yüzden öğrencilerin ilk gözden geçirmesi gereken şey sadece iyi olmak değil kendilerine göre en iyisini bulabilmektir” söylemlerinde bulundu. 

“Öğrencilerden çok veliler arasında rekabet var”

Velilerin öğrencilerden daha çok rekabet içerisinde olduklarını aktaran Aktepe, “öğrenciler sürekli arkadaşlarıyla karşılaştırılarak, “o sen seni geçti, bu senden daha yüksek puan aldı” diyerek çocukları artık puana dönüştürüyor ve çocuğun değeri aldığı puan ölçülüyor. Bu bakış açısıyla bakıldığında çocuk da kendi değerini puanını ile bir görmeye çalışıyor ve henüz yetenekleri keşfedilmemiş öğrencilerin aldıkları puanlar düşük gelince “ben değersizim, ailemin gözünde öğretmenimin gözünde arkadaşımın gözünde başarısızım, yetersizim veya yapamıyorum” gibi düşünceler edinmeye başlıyor. Diyerek konuşmasını devam ettirirken, öğrenci için en önemli noktalardan birinin özgüven olduğunu aktardı. 

“Başarı da önemli noktalardan birisi özgüven”

Aktepe, “biz ne kadar çok çalışırsak o kadar çok başarılı olunabileceğine dikte edilmiş bir toplumuz ama önemli olan çok çalışmak değil önemli olan verimli çalışmak ve tutkuyla çalışmaktır. Öğrenciler Sevdiği alanda ders çalışabilmeli ve hayalindeki mesleği sahip olabilmek adına, ki bu illa doktor olmak zorunda değil, hayalindeki mesleği yapmak için çalışmalıdır çünkü ancak bu şekilde ders başında geçirdiği saatler sıkıcı ve yorucu olmaktan çıkarak hobiye dönüşür” ifadelerini kullanarak, öğrencilere kişi ne kadar kendi olabiliyorsa o kadar başarılıdır tavsiyelerinde bulunurken, ebeveynlere ve öğretmenlere ise öğrencileri tanımaları gerektiği önerilerinde bulundu.