Talha KOCA

Erzurum’da uzun yıllardan beri tuz satışı yapan 84 yaşındaki Recep Bayraktar, kendisine ait otantik dükkanında müşterilerini ağırlıyor. 47 yıldır bir fiil tuzculuk yapan Tuzcu Baba lakaplı Recep Bayraktar, yaşlanmasına rağmen mesleğinden vazgeçemediğini ve emekli olmasına rağmen bu işi bırakamadığını belirterek, “1976 yılından bu yana bu işi yapıyorum'' diyen Tuzcu Recep dede, '' Son birkaç tane daha bu işi yapan arkadaşlar var. Birkaç zaman önce daha gençken bu dükkânın bir bölümünde değirmenimiz vardı. Aynı zamanda paketleme işlemini de bizzat yapıyordum. Her gün bir araba tuz yükleyerek dağıtıma, satışa gönderirdik. Ama şimdi ben yaşlanınca, çocuklarım da işlerine güçlerine başlayınca, tek başıma yapamayacağımı anladım ve paketlemeyi kaldırdım. Değirmeni de söktüm. Ardından basit usullerle vergiye tabi tutulduk. Önceden defter-i kebir zamanında bayağı yüksekti. Şimdi Konya’dan mal getiriyorum. Iğdır’ın Tuzluca ilçesinden Kaya Tuzu getirtiyorum. Iğdır’da bulunan tuz ocağının sahiplerine bittikçe sipariş veriyorum, onlarda gönderiyorlar. Bende burada genelde Kaya Tuzu başta olmak üzere satışını yapıyorum.” ifadelerini kullanıyor.

"DÜNYADA ÇAPINDA BİR PAHALILIK VAR"

Önceden tuz fiyatlarının çok düşük olduğu için insanlar tarafından pek göze gelmediğini belirten Tuzcu Baba, “Evvelinde tuz fiyatları çok ucuzdu, insanların gözüne pek batmazdı ama şimdi biraz abartılıyor. Kimseye de bir şey söyleyemiyoruz. Verdiğimiz siparişler sonrası tuz getiren firmalara fiyatları sorduğumda, bana bize de pek bir şey kalmıyor. Bizde aldığımız paranın büyük bir kısmını aracın yakıtına harcıyoruz diyorlar. Bakıyorum o adamlarda haklı, onlara da bir şey diyemiyorum.             İzlediğim ve seyrettiğim haberler doğrultusunda bu pahalılığın dünya genelinde olduğunu görmekteyim. Almanya’dan gelen arkadaşlarım oradaki enflasyondan bahsediyorlar. Örnek olarak da buradaki restoranların dolu ama oradakilerin fiyatlardan dolayı boş olduğunu söylüyorlar. Bu doğrultuda dünyada çapında bir pahalılık olduğunu anlıyorum” diye konuştu.

"KAYA TUZU EN ÇOK HAYVANCILIKTA KULLANILIYOR"

Satışını yaptığı Kaya Tuzunun en çok kullanıldığı alanları da anlatan yılların emektarı Tuzcu Bayraktar “Kaya Tuzunun bu siyah olanları hayvancılıkta kullanılıyor. Yetiştiriciler hayvanlara tuz verdiğinde özellikle besicilik yapanlar, hayvanlarının iştahının açıldığını belirtiyorlar. İştahı açılan hayvanlar daha iyi beslenerek etleniyorlar. Hayvanların dış görünüşlerinin düzelmesinde de fayda ettiği görülüyor. Bununla beraber süt verimi de artıyor. Araştırmalara göre tuz ile beslenen sığırlar, tuz almayanlara nazaran performansının daha iyi olduğunu ve daha az yeme ihtiyaç duyulduğunu ispatlamışlar. Beyaz Kaya Tuzunun da genellikle kebapçılar tarafından kullanılır. Beyaz Kaya Tuzunu ince ince öğütülmüşünü kullanan kebapçılar, bunun ete ayrı bir lezzet verdiğini söyler.” dedi.

"KAYA TUZU DERTLERE DEVA"

Doktorların bazı hastalıklara karşı Kaya Tuzundan başka tuz kullanılmaması gerektiğini söylediğini aktaran Tuzcu Recep Amca “Doktorlar sedef, guatr ve benzeri hastalıkları olanlar için Kaya Tuzundan başka tuz kullanmayın diyorlar. Bu hastalıkları olan vatandaşlara Kaya Tuzunu tavsiye ediyorlar. Kaya Tuzu zaten her insana şifadır. Bazı doktorlar şeker ve tuzun üzerine zehir yazılmalı derler ama o tuz Kaya Tuzu değildir. O zehirli tuzlar, göl ve deniz tuzlarıdır.” diye anlattı.

"İYOT BİR İLAÇTIR"

İyot hakkında da bilgi veren Recep Amca, bu konu ile alakalı seminerlere de katıldığını belirterek “İyot sağlık bakanlığı tarafından satılan bir nevi ilaçtır. Sağlık Bakanlığı, değirmenlerde öğütülen tuzlara, bu işlem esnasında ilacın püskürtülmesini söylüyor. Bu işlemden sonra o tuzlar iyotlu oluyor. Daha sonra bu tuzlar paketleniyor. Aksi taktirde iyotlu tuz açıkta kalamaz, paketlenmesi şarttır. Bu iyotlu paketlere de de en fazla 3 kilogram sınırı konuldu. Bu sınırdan fazlası yasaktır. Bazıları İyot hakkında aslını bilmedikleri için zarar sanıyor ama aslında İyot, bir ilaç! İyot, bazı besin kaynaklarında doğal olarak bulunan ancak vücudun kendi kendine üretemediği bir elementtir. İyot minerali, enerji metabolizması başta olmak üzere, vücutta pek çok önemli göreve sahiptir.” dedi.

"GÖNLÜ GÜZEL TUZCU AMCA"

Yaşına rağmen işine devam etmesinin insanları hayrete düşürdüğünü vurgulayan Tuzcu Baba, anlattıklarıyla da gönünün ve yüreğinin güzelliğini ispatlayarak “Ben zaman geçirebilmek için buradayım. Herhangi bir para beklentim yok. Çocuklarımda zaten kendilerini kurtardılar. Birisi Hâkim oldu, birisi profesör, onlar da bana karşı çıkıyorlar. Yeter artık dinlen daha çalışma diyorlar. Ama şimdi ben alışmışım, evde duramam! Burada oturduğumda yardıma muhtaç biri geliyor veya dükkâna gelirken bir kimseyle karşılaşıyorum benden bir şeyler istiyor, bende elimden geldiği kadar yardım ediyorum. Onlar da en azından bir rahmet okuyup, bir güzel dua ediyor. Ben şimdi evde otursam kimse bana ‘Allah razı olsun’ demez. Evde otursam bana kim dua eder? Bu sayede insanlarla iç içe oluyorum ve zaman geçiriyorum. Birde zaman zaman evden yürüyerek geliyorum. Bununda vücuda büyük faydası var. Bir nevi spor yapıyorum. Diğer yandan da sabah gelip dükkânın kapısını açtığımda, içeride kalan tuzların buharı yüzüme vuruyor. O kadar güzel bir koku ki anlatamam. Bunun da insan sağlığına ve cildine büyük faydası var.” dedi.

Kaya Tuzunun insan sağlığına olan faydasını tekrarlayan Recep Bayraktar kendinden örnek vererek “Ben kalp hastasıyım. 6 kere anjiyo oldum. Ama bu tuz sayesinde vücudum dinç. İlaçlarıma devam ediyorum. Bu tuz sayesinde özellikle de tuzun buharı beni dinç tutuyor. Benim yaşıtlarım bastonla geziyor. Camide oturdukları yerden namaz kılıyorlar ama ben şükürler olsun ki, bastonla gezmiyorum. Namazlarımı normal ayakta eda ediyorum. Bence bunun en temel sebebi, Kaya Tuzundan almış olduğum vitaminler, onun faydası!” diye konuştu.