www.erzurumgunebakis.com / Mihrimah Nefise DURDAĞ
Sahaflık pek çok insan tarafından ‘kolay bir meslek’ olarak görülse de dönemin bütün gelişmelerinden
doğrudan etkilenen bir iştir. Yaşanan ekonomik zorluklar, değişen alışkanlıklar ve dönemden döneme
farklılık gösteren konular sahafları ve sahaflığı etkiliyor.
1995’ten beri Erzurum’da İnşirah adlı dükkânında sahaflık yapan, 28 senedir de çeşitli dergi çıkaran ve
şair olan Nizamettin Korucu ile sahaflık ve sahaflığın zorluklarını şöyle açıkladı:
‘’Sahaflığı iki tanımla yapabiliriz; bir günümüzdeki sahaflık bir de gerçek manasıyla sahaflık.
Günümüzde anlatılan sahaflık piyasadaki mevcut kitapların da alınıp satıldığı yer. Genel anlamıyla
sahaflıkta baskısı tükenmiş, piyasada bulunmayan nadir kitapların alınıp satıldığı takasa yapıldığı bir
alışveriş yerleridir.
Sahaflığa 1995 yılında başladım. Kendime ait bir iş yeri açtım. Ama öncesi de var daha önceden
okuduğum kitapları sergi açıp satıyordum. Eğer bu da sayılırsa çok eskilere dayanıyor. Sahaflık zor bir
meslek ben bir ikisini söyleyeyim, neden zor onu da söyleyeyim. Bir şehirde yaşıyorsunuz dört yüz bin
nüfusu var veya dört yüz elli bin nüfusu var. Gün içinde öyle oluyor ki dört yahut beş kişi sahafa
geliyor. Bu kadar nüfusu olan şehirde. Bir sürü öğrencisi, öğretmeni olmasına rağmen sahafı merak
eden gelen sadece dört veya beş kişi. Bir kahvehane bir tavuk dönerciye bu kadar rağbet varken
sahafa ilgi neden bu kadar az? Tabi bunu söylerken ki gayem herkes iyi olsun lakin sahaflığın zor
olduğunu anlatmak gayem. İkinci zor yönleri nelerdir sahaflığı kitap meraklısı insanlar yapar daha çok.
Ticari olarak yapanda var ama daha çok kitabı seven insanlar yapar. Kitabı satarken üzülebiliyor sahaf,
nereden bir daha bulacağım kaygısı taşıyorsun. Ve tabii ki de satamadığında da üzülüyor sahaf. Evin
ihtiyaçlarını nasıl karşılarım diye kaygı güdüyorsun bir yandan. Hem alırken hem satarken üzüleceğin
bir meslek sahaflık. ‘’dedi
Sahaflık Hem Üreten Hem Tüketen
27 senedir gönül vererek sahaflık yapan Korucu, ’Bir de hem alan hem satan olduğu için sahaflıkta
hem üretici hem tüketicisin. Siz hem müşteri hem satıcı olabiliyorsunuz. Bu seferde zor oluyor tabi
insan psikolojisinde hep kazanmak yatar kazandırmaktan ziyade. Bu da zorlaştırıyor bu işin masrafını
giderini bu ürünün satılıp satılmayacağını veya ne sürede satılacağını düşünmezsiniz. Siz sadece bunu
benden kaça aldın piyasası kaçadır? Bunu düşünen de var düşünmeyen de var tabii. Düşünmeyen
söyle düşünmüyor şöyle ki benim elimde bu kitaplar ziyan olmasın birilerine yarasın memleketime ve
vatanımızın çocuklarına sahaf ulaştırır. Bazısı da der ki ihtiyaç kaygısından satayım. Dolayısıyla
müşterinle hem alıcı hem satıcı olması zor iş. Çünkü müşteri satarken kendini pozisyonunu biliyor da
sizin satacağınız pozisyonu bilmiyor. Sahafın giderlerinden haberi yok. Değerlendirme yönü de bir
diğer zorluk mesela göreceli bir değer var kitapta. Bir kitap var mesela yirmi liraya değere verirsin bu
miktara kimse almaz onu. Lakin bu kitabın değeri iki yüz liradır. Bu fiyata değer koyarsanız bunu birisi
alır. Demem o k sahibi değeri biliyor. Yani altının kıymetini sarraf bilir denir ya bu durum böyledir.’’
açıklamalarında bulundu.