"Vakit yerli üretime destek vakti?

Erzurum Matbaa, Kırtasiye ve Tabelacılar Esnaf Odası Başkanı Hikmet Karaca, doların yükselişinin piyasalarda ki yansımasını değerlendirdi. Karaca, şuanda Türkiye´de en büyük sorunun ?kağıt? olduğuna dikkat çekerek, ?Cari açığı kapatabilmek için ulus olara

Tarih: 01.01.0001 00:00

 

Nesrin Çetinkaya

Erzurum Matbaa, Kırtasiye ve Tabelacılar Odası Başkanı Hikmet Karaca, esnafın sorunlarına ilişkin açıklamalarda bulunarak, çözüm önerilerini sıraladı. Matbaacılık sektöründe gündelik kullanılan birinci hamurun bile ithal olduğunu belirten Karaca, cari açığın bir nebzede olsa kapatılabilmesi için acilen üretime geçilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Doların yükselişi karşısında faizlerinde yüzde 0,99´lardan, yüzde 3´lere kadar çıktığını dile getiren Karaca, maliyeti karşılamayan birçok esnafın kepenk kapattığını ifade etti. Başta SEKA´lar olmak üzere atıl durumda olan devasa fabrikaların faal hale gelmesi çağrısında bulunan Karaca, tek çare ?devlet desteği ile yerli üretim? dedi.

?ACİLEN ÜRETİME GEÇMEMİZ LAZIM? 

Cari açığın daha fazla artmaması için, acilen üretime geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Karaca,   ?Şuanda Türkiye´de en büyük sorunumuz kağıt. Cumhuriyet döneminden hemen sonra Türkiye´de SEKA Fabrikaları kuruldu.  9 tane SEKA Fabrikası vardı, daha sonra 50´li yıllarda bu sayı 12´ye çıkarıldı ve o dönem bu fabrikalar Türkiye´nin hemen hemen tüm kâğıt ihtiyacını karşılıyordu. Daha sonra özel teşebbüslerin kağıt fabrikaları kuruldu. Son yıllarda ne olduysa TMSF bütün fabrikalara el koydu. Devlet özel teşebbüsün herhangi bir nedenden dolayı fabrikasını kapatabilir veya el koyabilir ama devlet bunlara el koyarken aynı zamanda bu fabrikaları çalıştırması gerekirdi. Bunları atıl durumda bırakmamalıydı diye düşünüyorum. Bu tip işletmeler öncelikle kayyuma daha sonra TMSF´ye geçiyor. Her nedense devlet tarafından el konulan işletmeler çalıştırılmıyor, devasa tesisler, Avrupa´dan getirilen makinalar maalesef şuan atıl dunumda. Mesela SEKA´larda olduğu gibi. Şuanda Türkiye´de sektörümüzde günlük gündelik kullandığımız birinci hamur bile ithal. Devletimizin bir an önce bu SEKA fabrikalarını faaliyete geçirmesi lazım. Cari açığın daha fazla artmaması için, bu açığın bin nebzede olsa kapatılabilmesi için devlet olarak acilen üretime geçmemiz lazım? diye konuştu.

ÇİN BİZİ TUZAĞA DÜŞÜRDÜ

Karaca, açıklamalarını şöyle sürdürdü; ?Takriben bundan 10-15 yıl önce özellikle de ülkemizde Çin mallarına büyük bir rağbet olduğunu söyleyen Karaca, ?Şunu çok açık söylemek gerekirse Çin bizi tuzağa düşürdü. O zamanlar eski para ile tabir edersek bir milyoncular vardı.  Şuanda 7 buçuk milyoncular var. Çin´in tuzağına düştük biz, birçok imalatçı sektörümüz bile fabrikasında mal üretirken, üretimi durdurdu Çin´den daha ucuz mal almaya başladı. Tabi o arada ülke olarak Çin´in bizi tuzağa çektiğini hesaplayamadık. Ardından bizi kendi malına bağımlı hale getirdikten sonra fiyatlarını net bir şekilde artırmaya başladı. Buna karşın dolarda artınca elimiz kolumuz bağlandı.?

GAZETELER MAĞDUR!

Piyasada kâğıt olmaması, dolar bazında yaşanan büyük artıştan dolayı maliyetin artması sebebiyle gazetelerinde mağdur olduğunu belirten Karaca, esnaf odası olarak başlattıkları kampanyaya değindi. Karaca, ?Bakın şuanda mahalli gazetelerde kâğıt yok. Sayfa sayıları neden düşürüldü?  Hem maliyet arttı, hem piyasada kağıt yok. Yani artışın yanı sıra mal bulabilsen yine gazeteni 12 veya 24 sayfaya çıkaracaksın.  Kâğıt olmadığından ve dolar bazında büyük bir artış yaşandığından dolayı gazeteler bile mağdur oldu. Bunun yanı sıra bizim sektörümüzde birçok büyük matbaa kapatıldı. O yüzdende devlet olarak cari açığımızı kapatabilmek için topyekûn çalışmamız, aynı zamanda yerli mala yönelmemiz lazım. Biz bu konuda oda olarak bir kampanya başlattık. Üretilen yerli mallara Türk bayrağı ve Türkiye´de üretildiğine dair bir işaret konması için çalışma başlattık. Bunu ben Erzurum´dan başlattım, federasyonumuzda bu hususta çalışmalarını sürdürüyor? ifadelerine yer verdi.  

BU İŞ ARTIK YERELLİKTEN ÇIKTI

Artan faiz oranları karşısında doların yüksek seyrinin hala devam ettiğini söyleyen Karaca, ulus olarak topyekûn hareket edilmesinin önemine dikkat çekti. Karaca, devlet desteği ile yerli üretim vurgusunu paylaşarak, ?Diğer taraftan esnafın durumuna bakıldığı zaman faizler yüzde 0,99´lardan yüzde 3´lere kadar yükseldi. Kredilerin yıllık faiz ortalamaları yüzde 35 ile 40 civarında. Yani neredeyse yüzde 300´lük bir artış var. Faizler attı fakat doların yüksek seyri hala devam ediyor. Dolayısıyla bu iş artık yerellikten çıktı. Ulus olarak, ülke olarak imalatı nasıl yaparız, nasıl üretiriz bunlara kafa yormamız gerek. Bu da elbette ki devlet desteği ile olur? dedi.

?YERLİ ÜRETİM OLMAZSA YARINIMIZ BUNDAN DAHA KÖTÜ OLACAKTIR?

Cumhuriyet döneminde kurulan birçok fabrikanın günümüzde atıl durumda olduğunu kaydeden Karaca, ?Cumhuriyet döneminde ülkemizde bir sürü fabrikalar kurulmuş. Şeker fabrikaları, yağ fabrikaları, çimento fabrikaları vs. Şuanda bu fabrikalar aktif mi değil, atıl durumdalar. Mesela Erzurum´da rahmetli Erbakan Hoca döneminde tarım aletlere fabrikası kuruldu. Bir ara römork üretimine falan geçildi. İkinci aşamada traktör imalatına başlayacaktı. Fabrika ilk açıldığında orda 380 tane işçi istihdam ediliyordu. Daha sonra sayıda ciddi anlamda düşüş yaşanınca kapandı gitti, işletemedik. Türkiye´de bugüne kadar olan olmuş ama bundan sonra ulus olarak topyekûn üretime yönelmemiz lazım. Yönelmediğimiz takdirde bizim yarımız bundan daha kötü olacaktır? diye belirtti.

SÖYLEMLERİN EYLEME DÖNÜŞMESİ ŞART 

İnsanların artan maliyetler altında ezildiğini dile getiren Karaca, söylemlerin eyleme dönüşmesi hususunda ciddi adımlar atılması gerektiğini belirterek, ? Biz doların piyasada ki yansımalarından dolayı esnaf olarak küçüldük, mal bulamadık. Mal bulsak dahi dolar bazında satıldığı için alamadık. İthalatçı firmalar malı getirebilirse alıyoruz, getiremezse alamıyoruz. Mesela matbaacılıkta en çok kullanılan kendinden karbonlu kâğıtların topu 90 liradan 280 liraya çıktı. Hem mal bulamıyorsunuz. Hem maliyet çok yüksek.  Hem dolar artmış, hem de kâğıt doları iki katı katlamış. Dolayısıyla insanlar bu maliyetin altından kalkamıyorlar. Bizim cari açığımız neden ver, üretimimiz olmadığı için. Yani yerli üretim şart, söylemlerin eyleme dönüşmesi şart? ifadelerini kullandı.