Vefatının 19´uncu yılında Naim Hoca

Gazeteniz GÜNEBAKIŞ, vefatının 19´uncu seneyi devriyesinde, merhameti, cömertliği, bilgeliği, doğallığı ve daha birçok güzelliği ile Erzurum insanının gönlüne taht kuran merhum Naim Hoca´nın hayatını sizler için derledi.

Tarih: 01.01.0001 00:00
Vefatının 19´uncu yılında  Naim Hoca

 

Nesrin Çetinkaya

İŞTE NAİM HOCA´NIN HAYATI

Naim Gölleroğlu Hoca 1925 yılında Erzurum´da doğdu. Küçük yaşlardan itibaren Erzurum´un tanınmış hocalarından dersler aldı. Geçimini sağlamak için bir süre berber çıraklığı yaptı. 1944-1947 yılları arasında askerliğini yaptıktan sonra çeşitli camilerde imam olarak çalıştı. Vaaz verirken cemaatin yüzünde tebessüm eksik olmazdı. Konuların içine nükteler serpiştirir ayet ve hadisleri tarihi vak´alarla şerh ederdi. Dinleyenleri sürekli uyaran bir hitabet gücüne sahipti. Dağarcığında her konuşmasını süsleyecek kadar güzel gazel kaside dörtlük ve beyitler vardı. Bazen kendisi de aşıkların yaptığı gibi şiirler okurdu.  Son 10 yıl boyunca Zeynel Camiinde imamlık ve vaizlik yaptıktan sonra emekliye ayrıldı. Hacılar hanı yanında 3 ? 4 metrekarelik çok küçük bir dükkanda ömrünün sonuna kadar el emeği ile ekmeğini kazandı. Emekli maaşına ise el sürmüyor, Mehmetçik Vakfı´na bağışlıyordu. Erzurum´da evine ilk televizyon alanlardan biriydi. Evli biri erkek beş çocuk babasıydı.

Bölgede çok sevilen bir kişi olduğu için bakanlar, milletvekilleri, siyasi parti liderleri oy umuduyla sık sık kapısını çalarlardı ama hiçbirine yüz vermezdi. Çirkin bir iş yapan kişiyi kötülemez, ona işin çirkinliğini anlatırdı. Bilgili, kültürlü bir insandı; özellikle tarih bilgisi çok kuvvetliydi. O kadar çok seviliyordu ki, istese bir tarikat kurup çuvalla para kazanabilirdi ama yobazlıkla hiç ilgisi yoktu, Atatürk ve Cumhuriyet aşığıydı. Dükkanının duvarında bir Atatürk resmi ve Türk Bayrağı asılıydı. Kendisini ziyarete gelenlere din değil, Kuvayı Milliye´yi ve Atatürk´ü anlatırdı? Hem şair, hem de nüktedandı; şiirleri ve nükteleri vefatından sonra kitap haline getirildi. ?Ellem gullem? yani kurnazlık lafını dilinden düşürmez, yazdığı şiirleri toplantılarda ezbere okumayı severdi. Atatürk´e yazdığı şiirle de büyük beğeni toplamıştı.

ERZURUMSPOR´UN MAÇLARINI İZLEMEYİ ÇOK SEVERDİ

Sanatla, sporla çok yakından ilgilenirdi. Tiyatroya gitmeyi ve Erzurumspor´un maçlarını izlemeyi çok severdi. Yaz, kış, yağmur çamur, deplasman demeden ilerlemiş yaşına rağmen Erzurumspor´un maçlarına giden Naim Hoca, şeref tribününden tezahüratta bulunur, bazen heyecanından koltuğuna oturamayarak ayakta maçı seyrederdi. Naim Hoca maça geldi mi hakeme ve karşı takımın oyuncusuna küfür ve hakaretler yok denecek kadar azalıyordu. Naim Hoca futbolun toplumdaki kaynaştırıcı etkisini çok iyi bildiğinden, fırsat bulduğu her imkanda taraftarlardan küfürsüz bir maç seyretmelerini ve takımlarını yürekten desteklemelerini isterdi. Eksi 30 dereceye varan şiddetli soğuklara rağmen başında mavi takkesi, sırtında pardesüsü ile Erzurumspor´un maçına giderdi. Bu yüzden 1995 yılında spor faaliyetlerini ve centilmenliği teşvik ettiği için Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından Dünya Fair-Play ödülüne aday gösterildi ve ödülünü Litvanya´nın başkenti Vilnius´ta aldı.

Naim Hoca, yakalandığı akciğer kanseri ile 4 yıl boyunca mücadele ettikten sonra 1999 yılının 13 Ekim günü, 73 yaşında hayata veda etti. Vefat ettiği gün bütün Erzurum ağladı. Ertesi gün cenaze namazını Gürcü Kapı Camii´nde öğle namazını müteakiben Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz kıldırdı. Türkiye´nin dört bir yanından cemaat camiye sığmadığı için cenaze namazı caddelerde kılındı. Valisinden komutanına, devlet esnafından işsizin, halk yan yana omuz omuza saf tuttu. Ankara´dan siyasiler İstanbul´dan ünlü iş adamları yoğun gündemlere takılmadan Erzurum´a koştular. Başta Korgeneral olmak üzere 9. Kolordu Komutanlığı´nın tüm subayları da cenaze törenindeydiler. Naaşı geçerken tüm askerler selam durdular ve üzerinde Atatürk resmi olan bir çelengi kabrine koydular.

NAİM HOCA´YA DAİR BİR HATIRA

1993 yılında Erzurum´un Yavi beldesinde 32, Erzurum-Erzincan karayolunda 4 ve Çiçekli Köyünde 6 vatandaşımızı şehit eden bölücü terör örgütünü telin için Erzurum´da iki gün üst üste mitingler düzenlenir. Yaklaşık 30 bin kişilik grup, Cumhuriyet caddesinden başladığı yürüyüşte Kürt kökenli vatandaşların yaşadığı Mahallebaşı´na yönelir, yüzlerce asker ve polisten oluşan barikatı aşar. Kalabalık, Mahallebaşı´na yaklaşmak üzereyken 9. Kolordu Komutanı Doğu Aktolga ve  Erzurum Valisi Oğuz Berberoğlu´nun hemen bir sivil ekip göndererek Naim Gölleroğlu Hoca´yı evinden aldırırlar. Vali´nin ricasıyla grubun önüne geçen Naim Hoca, megafondan yaptığı konuşmayla kalabalığı geri çevirmeyi başarır.

? Ula müslüman hele dikkat buyur. Siz ne yapır, nereye gidirsiz? Casusların oyununa alet olirsiz. Oyuna gelmeyin evinize gidin. Devlet suçluları bulup cezalandıracaktır. Allah bu vatan hainlerini Kahhar ismiyle kahredecektir. Sakin olun. Evinize gidin. Ordumuz, polisimiz hainleri bulup cezasını verecektir. Bir cahillik yapıp da kardeş kanı dökmeyelim.

Kendilerine aşina gelen üslubun etkisiyle sakinleşen Erzurumlular hep bir ağızdan İstiklal Marşı´nı okuyup dağılırlar.

Ertesi günkü gazeteler ve televizyonlar baş sayfalarına ve ekranlarına konuk ederler bu kahraman din adamını. İşte o zaman tanımıştı Türk halkı Naim Hoca´yı. Başbakan Tansu Çiller, kendisini Ankara´ya davet ederek teşekkürlerini iletmişti.