Abdurrahman ZEYNAL


Azınlık ve Misyoner Okullarının Osmanlının Yıkılışındaki Rolleri


 

Türk Ocakları Erzurum Şubesinin Güz Dönemi programları kapsamında 15 Aralık 2018 tarihinde Erzurum Bara salonunda Eğitimci yazar Abdurrahman Zeynal "Azınlık ve Misyoner Okullarının Osmanlının Yıkılışındaki Rolleri" adlı sunumuyla dinleyicilere 1820-1920 arasında özellikle; ABD, İngiliz, Fransız, Alman, Rus, İtalyan devletlerinin misyoner örgütlerince yapılan yıkıcı, bölücü faaliyetleri sıraladı.

Zeynal özetle; Amerikan okullarının Osmanlı coğrafyasında bir kanser hücresi gibi çoğaldığı, başta Ermeniler, Bulgarlar, Araplar olmak üzere, Nasturi, Maruni ve diğer etnik guruplarda Irkçı düşüncelerin gelişmesine çalışırken, İngilizler Beyrut, Şam, Halep, Bağdat, Musul İstanbul ve diğer şehir köy ve kasabalarımızda açtıkları okullar yoluyla Osmanlı devletinin bölünüp parçalanmasına sebep olmuşlardır.

Fransızlar Kapitülasyonlarla elde ettikleri hakları okullaşarak yapmış, azınlıkların mezhep değiştirerek Katolik olmasına çalışmış, Anadolu´da 400den fazla okul açmış, İtalyanlar Arnavutluk, Libya, Habeşistan Beyrut, Şam Kudüs bölgesinde mektepler açarak hem İtalyan´ların Stratejik hedeflerine yaklaşmasını sağlarken  Ruslar; Suriye, Lübnan ve Kudüs ve İstanbul´da 100´den fazla okulla Ortodoksları himaye etmek için uğraşmış, Almanlar ise Bağdat ve Hicaz demiryolu etrafındaki illerde örgütlenerek okullaşmaya yoluna gitmiş ve 100.000´den fazla Yahudi´nin Sultan Abdülhamit döneminde Kudüs ve çevresine yerleşmesine sebep olmuştur.

Bulgar isyanın çıkmasında Robert Kolejde okuyanlar sebep olduğu gibi Adana İsyanında  Tarsus Amerikan Koleji öğrencileri, Maraş , Zeytun isyanında Maraş İlahiyat okulu öğrencileri, Sason, isyanında Van, Bitlis, Muş, Diyarbakır ve Harput´ta Amerikan misyoner okullarında okuyan öğrencilerin elebaşılık yaptıklarını ifade ederek, 1890 Erzurum isyanında Sanasaryan mektebinde okuyan Ermeni öğrenciler işin başını çekmiştir.

Türkçeden başka bir lisanları olmayan Ortodoks, Gregoryen vatandaşlarımız ne yazık ki Rumca, Ermenice, Bulgarca öğrenmeye zorlanmış, buna karşılık Türkçe konuşmaları yasaklanmış, 10.000´den fazla misyoner okulu açılmış, sadece 1910 yılında bu okullara devam eden 500.000 den fazla öğrencinin olması işin ne boyutta olduğunu ifade etmektedir. 

Bütün bu gelişmeler sonucunda  devlet 1915 yılına kadar ciddi hiç bir tedbir alamamıştı.  Sonuç olarak Abdurrahman Zeynal tarihten ders alınmasını ifade ederek sözlerini şöyle bitirdi.

"Bütün bu olaylardan çıkarılabilecek sonuç, üniter bir devlette okullarda tek bir resmi lisanın okutulması, başka yerel lisanlara yer verilmemesi, müfredatların, disiplin yönetmenliğinin ve öğretmenlerin bu konuda kesinlikle devletin varlığı  ve birliğinden yana tavır alması gerekir. Ayrıca devlet içinde farklı etnik gurupların varlığı temcit pilavı gibi her gün toplum önüne şu da, bu da var denilerek asla ifade edilmemelidir. Aksi halde 100 yıl önce yaşananlar yeniden tekrar edebilir" diyerek sözlerini tamamladı."