Abdurrahman ZEYNAL


ALAY ETME, ALAYA ALMA, DALGA GEÇME

ALAY ETME, ALAYA ALMA, DALGA GEÇME


İnsanoğlu tarihin her döneminde güçlü olanlar, güçsüz olanlarla alay etmiş, dalga geçmiş ve aşağılamıştır. 
İnsanlığın yüz akı Hazreti Peygambere deli demediler mi, üzerine hayvan işkembesi atmadılar mı? Taifte taşlamadılar mı?
Türk tarihinde sultanlar birbirleriyle mektuplaşırken ağza alınmayacak sözleri mektuplarına yazmadılar mı? Yıldırım Bayezid Emir Timur’a Aksak, topla demedi mi?
Anadolu’yu karış karış gezerseniz bu alay etme, dalga geçmenin bin türlüsüne şahit olursunuz.
Mesela Erzurum’da ailelere yakıştıralan lakaplardan biri ikisi şöyledir. “Yılan Kırpanlar”, Dolmasayanzadeler”, “Malyemezler”….
Birde devletin verdiği payeler isimler vardır. Bunalar, Paşa, Bey, Ağa, Efendi gibi..
Osmanlıda paşa devlet görevinde bulunup başarılar gösterip yükselen özellikle askeri sınıf görevlilerine paşa denirdi. Erzurum’da otoriter bayanlara paşa unvanı layık görülmüştü.
Bey devletin sivil veya siyasi yönetiminde görev alan insanlara önemli kişilere verilen bir unvandı. Beylerin en tepesine de Beylerbeyi denirdi. Anadolu ve Rumeli Beylerbeyi iki önemli unvandı. Erzurum yöresinde devlet görevlileri vardı. Bunlar Kıska Beyleri, Özbek Beyleri, Cinis Beyleri gibi… Eğer bir insan medreseye gitmiş, okumuş, yazmış müderris olmuş, kadı ve müftü görevlerini deruhte yapmışsa bunlara Efendi unvanı verilmişti. Demek ki, Efendi okumuş, yazmış, hüküm verme kudretinde olanlara verilen bir önemli unvandı. Yine Osmanlıda Araplara “Kavmi Necip”, Ermenilere “teba-i Sadıka”     ,” Türklere “Etrakı bi idrak”, Alevi Oğuz Türklerine “ Kızılbaş” isimlerinin verildiği gibi…. Müslüman Köylülere reaya, gayri Müslimlere “zımni” adları verilmişti.
Bu ifadeler zaman ve mekâna, sosyal hayata bağlı olarak toplumsal hayatı etkilemiş, yerine göre bu kavramlarla alay edilmiş, yerine göre dalga geçilmiş, insanlar ve toplumlar aşağılanmış, değersizleştirilmiştir.
Resmi unvanları bir kenara koyarsak toplumda kırılmalara üzülmelere sebep olan her tür söz, davranış ve niteleme Muazzez dinimiz İslam tarafından yasaklanmış, Haz. Peygamber insanlarla alay etmenin kötü bir davranış olduğunu ümmetine anlatmış ve Allahu Teâlâ Kuranı Kerimde açıkça bu tür söz ve davranışları yasaklamıştır.
O halde kendini Müslüman olarak kabul eden kardeşim kim olursa olsun onu asla alaya alma, ona hakaret içeren söz söyleme, davranışta bulunma. “Olur ki Allah katında alay edilenler alay edenlerden üstün olur.”
Cumhuriyetle birlikte tarihten gelen tüm bu adlandırmalar kaldırılmış, alay etme veya alaya alma toplumsal hayattan silinmeye çalışılmıştır. 
Bize düşen hitaplarımızda erdemi, ahlakı, güzel davranış biçimlerini öne çıkarıp hiç kimsenin hal ve hareketinden dolayı, kaşıyla, gözüyle alay etmemek, alaya almamaktır. 
Esen kalın sevgili dostlar.