Abdurrahman ZEYNAL


ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ


Ufuklar kararırken emperyal güçler dünyayı kendi aralarında taksim etmiş, Osmanlı Devletini mağlup ederek Şark Meselesinin nihai çözümünü planlamışlardı.....!
Savaş öncesi Osmanlı devleti 7,5 Milyon Siterlin'e sipariş ettiği iki gemiyi İngilizler, Almanlara ısmarladığı topları da Almanlar teslim etmemişti.
İngiliz ve Fransızlar için önemli olan Rusya'ya silah ve lojistik destek sağlamak buna karşılık Rus buğdayı ve petrolünü almaktı.  
Savaşın kıvılcımı Saraybosna'da tutuşturulmuş, Almanlar Fransa cephesinde saplanıp kalmış, doğu cephesinde Ruslara karşı üstünlük sağlayamamışlardı. 
Tüm bunlara karşılık İngiliz ve Fransızlar sömürgelerinde asker devşiriyor, şeytanca plan hazırlamakla meşguldüler.. Hint Müslümanlarına Halifeyi kurtarmak için Almanlarla savaştırmayı, Avustralyalılara Hıristiyanlığı kurtarmayı, Senegallilere Türklerin vahşiliği, yamyam oldukları, insan yediklerini anlatarak asker topluyorlardı.
Toplanan Askerler Mısır’da eğitiliyor, aldatılıyor ve Türkler kötülemeye devam ediliyordu... Ruslarla savaşa girildiği günlerde İngilizler Basra'ya Asker çıkarıyor, donanmalarıyla Çanakkale önlerine yığınak yapıyorlardı.
3 Kasım 1914 İlk Hücum
Fransız ve İngiliz Deniz kuvvetlerinin üçte biri, Çanakkale önlerindeydi. İngiliz Başvekili Lord Corc  "Harbi Umuminin yegâne sebebi Türkleri boğazlardan atmaktır" derken 3 Kasım 1914'de 18 parçalık itilaf devletleri donanması sağlı sollu Gelibolu ve Anadolu yakasındaki tabyaları bombalıyor, kendilerine göre nabız yokluyorlardı.
19 Şubatta 17 parçalık bileşik donanma tekrar Çanakkale boğazına girerek önce mayınları temizliyor ardından kıyılara gün boyu bomba yağdırıyordu. Türk Topçusu bunlara karşılık veriyor,  savaş akşama doğru sona eriyordu. Amiral Carden "14 günde İstanbul'a gideceklerini ifade ediyor". Bunun üzerine batıda Buğday fiyatları düşüyordu.
Payitahtın Anadolu'ya Taşınması
25 Şubatta Amiral De Robeck komutasındaki donanma hücuma geçti. Bizim 17 topumuza karşı itilaf devletlerinin 168 topu vardı. Birleşik donanma tabyaları topa tutmuş, İstanbul'da panik başlamış, Hilafetin Anadolu'ya taşınması gündeme gelmişti.
İngiliz savaş bakanlığı Amiral Hamiltonu komutan olarak görevlendirmiş ve 13 Martta Hamilton Çanakkale'ye gelmişti. Quin Elizabet, İnfiksbıl, Ocean, Buveyt, Golyath ve diğerleri artık büyük deniz savaşına hazırdı. 
Çörçil " Donanmamız bir eli belinde, sadece bir elini kullanarak yakarak, yıkarak Çanakkale boğazını geçebilir" diye açıklamada bulunuyordu.
Cevat Paşanın emriyle 17 Mart gece karanlığında Binbaşı Nazmi Beyin komutasında Yüzbaşı Hakkı beyin kaptanlığında Nusret Mayın gemisi 26 mayını Kumbağı ve Soğan dere arasına gece karanlığında dökerek geri çekiliyordu. 
Çanakkale Zaferi
18 Mart.. Çanakkale Geçilmez... Düşman sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bütün zırhlılarıyla hücuma geçerek ilerlemeye, kıyıları dövmeye, bataryalarımızı susturmaya başlamıştı. Gemilerden tabyalara alev, ateş saçılıyor, Türk Bataryaları birer ikişer susturuluyor, gemiler gece Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlara çarparak yaralanıp batan gemilerin yanında "Yoktu ekmeği aşı....
Yoktu toprağı taşı...
Çanakkale'yi taşımıştı sırtında,
Mangal yürekli onbaşı". 
İşte bu Seyit Onbaşının ateşlediği topla Ocean gemisi vuruluyor, böylece başlayan savaşta düşmana büyük zayiat veriyordu. 7 gemi batmış, kalanlar yaralanmış, hücum yerini geri çekilmeye bırakmıştı. Akşama doğru düşman boğazdan tamamen çekilmiş, mavi sular Türk askerinin kontrolüne geçerek 1683'ten beri devam eden mağlubiyetimiz sona ermiş, düşmana karşı muazzam bir deniz zaferi kazanılmıştı. 2000'den fazla düşman askeri sularda boğulurken sadece 85 Türk askeri şehit olmuş, savaşın birinci bölümü sona ermişti.