Abdurrahman ZEYNAL


DİL VE ATASÖZLERİ


 

İnsanlar dil ile anlaşmış. Dil ile kavga etmiş. Dil ile savaşmış.

Dil ile baş kesmiş. Dil ile medeniyetler kurmuş.

Dil olmadan hiçbir beşeri olay açıklanamadığı gibi, Hz. Ademle Başlayan Hz. Muhammed (S.A.S) peygamberlik gerçeği de anlaşılamaz.

Dil insanların bir biriyle anlaşma arcı, milletlerin millet olma gerçeğinin ta kendisidir.

İnsan zihninden çıkan söze, yazıya dökülen her şey dil ve dilin marifetleridir.

Bu nedenle milletlerin dil ile atasözleri de oluşmuş, gelişmiş ve zamanımıza kadar arı,duru berrak ve anlaşılır biçimde ulaşmıştır.

Bizlerde bunları günlük hayatımızda zaman zaman kullanırız. Sevinçlerimiz, acılarımız, yaslarımız, matemlerimiz dilimize dolayısıyla atasözlerimize yansımıştır.

İşte onlardan bir demet:

"Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez" ne müthiş bir gerçeğin öz ifadesidir. Kendi hayatınızdan bu ifadenin acı sonuçlarını düşündüğünüzde idrak edersiniz.

Mehmet Akif Ersoy ünlü Bülbül Şiirinde feryadını asırlar sonrasına ulaştırıken yakınıyor ve

Dolaşsın, sonra, İslâm´ın harem-gâhında nâ-mahrem...

Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem.

değil derken aslında "Bülbülün çektiği; dili belasıdır" gerçeğine işaret etmiş oluyordu.

Bir başka ata sözünde; "Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa" tarihi soyolojik gerçeği ifade etmekteydi.

"El yarası onar, dil yarası onmaz", "Eli dar olanın, dili kısa olur", "Para insana dil, elbise insana yol öğretir "

"Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır", "Baş dille tartılır", "Bir ağızdan çıkıp bin dile yayılır"

"Borçlunun dili kısa gerek", "Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?", "Dil ebsem (olsa) baş esen", "Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur"

Dile gelen ele gelir", "Anam dili de pabuç gibi", "O kadar söyledim ki dilimde peleseng oldu".

"Dilide var dilceğide", "Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur:.

"Dile gelen ele gelir", " Dilin cirmi küçük , cürmü büyük"