Orhan BOZKURT


DOKUNMA KAR YAĞIYOR

DOKUNMA KAR YAĞIYOR


Bu şehre ne zaman doya doya kar yağsa, nedense ben özgürleştiğimi hissederim. Bugün olduğu gibi... Sabahın seherinden bu deme kadar zaman zaman elif gibi ince ince, bazen tipi, bazen de; kelebekler gibi hesapsızca lapa düşünce ak karlar kara sokağa içimden bu mısralar döküldü işte:

koşuya çıkmış kara bulutlar,
kafesinde gök nefesini yutmuş,
uykuya dalmış şimşek
ağlıyor yıldızlar
unutmuş doğumunu güneş
derininden sancıyor toprak
güne gebe yüreğini çizmişler Ay'ın
kimse olamaz ebe
bugün ağıtlarla yıkanır
en günahkar tövbe...

yağmur yağ,
doyur beni
sen düşmeden
diner mi terim
sensiz ayazlarda tir tir titrerim.

açıldı anamın sır sandığı
çatlatmayın beni,
dokunmayın gözlerime
yüreğim sizden kara
ve sizsiz yağıyor kar...

korkma,
parçalanmış bulutlar,
kıble açık
birazdan durur bu sağanak
doyuramazsan da
doyasın diye
körpe bir çocuk ağlayacak.

*

ak mı ak...
melerken mor koyunlardan yonulmuş
bin bir hülyayla dokunmuş
nasıl eğrilmiş incelmiş
bilmem ama
son diye
üstüne sarılmış
ya teşi eğri
ya da eşi,
ne bir is var
ne de kir
kınalı elleri sağdığı süt gibi...

gelinlik ehramına büründüm
nakışsız... dikişsiz.
üşütemez beni ayaz
sandığından çıkan koca ova
sarı sıcak yağıyorsun başıma
gece gündüz yaz...

örtme beni ana,
örtündükçe sırtım mahremleşir uykularım...