Ayhan YİĞİT


ERZURUMDA BİR HATIRA

.


Para kuyruğundan Et kuyruğuna

1960-1985 Yılları arasında köy nüfusu artarken üretimde o oranda artmakta idi. Özellikle hayvancılık eski usulde olsa ciddi boyutta idi. Et Kombinaları harıl harıl kesim yapıyor et ve et ürünleri Demiryolu ve Tırlarla başta İstanbul olmak üzere yurt içine ve yurt dışına satılarak şehre büyük bir parasal girdi sağlanıyordu.

1980 sonrası şehirdeki kombina sayısı 7-8’i bulurken yaylalarda celepler üretimin durumunu gösteriyordu. İşte o yıllarda bir gün sonbahardı. Gürcükapı’dan Mumcuya doğru yürürken Eski Ada Eczanesi önünden Mumcu caddesinin ortalarına kadar uzanan bir kuyruk dikkatimi çekmişti.

Kuyrukta bekleyen tanıdık birine yaklaşarak “bu ne kuyruğu” diye soru sordum.

Kuyrukta olanlar hep bir ağızdan para kuyruğu, para kuyruğu diye cevap verdiler. Şaşırmıştım.

“Neyin parası” diye sorduğumda cevap olarak “kestirdiğimiz büyükbaş ve küçükbaş hayvanların parasının kuyruğu” diye cevap verdiler.

Dün akşam haberlerde kar altında sabahın erken saatlerinde et kuyruğuna girmiş hemşerilerimi görünce birden 1983 yılında satılan hayvanların ücretlerini almak için kuyruğa girmiş hemşerilerim aklıma geldi.