Ayhan YİĞİT


Hoş Geldin Ramazan


  1 H aziran 2018

Erzurum

  Hoş geldin ramazan demek yetiyor mu?

On bir ayın sultanı, bereket ayı, mağfiret ayı, hatim ayı, Kuran ayı, iyilik ayı, hoşgörü ayı, yardımlaşma ayı, dayanışma ayı, yokluğu, yoksulluğu hatırlama ayı, fakiri, yoksulu görme ayı?

 Nefsimizi, hareketimizi, dilimizi, elimizi, yumruğumuzu terbiye etme, yumuşatma, güzelleştirme ayı?

 Kötülük  yapmama, günah işlememe, dua etme, insanları incitmeme, işkence yapmama, hoşgörüyü hakim kılma, İnsanlara saygıyı zirveye ulaştırma, komşu ve insan haklarının gözetilme, hak yememe, harama el uzatmama?ayı.

  Müslümanlara farz olan bu ibadet, hem bedenle/ fizik men ve hem de ruhen yapılan, yapılması emir olunan  bir ibadet.

 Öyle ise; bizler de oruçluyken,  hem vücudumuza ve hem de manevi /ruhi dünyamıza hakim olacağız.

 İşte o zaman ramazan ayına, haklı olarak ?hoş geldin ramazan?,  deme gururunu yaşarız ve hasletinden yeteri kadar yararlanırız?

Allah hepimize, bu güzel ahlâkı/iyi huyu nasip etsin.

 Emirleri, hadisleri,

İlkeleri ve görüşleri: her yetkili [Hocalar ve din görevlileri),  fırsat buldukça söylüyor, hatırlatıyor. Basın ve televizyonlar sık sık bahsediyor. Din âlimleri ve yazarlar fikirlerini sergiliyor.

 İnsanlığın kurtuluşu, huzuru ve refahı, barışı, gelişmesi ve zenginliği; bunların yaşanması ve uygulanması ile doğru orantılı.

Çok şükür şehrimiz ezici çoğunlukla bu ilkelere uyuyor. Ramazan´ı coşkuyla karşılıyor, yaşıyor ve iyilikle uğurlanıyor.

 Sözümüz, tavsiyemiz uymayanlara;  düzeni, ahengi bozanlara, huzuru kaçıranlara. Bu güzel insanların; kutsal bir ayda, ulvi duygularla yaşamasına, feyz almasına, günlerini huşu ve haz içinde  geçirmesine  engel olanlara, ket vuranlara ?

Neden yeteri karda uygulanmıyor, uygulanamıyor, yaşanmıyor, yaşanamıyor ?.. Bu soruları herkes, ?başta yetkililer? kendi kendine sormalı, düşünmeli, kafa yormalı? Her şey tozpembe denmemeli!

  Ferdi, toplumsal, kitlesel ve bölgesel eğitim, öğretim metotları ve yolları bulunmalı ve uygulanmalı.

  Bilimsel olarak; eğitimsel, sosyolojik, psikolojik yönler de göz önüne alınarak yine bilimin öncülüğünde  harekete geçip ; kişilere ve topluma, gerçekler öğretilmeli, benimsetilmeli, azmettirilmeli ve  yaşamın ayrılmaz bir parçası haine getirilmeli.

 Ne bekleniyor ki, kim bunları yapacak?  Geç kalınmış bir fiildir bu. Ama bir atasözü var  ?zararın neresinden dönersen kârdır.? 

  Bu yanlış hareket ve hoş olmayan davranışların olması, yerleşmesi ve çoğalmasında ehliyetsiz ve yetkisiz kişilerin,  sözde kuruluşların, cemaatların ve derneklerin din ve ahlak dersi  (eğitimi)  vermelerinin etkisi büyük olmuştur ve olmaya devam etmektedir.   Daha önce  ,?Din eğitimi merdiven altından kurtarılmalıdır.?  başlığı ile bir yazı yazmıştım. Şimdi biraz kurtarıldı. Ama yapacak daha çok şey var...

Bütün bu laf, program ve yazılardan anlaşılıyor ki; kutsal olan bu ayda ve oruçlu insanlar, küfür, savaş, kavga yapmamalı, birbirlerini  yaralamamalı !

Ama gel gör ki; tablo böyle değil, savaşta yapıyorlar, işkencede, İslam coğrafyasında! Kavga ise, biz dahil her yerde... Bunları bırakalım bize dönelim.

Ramazanın ilk günleri.  acil servislere başvuran, kavga, yaralı sayısı onlarca! Her günkünün 2-5 katı!

Demek ki bölgemizde, Erzurum´da; kavga, darp ramazan ayında artıyor!  Geçen yıl bayağı artmıştı. Bu yılda artmaya devam ediyor... İnşallah fazla artmaz ve devam etmez!

Bu yıl inşallah yazmam dedim, ama değinmek zorunda kaldım. Böylemi ?hoş geldin ramazan? diyeceğiz?

    

Bizim toplumda bazıları ramazan ayını böyle mi karşılıyor?.. Hayret ki hayret!.. Çok yazık, Atalarımızın, Dedelerimizin davranışlarını düşünmeliyiz... Erzurum´a, hatimler, Evliyalar şehri beldemize yazık...

  Allah hepimize hayırlı ramazanlar, iyi ahlâklar ve iyi davranışlar nasip etsin.

   Hoşça kalın.

                                                                                                                                                          Uz. Dr. Ayhan TİĞİT