Orhan DURMUŞ


MUTLU YILLAR


 

İyisiyle kötüsüyle koca bir yılı daha geride bıraktık. Bütün iyi temennilerimizi sevdiklerimiz ile paylaştık. Bende umarım bu yeni yılda mutluluk, huzur, sağlık başta olmak üzere güzel bir yıl geçirmemiz temennisiyle 2019 yılının geçmesini istiyorum.

                Geçen yıllar bizi bir yıl daha yaşlandırmış olsa da insanın içinde barındırdığı umut geçen her yılın daha farklı olacağını beklemesi çok normal, fakat sosyal medyada çokça dikkatimi çeken bir durum var ki oda yılbaşı kutlamasının eleştirilmesi, bende bir Müslüman olarak yılbaşının kutlanmasını eleştiren biri olarak bu konuda bir şeyler söylemek istiyorum. Yılbaşı Hıristiyan aleminin dini bayramı bu anlamıyla bir Müslümanın bu niyetle olmasa dahi yılbaşı kutlaması yapması bana çok garip geliyor. Bunun alt sebepleri o kadar fazla ki eleştirirken bile bu kültürün reklamını yapıyoruz. Ekonomik, siyasi anlamda bizden güçlü olan ülkeler kültürlerini bir şekilde bizlere aşılamayı başardılar. Diğer yazılarımda çokça bahsettiğim insan algısını yönlendirmeyle alakalı birçok çalışmanın kurbanlarıyız biz, adamlar filmlerle, dizilerle, zihinlerimize öyle yönlendirmeler yaptılar ki bazı durumlar bizlere çok normal gelmeye başladı. Bu anlamıyla biz Müslümanlar ne yapıyoruz?

                Yıllar yılları kovalıyor artık, zaman kavramı çok değişti artık yıllar ay, aylar hafta, haftalar ise gün kadar hızlı geçmeye başladı. Elimizden akıp giden zamanı durdurmanın hiçbir yolu yok. Bu sebeple zamanı daha faydalı ve anlamlı geçirmek zorundayız. Zamanımızı hırslarımıza, ihtiraslarımıza kurban edip duruyoruz. Emin olun bazen bir saatlik huzur paha biçilemeyen bir değer olabiliyor. Paranın, zenginliğin hiçbir öneminin olmadığını anlayıveriyorsunuz. İnsanların zihniyeti değişmediği sürece yeni yılın getireceği hiçbir şey olmayacak. Yeni yıldan huzur dileyen bir kişi, önce kendisinin çevresine huzur veren bir kişi olması gerekmez mi? Bu sebeple dileklerimizden ve temennilerimizde de sorumlu olduğumuzu düşünüyorum. İyilik temenni etmekle gerçekleşmez veya iyi olmak için iyi insanlarla karşılamayı beklemekle de gerçekleşmez. Siz iyi olmadığınız sürece iyilik temennide kalacaktır. Siyasiler bile yeni yıl mesajlarında bir cümle hep dikkatimi çekmiştir ?daha demokratik bir yıl olmasını dilerim.? Buda biraz önce dediğim gibi bir siyasinin ne kadar demokratik olduğu ile alakalıdır. Kaldı ki demokrasi nedir? kim demokrasi diye bir kavram çıkarmıştır?

                Halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelen demikrasi kelimesi dilimize fransızca dilinden girmiştir. Eski Yunancada ?demos? halk ve ?kratos? otorite demektir. İkisinin birleşmesinden ?demokratia? sözü meydana gelir ki buna göre, demokrasi, ?halk idâresi? anlamındadır. Demokrasinin başlangıcı çok eski zamanlara kadar ulaşır.  Yunanlılar tarafından uygulanan bu sistem kölelere, kadınlara seçme ve seçilme hakkı o zamanlar verilmiyor. Sadece yüksek sınıf insanların kendileri arasında bir eşitlik sistemiydi. Nüfusu az olduğu için bu sistem uygulanıyordu. Nihat Genç´in kitabından aklımda kalan bir söz var ?demokrasi çatlamaya yüz tutmuş toplumların çimentosudur.? Kitabın devamında İslam coğrafyasının demokrasiye geçiş sürecinin zorluğu hakkında bazı yorumlar vardı. Demokrasi; herkes için eşitlik, adalet, özgürlük anlamlarında kullanılan ya da anlaşılan bir kavram. Bu sebeple bir Müslümanın adil olmadığını, eşit davranmadığını, özgür olmadığını söylemek bir kavram kargaşası yaratacaktır. Bu sebeple İslam coğrafyasının demokrasi ile imtihanı zorlu ve kabullenilmesi zor bir durum olduğu kanaatindeyim. Bizde millet olarak tarihin başlangıcından bugüne kadar devlet geleneği olan ayakları yere basan bir millet olarak hatta tarihe yön veren bir millet olarak onca yıl devlet kurmuş kıtalara denizlere hükmetmiş bir millet şimdilerde demokrasi diye bir kavrama takılmış kalmış. Osmanlı Devletinin yüzyıllarca yedi kıta yedi deniz hükümdarlığı süresi boyunca nasıl ayakta kaldığını hala araştırma konusuyken bizlere Osmanlı Devletinin bir ?imparatorluk? olduğunu yutturdular Osmanlı İmparatorluk değildir, DEVLETTİR. Onca yıl ayakla kalmasının tek sebebi hak, adalet, özgürlük eşitlik kavramlarına riayet ettiğinden dolayıdır. Bazı kaynaklarda olduğu gibi korku imparatorluğu değildir. Haklına zulüm ederek, korkutarak, tabiri caizse kelle alarak ayakta kalmamıştır. Bu sebeple tarihimizi iyi araştırmalı ve anlamalıyız.

                Sonuç olarak bir temenni önce bulunan kişi tarafından fiilen yapılması gerekmektedir. Mutlu bir yıl geçirmek için millet olarak birbirimize daha sıkı sarılmalı bütün kötülükleri birlikte aşmalıyız. İyi seneler dilerim.