Abdurrahman ZEYNAL


RAMAZANDA ERZURUM

RAMAZANDA ERZURUM


Her yere Ramazan gelir ama Erzurum’a başka gelir…
Günler öncesinden neneler, anneler, gelinler ve kızlar evi tepeden tırnağa temizler Ramazana hazır hale getiriler..
Kötü alışkanlık sahipleri hamama gider yıkanır, tövbe eder, takım elbise, boyalı ayakkabı doksan dokuzluk tespih ve beyaz tekkeleriyle vaaz kürsüsünün önünde yerlerini alır, huşu içinde dinlerler…
Gününden önce alınan kıymalar pişirilir, hazır hale getirilir ve çorba kıyma, kadayıf geleneği devam ettirilir…
İftara doğru fırınlarda ekmek, kadayıfçılarda kadayıf kuyrukları, tatlı şakalar, ayaküstü muhabbetler arada sırada çıkan kavgalar insan muhayyilesinde yeniden tekrarlanır durur..
Camilerde mukabele geleneği başlar evlerde kadınlar için hatimler okunur takipçi kadınların sokaklarda hatim bitişi dağılmaları görülmeye değerdir.
Teravih sonunda okunan İşfe’lena duası ayrı bir zevk ve yapılan dualar muhteşemdir.
Zekât ve sadaka geleneği aksamadan devam eder, fıtır sadakasında asla hata yapılmaz.
Arafalık geleneği köy, kasaba ve şehirde canlı olarak devam eder gider.
Ezana on, on beş dakika kala caddelerin boşaldığı, inlerin ve cinlerin top oynadığı sessizliğe bürünürken gökyüzünde kargaların dansı ve çıkardıkları sesler iftara anlam ve önem katar. Sessizliğin sesi olur kargalar.
Hatim dualarının yapıldığı, Kadir gecesinin ruhuna uygun kutlandığı şehirde arife günü öğleden sonra başlayan kabir ziyaretleri bir başka güzellik oluşturur..
Ha birde trafikte acele etmeler, sabırsızlıklar, hiç sebep yokken bağırmalar, kavgalar bir başka anlayışı temsil eder.
Bayram namazı, kabir ziyaretleri, bayram yemeğinin merasimle yenilmesi, büyüklerin ellerinin öpülmesi, konu komşu akrabalara bayramlaşmalar sanırım Erzurum’u en güzel şekilde tanımlar.
Erzurum; Ramazanın ve bayramın doya doya yaşandığı bu şehir olur.