Vehtan GÜVEN


ŞAİRÜ’Ş-ŞUARA USTAD NECİP FAZIL’I ANLAMAK

.


Bir haşarı çocukluktan fikir adamlığına dönüşen hayatın tüm tatlarını tadıp gökyüzüne
uçurtmanın peşinden giden adamdır Necip Fazıl. Yaramazlık dolu bir çocukluk ardından
bohem bir hayat ve sonrasında küllerinden doğan bir dava adamıdır necip fazıl. Yaşadığı
büyük dönüşümle Türk tarihine damga vuran adamdır necip fazıl. Büyük doğunun mimarı,
Türk gençliğinin idolü, mana adamı, dava adamıdır necip fazıl. Maraşlı bir ailenin tek çocuğu
olan Necip Fazıl 26 Mayıs 1904’de İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Babası hukukçu annesi ev
hanımıdır. Necip fazıl pek çok farklı okulda ilkokul eğitim almıştır. 1916 yılında deniz harp
okuluna girmiştir. Bu okulda fikir hayatı şekillenmiş, şiir hayatına da bu okulda başlamıştır.
Bu okulda birçok yazarla buluşmuştur. Bunlardan birisi de nazım hikmettir. İstanbul’un işgali
sırasında annesiyle Erzurum’daki büyük dayısının yanına gelmişlerdir. Babasını bu arada
kaybetmiş Annesi bu esnada vereme yakalanmıştı. Hastanede “senin şair olmanı isterim”
sözleri ile annesinin dileğini hep yüreğinde taşımıştır. İlk şiirlerini yeni mecmua dergisinde
yayımladı. 1924 yılında milli eğitim bakanlığı tarafından Avrupa’ya gönderilmiş, Paris
Sorbonne üniversitesine kaydolmuştur. Burada bohem bir hayata yönelmiştir. Kumar onun
için vazgeçilmezdir. Bu yüzden okula hiç gitmemiş ve bursu kesilmiştir. Bu yüzden de yurda
dönmek zorunda kalmıştır. İlk şiir kitabı örümcek ağını 1925’de, ikinci şiir kitabını da
1928’de yayımlamıştır. Kaldırımlar şiiri onun adını duyurmasını sağlamıştır. Daha sonra da
Ben ve ötesi şiir kitabını yayımlamıştır.
Necip Fazıl, Abdulhakim Avrasi hazretleriyle buluşması hayatının dönüm noktası olmuştur.
Bu buluşma sayesinde düşünce ve zihniyet dönüşümü yaşamıştır. Necip Fazıl bu tanışmayı bir
milat olarak kabul etmiş, tasavvuf şiirlerine yansımıştır. Bu düşüncelerle tohum adlı tiyatro
eserini yazmıştır. 1936’da ağaç mecmuasını, 1937’de bir adam yaratmak adlı tiyatro eserini
yazmıştır. Mustafa Kemal’in , Mehmet Akif Ersoy’a olan düşmanlığı istiklal marşına da
yansımıştır. Bundan dolayı yeni bir marş yazılmasını istemiş ve bir yarışma başlatmıştır. Bir
öneri de necip fazıla götürülmüştür. Necip fazıl büyük doğu marşını yazmış daha sonra
çıkaracağı dergiye de isim olarak vermiştir. 1934’de çile adını verdiği bir şiiri yazmıştır. 1941
yılında evlenmiş bu evlilikten de üç oğlu iki kızı olmak üzere beş çocuğu dünyaya gelmiştir.
1942 yılında askerlik görevi için 41 gün yeniden Erzurum’a gönderilmiş, askerde yazdığı
siyasi yazı üzerine ilk hapis cezasını almıştır. Necip Fazıl Kısakürek 1983 günü çilehane
dediği bu dünyaya veda etmiştir. 79 yaşında vefat eden üstat birçok eser ve nesillere önder
olacak büyük bir dava bırakmıştır. Cenazesi Eyüp Sultan mezarlığına defnedilmiştir.