Abdurrahman ZEYNAL


TARİH VE COĞRAFYA



Mağara resimleriyle başlayan aletlerle devam eden, top, tank ve füzelerle insanlığı etkileyen zaman dilimleri tarihin konusudur.
İnsanların yaşadığı, havasını, suyunu teneffüs ettiği, dağında, bayırında gezdiği, türkü söylediği hatıralarının yaşandığı alanda coğrafyadır.
Türk Milletinin Büyük Türkistan, Orhun ve Selanga boylarında başlayan hayat hikayesi en az beş bin yıl geriye gitmektedir.
Altay , Tanrı, Kafkas, Elburuz, Karpat dağları coğrafyasını şekillendirir. Çin Denizinden Macar Ovalarına kadar uzanan bu coğrafya Türkün vatanı, otağı ve at koşturduğu topraklar olmuştur.
Moskova önlerinden Habeşistan yaylalarına, Hint Denizinden Akdeniz´e, Karadeniz´e, Atlas okyanusuna uzanan bu büyük coğrafya Türkün Tarihidir, evidir vatanıdır.
Dolayısıyla hiç kimse tarihe, tarihi şahsiyetlere küfretme hakkına sahip değildir. Eleştirilebilir ama Özellikle Abdülhamit, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İnönü üzerinden kendi siyasal ve sosyal imkanları için makam ve mevki uğruna sataşmaları, kötü sözleri kabul edilemez.
Eleştirmek ayrı şey, küfretmek ayrı şeydir. Unutulmamalıdır ki kötü söz sahibinindir.
O halde kendi coğrafyamızı iyi bilip Türk Kültür ve medeniyetinin kodlarına sahip cıkıp kendi coğrafyamızda baykuşlara söz söyleme hakkı verilmemelidir.
Ankara nasıl Türk´se, Halep, Telafer, Musul, Kerkük, Tebriz, Kaşgar´ında Türk vatanı olduğunu insanımıza öğretmek, insani, vicdani ve ahlaki bir vecibe Türk Milletinin geleceğine tutulan ışıktır.
Tarihine, milletine, tarihi şahsiyetlerine kötü söz söyleyenlerin geçmişine iyi bakmak ve oradan ders çıkarmak zamanıdır.
Aklı başında olan her bir Türk evladı; tarihine, mukaddesatına, coğrafyasına sahip çıkmalı, karşı olanları da Tarihi, kültürel ve ahlaki bilgilerle ikna etmelidir.
Ne Mutlu Türk Diyene....