Abdurrahman ZEYNAL


TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNDE SATIR ARASI-3


Kavalalı İbrahim Paşa Yunan isyanını bastırınca İngiliz, Fransız ve Ruslar Osmanlıya baskı yaparak Yunanistan´ın bağımsızlığını istediler. II. Mahmut buna karşı çıktı. Fakat donanması olmayan, askeri birlikleri henüz teşekkül etmemiş bir Osmanlı vardı ortada. Yeniçeri ocağı kaldırılmış, yerine yeni orduda henüz teşekkül etmemişti. Kaldı ki halkın gözünde II. Mahmut artık gavur padişahtı. Bu düşmanlarına verilebilecek en büyük hediyeydi.

Bu Durumdan faydalanmak isteyen Çar I. Nikola 1828 yılında Osmanlıya savaş açtı. Savaş Balkanlarda ve Kafkaslarda iki cephede Rusların hücumuyla başladı. Kafkaslarda Ruslar "Anapa´yı" kuşattılar. Anapa Kırıma 40 km uzaktaydı. Anapa düşünce Ruslar Batum´a kadar bölgeyi ele geçirdiler. Kars´ı ve Erzurum´u aldılar. Batıda Romanya ve Bulgaristan´ı alarak güneye sarktılar. Bu arada Nikola´nın kuşattığı Varna Kalesi komutanı Serezli Yusuf Paşaya büyük miktarda para vererek Yusuf Paşanın Rusya´ya gitmesine sebep olurken kalede düşmüş oluyordu.

1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı yine büyük acılara sebep olmuştu. Ruslar tarihte ilk kez Erzurum´u işgal ederken Kafkaslarda, Erzurum yaylalarından yüz binlerce muhacir ölüm pahasına topraklarını terk ederek zorlu bir mücadeleyle güneye hicret etmişlerdi. Öyle ki Erzurum nüfusu 130.000 den 15.000´e kadar düşmüştü.

Fransızlar Navarin´den Mora´ya çıktılar . Osmanlı burayı da boşalttı. Edirne düşmek üzereydi. Osmanlı Barış İstedi Yunanistan bağımsızlığını elde ederken Batum´a kadar Karadeniz sahili Ruslara verildi. Baklanlarda değişme yapılmadı Savaş tazminatı olarak 11.500.000 altın Ruslara verildi. Böylece hem toprak kaybı hem de mali ve askeri kayıplar en üst seviyeye çıkmıştı.

SİNOP BASKINI (30 Kasım 1853)

Osmanlı ve Rus orduları bir süredir Kırım Savaşının Kafkas cephesinde çarpışıyorlardı. Kafkaslardaki Osmanlı güçlerinin ikmal yolu Trabzon ve Batum limanlarıydı. Deniz yolunu korumak amacıyla Osman Paşa komutasında Sinop´ta bir filotilla üslenmişti.

Ana üssü Sivastopol olan Rusların Karadeniz donanmasının başında Amiral Nahimov vardı. Sivastopol Sinop´a sadece 180 deniz mili uzaklıktadır.

Bir bayram sabahıdır. Bütün subay ve askerler bayram namazı için camiye giderler. Osmanlı donanması korunmasızdır. Ruslar bunu fırsat bilerek sürpriz bir baskınla 30 Kasım 1853 Cuma günü ateş gücü çok üstün gemilerle ve sis altında Sinop limanına baskın yapar.

Rus filosu 7 harp gemisi 2 Yelkenli Korvet ve 3 buharlı gemiden oluşmakta ve 318 topa sahipti. Kale topları hazırlıksız, Osmanlı bahriyelilerinin eğitimsiz, bayram gibi faktörler de Rusların lehineydi. Rus gemileri limanda demirli Osmanlı gemilerinin karşısına dizilerek patlayıcı mermi atan toplarla saldırıya geçtiler. Bütün Osmanlı filosu batırıldı. 288 top gemilerle birlikte denize gömüldü.

Çatışmalar sonucunda net rakam olmasa bile Osmanlı Donanmasının kaybı 2.700 şehit, 556 ağır yaralı ve 150 esir idi. Osman Paşa esir düştü, yardımcısı Bozcaadalı Hüseyin Paşa ise şehit oldu. Limanda bulunan 6 Türk Ticaret gemisi batırıldı. Rus topçusu şehri topa tutarak 2500 evi tahrip etti. Pek çok sivil vatandaş şehit oldu. Ruslar ise bu baskında 34 ölü, 230 yaralı vermişler bir kısım gemileri yara almıştı.

KIRIM SAVAŞI VEYA OSMANLI-RUS KAPIŞMASI

Kudüs ve havalisindeki Hıristiyanlara hamilik etme isteği Rus ve Fransızların 1850´lerden sonraki istekleri arasında yer almış, Kudüs´teki yönetimde söz sahibi olma isteklerine karşılık Osmanlı Devleti böyle bir yönetimin anlayışını kabul etmeyince Ruslar Büyük elçi olarak Prens Mençikof´u İstanbul´a gönderdiler.

Dönemin Paşaları Ali Paşa Fransız, Reşit Paşa İngiliz, Fuat paşa ise iki devleti de kollama isteğindedir. Ortak tarafları Rus Düşmanlığıdır. Osmanlı kurduğu modern ordusuna güvenmektedir. Uzun görüşmeler sonucunda Osmanlı devleti "kutsal mekanları koruyacağını" ilan edince ipler koptu. Rus Çarı tarihte ilk defa Osmanlı devletine "Hasta Adam" ismini koyuverdi. Ruslar; Osmanlıya ültimatom verdiler ve Mençikof İstanbul´dan ayrıldı. Bu davranışın anlamı "savaş kaçınılmaz" dır.....!

3 Temmuz 1853 yılında Ruslar 35.000 asker ve 72 topla bir Osmanlı eyaleti olan Romanya´ya girerken İngiltere´ye de Osmanlı imparatorluğunu paylaşma teklifini yaptılar. 4 Ekim 1853 yılında Reşit Paşa Rusya´ya savaş açıldığını tüm dünyaya ilan ederek Serdarı Ekrem Ömer Paşa´ya Ruslarla savaşması emrini verdi. Balkanlardaki ordu düzenli idi. Kısa sürede Ruslara zayiatlar verdirerek geri çekilmelerini sağladı. Ruslar bozguna uğradılar.

30 Kasım 1853 tarihinde Rus donanması Sinop Limanında yatmakta olan Osmanlı donanmasına ani baskın vererek Türk Filosunu batırdı. 282 top denize gömüldü. 2000 Türk askeri şehit oldu. Ruslar Sinop´u topa tuttular.2500 ev oturulamayacak hale geldi. Ticaret gemilerimiz batırıldı. Tüm bu baskın Bir bayram sabahı gerçekleşmişti. (Rivayet olunur ki Enver Paşa Sarıkamış harekatını yürütürken Sinop baskının öcünü almak duygusu baskın çıkmıştı)

5 Ocak 1854 tarihinde Tuna boylarında Ömer Paşa Rusları bir kez daha yendi. 6 Şubat 1854 tarihinde İngiliz ve Fransız elçiler Petersburg´tan ayrılarak Rusya´ya savaş ilan ettiler. 15 Mayıs-25 Haziran 1854 yılında ünlü Namık Kemalin Piyesine konu olan "Vatan Yahut Silistre" muhasarası gerçekleşmiş, 80.000 Rus´a karşı 10.000 Türk askeri kaleyi müdafaa ederek Rusların bozguna uğratılmalarını sağlamışlardı. Ruslar 10.000 ölü, 15.000 yaralı vererek savaş meydanından çekilmişlerdi.

Müttefik donanma hazırlıklara başlamış, 40.000 Fransız, 15.000 İngiliz askeriyle birlikte 14 Ekim 1854 tarihinde Müttefik kuvvetler "Kırım´a" çıkarma yaptılar. 20 Eylülde müttefikler, ?Alma meydan savaşını? kazanarak Rusları bozdular. Düşman 7000 ölü bırakmıştı. Müttefiklerin zayiatı 3.314 kişi idi.

Kış boyu Kırım ve Azak´taki Rus limanları abluka altına alınmış, Ruslar hareket edememişti. Kışın Kırım´a yığılan 55.000 Türk olmak üzere 202.000 kişilik bir askeri güce ulaşmış, İtalyanların Osmanlı yanında savaşa girmesiyle birlikte Ruslar iyice köşeye sıkışmış, Erdel Beyliği ve Moldova´ya kadar bölgeler Osmanlının eline geçmişti.

Sivastopol muhasarasında Ruslar 20.000´den fazla zayiat vermiş, kale oturulamayacak şekilde tahrip olmuştu.Böylece Kırım yeniden Osmanlı ve Müttefiklerinin eline geçmişti.

Diğer taraftan Kafkaslar da işler iyi gitmemiş, Ruslar güneye sarkarak Kars Kalesini kuşatmış, kaleyi düşürmüşlerdi. Şeyh Şamil´e gitmesi gereken kuvvetler, Şeyhe ulaşamamış, Kars Kalesine gitmişlerdi. Böylece Kafkasların acı talihi başlamış, 1864 yılına kadar sürecek bölgede kanlı bir savaş sahnesi yaşanmıştı. Ne acıdır ki 1.500.000 insan evini, köyünü, şehrini ve vatanını geride bırakarak göç etmişti.