Orhan DURMUŞ


YAZININ OLUŞUM EVRELERİ


 

 

Sosyal bir varlık olan her yazımda ifade ettiğim gibi iletişim kurmak zorundadır. Bu nedenle insanoğlu konuşmanın ötesinde, kalıcı sözlerinin sonraki Nesil´e aktarmanın yolunu bulmak zorunda kaldılar. Ercan Erdoğan´ın ifadesiyle ?İnsanoğlu yazıyı mutlaka icat etmeliydi. Çünkü sözle aktarma yazıyla aktarma kadar etkili değildi. Bir de kazanılan kültür birikimleri gelecek nesillere aktarılmaydı. Birikimler ancak söz gibi uçup gitmeyen yazı ile zapt edilebilirdi.?

 

                İnsanlar yazı ile ilk karşılaşmaları peygamberlere indirilen kutsal kitaplar ile olmuştur. Çünkü peygamberlere ilahi Allah tarafından ayetler iniyor. Cebrail aracılığı ile gelen bu emirlerin nasıl kayıt altına alındığı veya nasıl saklandığı bazı durumları ile sırrını korusa da gelen emirlerin tabletlere yazıldığı tahmin ediliyor. Yani yanının tarihi ilk peygamber ve ilk insan Hz. Adem´e kadar uzanıyor.

 

                Yazı bir kişinin icat edip insanoğluna armağan etmesi ile gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla yazı insanoğlunun ortak malıdır ve binlerce yıllık geçmişi ile bugüne kadar gelmiştir. Yazı çivi yazısı ile başladığı herkes tarafından bilinir. Tarih kaynaklarında çivi yazısını ilk kullanan Mezopotamya´da yaşamış Sümerler olarak bilinir. Sümerler kullandıkları dili ağaç kovuklarına sert yüzeylere, taş tabletlere ve mağaraların duvarlarına kendi sitillerinde yazmışlardır. Sümerler devrinde icat edilen yazı günümüze kadar gelerek asırlar sonra sanat ve edebiyatta kullanılmaya başlamıştır. Günümüz yazı tipleri ise temelini ise Fenike yazısı oluşturur. Fenike alfabesi, bugün Lübnan, Filistin ve İsrail´in bulunduğu bölgede yaşamış olan topluluklar tarafından kullanılmıştır. Romalılar, Yunanlılar ve Fenikeliler tarafından kullanılan bu alfabe, 22 sessiz harften oluşmaktadır. Fenike alfabesinin, tahminen M.Ö. 1050´li yıllarda ortaya çıktığı ve günümüzde kullanılan birçok modern alfabenin temeli olduğu düşünülmektedir. Türk tarihi ve Göktürk yazıları ise Fotoğrafta, şu an Moğolistan sınırları içerisinde yer alan Göktürk yazıtlarından bir tanesi görülüyor. Bu yazıtlardan ilki Yenisey Irmağı kenarında bulunmuş, 1889 yılında iki büyük yazıt daha ortaya çıkarılmıştır. Orhun alfabesinin örneklerinden kalıntılarından birisi olan Göktürk yazıtları, 1893 yılında Danimarkalı Türkolog Vilhelm Thomsen tarafından okunabilmiştir.  Cin yazısı ise 1 milyardan fazla insan tarafından kullanılan Çin alfabesi, harflerden değil, 40.000 kadar sembolden meydana gelmektedir. Alfabedeki sembollerin her hecesine farklı tonlar verilmektedir. M.Ö. 3000 yıllarında ortaya çıkan Çin alfabesi günümüzde hâlâ kullanılmaya devam edilmektedir. Yazının güzeli Hüsnü hat Hüsn-i hat, Arap harfleri ile yapılan güzel yazı sanatıdır. Öncelikle 6. ve 10. yüzyıllar arasında Araplar arasında yayılmış olan hat sanatı, Türklerin İslamiyet´i kabulü ile önce Selçuklulara daha sonra da Osmanlılara geçmiştir. Hat sanatı padişahların tuğralarında da kullanılmıştır. Fotoğrafta son Osmanlı padişahlarından Sultan Vahdettin´in hat sanatı ile yapılmış tuğrası görülüyor.

               

                Yazı sanatı ile ilgilenmeye başladıktan sonra yaptığım araştırmalarda elde ettiklerimi sizlerle kronolojik olarak ifade etmeye çalıştım. Bahsettiğim gibi yazı insanlığın ortak malıdır. Toplumlar kullandıkları alfabeyi birlikte oluşturmuş ve geliştirmişlerdir. Köklü tarihe sahip milletler yazı tiplerinden geleneklerinden geçmişleri hakkında ipuçları bırakırlar. Her millet konuştuğu dili güzel konuşması gerektiği gibi konuştuğu dili bence güzelde yazmak zorundadır. Bu sebeple eğitimde güzel yazı dersleri verilmesi gerektiğini de ayrıca ifade etmek isterim.