Ömer KOZ

Tarih: 27.02.2024 13:57

Edebiyatımızın Güçlü Sesi: Yahya Kemal Beyatlı

Facebook Twitter Linked-in

Yahya Kemal, Türk edebiyatının önde gelen İstanbul şairlerinden biridir. Yahya Kemal için Türk coğrafyası bir bakıma İstanbul’dur. Yani İstanbul, nüfusu, tarihi, kültürü, gelenek görenekleri, dili, mimarisi gibi hususlarda Türk coğrafyasının, Anadolu’nun her bakımdan bir özeti gibidir. O İstanbul’u bir tutku hâlinde sevmekte, tarihini, kültürünü, tabii yapısını; her şeyini büyük bir aşkla sevmekte ve şiirlerinde bunu yansıtmaktadır. Şair açık mekân, coğrafî mekân anlamında şiirlerinde özellikle İstanbul’a yer vermiş, buna mukabil Anadolu’yu hemen hemen hiç konu edinmemiştir.

 

Yahya Kemal’in şiir görüşü dil mükemmeliyetiyle mûsikiye dayanır. Ona göre şiir alelâde cümlelerden değil nağmeden meydana gelir. Bu yüzden gözle veya zihnî bir okumadan çok sesle okunmaya muhtaçtır. 

 

Mısra bir nağme olmalıdır, bunun için de kelimelerin kulakla seçilmesi ve mısradaki yerlerinin bulunması gerekir. Bu düşünce, şairi kelime seçiminde ve mısra kompozisyonunda birçoklarında aşırı telakki edilmiş bir titizliğe sürüklemiştir. Gerek bu titizliği gerekse şiirlerini sağlığında kitap haline getirmekten kaçınması, hatta çok defa bizzat dergilerde bile neşrine talip olmaması, onların gözle okunması değil dinlenmesi ve söylenmesi isteğinden doğmuş olmalıdır. 

 

Türk şiirinin neo-klasizminin hemen yegâne örnekleri olarak kabul edilen eski tarz şiirlerinde ise Yahya Kemal, divan şiirinin mazmunlarından ve belâgatından ziyade eskinin yaşama zevki ile rindlik felsefesini dile getirmek istemiştir.

 

Asıl adı “Ahmet Agâh” olan Yahya Kemal, Üsküp’te doğmuştur. Üsküp Belediye Başkanı Nişli İbrahim Naci ile şair Leskofçalı Galip’in yeğeni olan Nakiye Hanım’ın oğludur. Yahya Kemal’in ataları, evlâd-ı fâtihândan yani Rumeli’yi ilk fetheden Türklerdendir. 1377’de Yahşi Bey, Niş’i fethederken yanında Yahya Kemal’in bilinen en eski atası olan Şehsuvar Bey de bulunmaktadır. Şehsuvar, “Beyatlı” demektir ve Yahya Kemal soyadını buradan almıştır.

 

Şiir yazmaya başlayınca adını “Agâh Kemal” yapar, aşağı yukarı 1915 yılına kadar bu adı kullanır. Ancak daha sonra yazı ve şiirlerinde “Yahya Kemal” takma adını kullanır ve bu adı nüfusuna yazdırır.

 

Türkçeyi kullanma konusunda millî, onun dışında milliyetçidir. Onun Türk milliyetçiliği, Türk milletinin sorunlarını, değerlerini düşünmek ve yaymaktan ibarettir. Türklerin millet oluşunu, bir sosyolog, bir psikolog, bir tarihçi ve siyaset bilimci gibi düşünmüş, felsefesini yapmış, bu konuda fikir yürütmüş ve şiirlerinde de Türk milliyetini hisseden bir Türk olarak terennüm etmiştir. Türk millî değerlerinin milletleşme sürecimizdeki önemini kavramış ve bu değerlerin halk arasında yaşaması gereğine inanmıştır.

 

Yahya Kemal, her şeyden önce yaşayan Türkçenin şairidir. Türk milletinin günlük konuşma dilini en ince, işlek ve zarif biçimiyle kullanmaya çalıştı. Divan şiiri geleneğine bağlı olan şiirlerinde Arapça ve Farsça söz varlıklarıyla dolu eski Osmanlı Türkçesi dil anlayışını benimsemiştir. Ancak diğer şiirlerinde konuşma diline; özellikle de İstanbul Türkçesine yer vermiştir. Dolayısıyla hem çağdaş konuşma dilini hem de Divan şiiri dilini kullanmıştır. O, “beyaz lisan” dediği sade, işlek, apaydınlık bir Türkçeyi kullanmaya çalıştı. Yahya Kemal’in açık, anlaşılır bir üslubu vardır. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —