Ülkece kitap okuma oranı olarak durumumuz maalesef içler acısı...
Son 12 ay içerisinde 15 yaş ve üzeri fertlerin %69,0’ının hiç kitap okumadığı,
%31,0’ının ise en az bir kitap okuduğu görüldü. Yaş gruplarına göre kitap okuma
oranlarına bakıldığında son 12 ay içerisinde okul kitapları dışında en çok kitap
okuyan yaş grubu % 50,9 ile 15-24 yaş aralığı oldu. En az kitap okuma oranı ise
%14,1 ile 65 yaş ve üstü fertlerde hesaplandı. 65 yaş üstü kişiler, %14,1 oran ile en
az kitap okuyan yaş grubu oldu.
Ülkemizde kitap okuma oranı üzerine yapılan araştırmalarda dikkat çeken bir diğer
istatistik ise günde ortalama kitap okuma süresi. %0,1, yani binde 1 oranında kitap okuyan ülkemizde, günde sadece bir dakika kitap okumaya zaman ayrılıyor. Günlük
televizyon izleme süremiz ise 4 saat 33 dakika şeklinde. Türkiye, bu televizyon izleme süresi ile dünyada en çok televizyon seyreden ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye’de ihtiyaç maddelerinin öncelik sıralaması üzerine yapılan çalışmalar da yine bu verileri kanıtlar nitelikte. Yapılan çalışmalara göre kitap satın almak, ülkemizde
tüm ihtiyaçlar içerisinde 235. Sırada yer alıyor. Bu istatistikler dahi Türkiye’de kitap okuma oranları hakkında oldukça çarpıcı veriler sunuyor.
Yukarıda verilen TÜİK verilerine göre ülkece kitap okuma oranımız evlere şenlik bir halde.Bu rakamlar bizler için gerçekten muhteşem!!!
Bu verilerden yola çıkarak dünya ülkeleri arasında sıralamamızda oldukça gerilerde.
Elimizden düşmeyen akıllı telefonlar, gözümüzden kaçmayan anlamsız diziler, TV programları, zihinleri tüketen anormal sosyal medya uygulamaları yirmi dört saatinizin
çoğunu bizden alıp götürüyor.
Kitaba harcanan parayı değersiz gören bir anlayışı yok etmemiz gerekiyor.
Şehirlerimizde kurulan devasa şehir kütüphaneleri, içerik olarak binlerce zenginlik
barındırsa da geleni gideni yeterli derecede değil.
İnsanlar kütüphaneye gitmeye üşenir bir halde, bilim adamı gibi davranmaktan vazgeçmeli, bilginin sonsuz bir derya olduğunu kabul ederek kitaplarla haşır neşir olmalı.
Herkesin doktor, herkesin mühendis, herkesin öğretmen, herkesin hukukçu olması ve bu konuda kime söz hakkı verilirse sonuna kadar konuşup kimseyi konuşturmaması,
her şeyi biliyorum, okumaya gerek yok, zihniyeti aslında kitaplardan ne kadar uzak
kaldığımızı bizlere anlatıyor.
Çocuklarımıza, öğrencilerimize kitap okumayı aşılarken “kitap oku. “ deyip kendimizin
elimizdeki telefonla, tv’deki dizilerle haşır neşir olması hiç inandırıcı ve etkileyici değil. Önce kendimizden başlamak gerekiyor, ilk gün 5 dakikadan başlamak kaydıyla her
gün düzenli olarak beşer dakika artırıp 5,10,15,20... dakika şeklinde evimizde
ailemizle kitap okusak ne kaybederiz?
Bugüne kadar anlamsız sosyal medya araçları ile haşır neşir olmamız beyin
yorgunluğu, eğerlerimizden bizleri yoksun bırakmaktan başka ne zihnimize ne
kazandırdı?
Günde 9-10 saat sosyal medya, tv, internet başında olup sadece 1-2 dakika kitaplara zaman ayırmak hangi yönden bizi ve ülkemizi geliştirecek. Hangi bilimi ve teknolojiyi
üreteceğiz?
Kitaplara yönelelim, okuyalım, düşünelim, ülkece ilerleyelim...