www.erzurumgunebakis.com / Muhammet YILMAZ
Geleneksel Çin tıbbına dayanan bu yöntem, insan bedenindeki görünmeyen enerji yollarını baz alarak, sağlığı yeniden dengelemeyi amaçlıyor. Meridyen terapisine göre, vücut “qi” (çi) adı verilen yaşam enerjisiyle çevrili ve bu enerji, meridyen adı verilen kanallar aracılığıyla organlara taşınıyor. Uzmanlara göre, bu enerji akışı bozulduğunda beden ağrı, yorgunluk, ruhsal dalgalanmalar ya da çeşitli hastalıklarla sinyal veriyor.
Terapinin temel hedefi, qi akışını dengede tutmak ve enerji tıkanıklıklarını ortadan kaldırmak. Bu amaçla en çok başvurulan iki yöntem akupunktur ve akupresür.
İğneli ve iğnesiz yöntemlerle denge aranıyor
Akupunktur, meridyen noktalarına yerleştirilen ince iğnelerle enerji akışını düzenlemeye yardımcı oluyor. Uygulamanın genellikle ağrısız olduğu ve uygulanan kişide rahatlama hissi yarattığı belirtiliyor.
İğne kullanılmayan yöntemlerden biri olan akupresür ise aynı noktalara elle uygulanan baskıya dayanıyor. Parmaklarla yapılan bu hafif dokunuşlar sayesinde enerji yollarının yeniden açılması ve bedenin kendini iyileştirmeye başlaması hedefleniyor.
Sadece fiziksel değil, duygusal rahatlama da sağlıyor
Meridyen terapisi sadece belirti odaklı değil, bütüncül bir yaklaşım sunuyor. Geleneksel Çin tıbbında hastalıkların kökeninde enerji dengesizliğinin yattığına inanılıyor. Bu nedenle terapi kişiye özel olarak uygulanıyor.
Modern yaşamın getirdiği stres, düzensiz beslenme, hareketsizlik ve yoğun tempo, enerji dengesini bozabiliyor. Meridyen terapisi ise bu dengenin yeniden kurulmasına katkı sağlıyor. Uygulayıcılar, yöntemin hem kronik rahatsızlıkların hafiflemesinde hem de ruhsal iyilik halinin artmasında etkili olduğunu ifade ediyor.
Enerjiye dayalı terapi yöntemlerine ilginin arttığı günümüzde, meridyen terapisi de doğal iyileşme yolları arayan birçok kişinin başvurduğu bir alternatif haline gelmiş durumda.