Nuri TOPARLAK


KADI BEKİR EFENDİ HAZRETLERİ

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin torunu İbrahim Ragıp efendinin altı evladından biri olan aynı zamanda abisi Mehmet Şakir (1804)  ile aralarında ortancıl abisi Zakir efendinin olduğu dikkate alındığında oğlu Kadı Bekir efendi araştırmalarımızda doğum tarihine rastlanılmadığı ancak 1808 tarihinde tahmini Hasankale’de dünyaya geldiği anlaşılmaktadır.


 

               Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin torunu İbrahim Ragıp efendinin altı evladından biri olan aynı zamanda abisi Mehmet Şakir (1804)  ile aralarında ortancıl abisi Zakir efendinin olduğu dikkate alındığında oğlu Kadı Bekir efendi araştırmalarımızda doğum tarihine rastlanılmadığı ancak 1808 tarihinde tahmini Hasankale’de dünyaya geldiği anlaşılmaktadır.

            Bekir efendi hazretleri adını aldığı ulu dedesi Molla Bekir efendi gibi misafirperver bir kişiliğe sahip bir zattır. Küçük yaşlarda eğitimini babası İbrahim Ragıp efendi ve Hasankale’nin yetişmiş alimlerinden tamamlar. Kendisi çok çalışkan ve hayatı olduğu gibi görüp icaplarına uyan bir yapıya sahiptir. Uzun yıllar babasının Erzurum’da Abdurrahman gazi tekkesinde zaviyadarlık görevi nedeni ile Yukarı Habip efendi mahallesindeki baba evleri ve çevresinde yetişmiş, Erzurum’un ülemalarının sohbetlerine katılır ve onlardan ders alırmıştır.

            Bekir efendi Hazretleri babasının sağlığında evlenerek Hafıza(Nine), Münire ve İbrahim adlarında üç evladı dünyaya gelmiştir.

            Oğlu İbrahim’in doğumu ile ilgili Tumbul kitap’a bir beyit yazmıştır.

 

            Bin iki yüz elli sekiz oldukta sâl,

            İbrahim bin-i Bekir açtı dünyaya bâl.

                                               1258(1842)

 

            Bekir Efendi hazretleri babası İbrahim Ragıp efendinin 1841 yılında ölümünden sonra Abdurrahman Gazi tekkesine ağabeyisi Mehmet Şakir efendi ile birlikte zaviyedar olmuşlar. Bir dönem Cennet zade Abdullah Edip’in kadılığı sırasında hicri (3 Şaban 1258) miladi (17 Eylül 1842) Tarihindeki ilâma göre itilaflı bir mal paylaşımı neticesinde  Abdulâziz Ali’nin oğulları ile zaviyedarlık görevi de yapmışlar. Bir dönem bu görevi ifa ettikten sonra Bekir efendiye bir teklif gelir. Bu teklif Karaköse kadılığıdır.

            Karaköse’ye Kadılık görevini yürütmek üzere Erzurum’dan ayrılırken Erzurum Müftüsü Bekir efendiye şu ifadede bulunur;

            -Bekir efendi sen şeyh oğlusun, böyle günahlı işlere nasıl girersin? Demiş.

            Bekir Efendi de:

            -Nasıl olmamı istersiniz? Hasankale’sinde boş oturup, Müftü efendinin kürkünü eskittikten sonra giyinmem için baba armağan etmesini mi gözeteyim? Ben bunu yapamam. Kendim çalışıp eskiyen kürkümü başkalarına vermek isterim, diye karşılık vermiş.

                       

           

            Bekir efendinin oğlu İbrahim efendi 36 yaşlarında vefat ettiği, Tumbul kitaba kayıt altına alınmıştır. Kayıtta söyle yazılıdır:

            “Bin ikiyüz doksan dört senesi zilhiccenin yirmidördüncü günü (1 Ocak 1878) yevm-i salıda İbrahim Hakkı kuddise sırreh Hazretlerinin ahfadından İbrahim bin-i Bekir efendi dârıfenâdan dârıbekaya irtihal etti.” İfadesi yer almakrtadır.

            İbrahim efendi Abdurrahman kızı Pembe ile evlenmiş, bu evlilikten Lûtfiye,Fadime,Hanife ve Nafia adlarında dört kızı, Naim adında birde oğlu olmuştur. 1.Dünya savaşında Naim efendi ölmüştür.

Bekir efendi nükteyi,şakayı seven neşeli bir şahsiyettir. Bir gün Karaköse’de kadılık yaparken arkadaşları ile birlikte bir köye giderler. Köyün muhtarına “bizleri öyle birine konuk ver ki, ev sahibimiz güler yüzlü olsunda isterse bize peynir ekmekten başka bir şey ikram etmesin” demiş.

            Bekir efendi Muhtara seslenerek “Bak işittin ya! Arkadaşları dedikleri bir yere kondur, benide öyle bir yere misafir etki sofrasında kuzu, kaymak, kuymak getirsin de” der şakası bol bir şahsiyettir.

            Bekir efendi birkaç kez ulu dedelerinin kabirlerini ziyaret için Tillo’ya gitmiştir. Bir gidişinde büyük bir su kuyusu yaptırmış ki Tillo’lular buna Erzurumlu kuyusu derler. Tillo’lular tarafından çok itibar görmüştür.

            Kadı Bekir efendi 2 Nisan 1883 tarihinde rahatsızlanarak vefat etmiştir. Yine Bekir efendi ile ilgili Ahteri-yi  Kebir adlı sözlüğün kapağının içine söyle kayıt düşmüştür.

            “Hasankale’sinde Eşşeyh İbrahim Hakkı kuddise sırreh hazretlerinin hafidi Eşşeyh İbrahim Ragıp kuddise sırreh Hazretlerinin mahdumu Esşeyh Ebubekir efendi bin üç yüz senesinde cemaziyelevvelin yirmi üçüncü günü ve mMartın yirmibirinde (2 Nisan 1883) de ahrete rihlet buyurdu.”

            Cenazesi büyük bir kalabalık cemaat eşliğinde Esatpaşa camisi avlusuna defnedilmiştir. Mekanı cennet olsun.

 

Kaynakça:  Mesih İbrahimhakkıoğlu-Erzurumlu İbrahim Hakkı eseri