Abdurrahman ZEYNAL


KEREM ASLI HANLA KARŞILAŞIYOR

KEREM ASLI HANLA KARŞILAŞIYOR


Kerem Laleli'de soğuktan hastalanıp şehirdeki han odasında günlerce ateşler içinde yanıp tutuşmuş, sonunda sağlığına kavuşmuştu. Artık sazıyla, sözüyle han kahve hanelerinde saz çalıp söylüyor, Sofu ondan hiç ayrılmıyordu. Her gittiği kahvehanede dinleyenleri mest ediyor, onlarında kendisi ile hüzünlere gark oluyordu.
Erzurum o devirlerde hanları, hamamları, çeşmeleriyle meşhurdu. İpek yolu şehriydi. Kervanlar burada konaklar, mal takası bu hanlarda yapılırdı. Her hanın bir kahvehanesi vardı. Yolcular geceleri kandillerin yaydığı loş ışıkta vakitlerini geçirir, aşıklar saatlerce çalıp söylerlerdi.
Keremde artık bu kahvehanelerin müdavimi olmuş, çalıp söylemektedir. Yine bu devirde temizlik ve banyo işleri hamamlarda yapılıyordu. Lala Paşa, Ayaz Paşa, Kırk çeşme, İki göbek, Saray, Kadın, Cafer Ağa gibi hamamlar dolup taşıyordu. Hamamlar sabahları erkeklere, öğleden sonra kadınlaraydı. Öyleki anneler, nineler oğullarını everecekse hamamlarda kız beğenirlerdi.
Yine böyle bir gün Aslıhan yıkanmak için Cafer Ağa hamamına gitmiş yıkanmıştı. Olacaklardan habersiz hamamı terk ederken birde karşısında keremi görmüş dili tutulmuştu. Kerem ise ancak hayallerinde yer alan Aslısını görmenin sevinciyle ne yapacağını şaşırmıştı....  Neden sonra aklına Sofudan sazı istemek,hasret ateşiyle yandığı aslısına bir şeyler söylemek istiyordu..
Hayal miydi.. Düş müydü.. İki sevdalı gönül, iki kanatlı kuş, Biri Kerem.. Biri Aslı.. Gökte ararken birbirlerini yerde bulmuşlardı. Cafer Ağa Hamamının önü tarihe, sevdaya tanıklık ediyordu.
Aslı Keremle karşılaşınca babası Keşiş aklına geldi. Tüm korkusuyla oradan hızla uzaklaşırken Kerem işin farkına bile varamadan sazı eline aldı. Görelim ne söyledi:
Salına salına çıktı hamamdan
Hey ağalar giden yavru benimdir.
Öğüt almış hem anadan atadan
Hey ağalar giden yavru benimdir.
*
Benim olsan seni vermem feleğe
Başın için beni salma dileğe
Aslı bir huridir benzer meleğe
Hey ağalar giden yavru benimdir.
**
Bu ellere göç eylemiş yolumuz
Ördek uçtu viran kaldı gölümüz.
Yâr gidince nice olur halimiz
Hey ağalar giden yavru benimdir.
***
Gâh ağlatır beni gâhi güldürür
Gâhi yerde güzelliğin bildirir.
Kerem eder bu dert beni öldürür
Hey ağalar giden yavru benimdir.
Kerem söyleyip sustuğunda çevreye bakmaya Aslıyı aramaya gözleriyle devam etti... Lakin ne Aslı vardı ne de kimseler. Aslı sırra kadem basmıştı. Kendi kendine hayal mi görüyorum? Düş mü görüyorum  diyerek daldığında akşam olmuş ezanlar okunmaya başlamıştı.

Devam edecek