Nuri Killigil 1889 yılında İstanbul'da doğdu. Enver Paşanın kardeşidir. Osmanlı devletinin zor yıllarıdır. İtalyanlar Libya'ya saldırmış bir avuç yiğit Libya'yı savunmak için oraya koşmuşlardı. Gidenlerin içinde Nuri Beyde vardı. 1911-12 yılları içinde İtalyanlara karşı kahramanca savaştılar. Birinci Dünya Savaşında çeşitli cephelerde savaşan Nuri Bey 1918 yılında henüz 29 yaşındayken Azerbaycan'daki Türk kardeşlerine yarım etmek amacıyla kurulan "Kafkas İslam Ordusuyla" İngiliz, Rus ve Ermeni güçlerine karşı savaşarak Bakü'yü işgalden kurtardı. Bağımsız Azerbaycan devletinin kurulmasına katkı sağlamanın yanında Dağıstan'ın işgalden kurtulmasına öncülük etti. Karsta "Cenub-i Kafkas İslam Devletinin" kurulmasına büyük katkılar sağladı.
Milli Mücadele Yıllarında Kars ve Erzurum'daki, silah atölyelerinin kurulmasına öncülük etti. Almanya'ya giderek ordumuzun ihtiyacı olan silah ve mühimmatı temin etmeye çalıştı. 1925 yılında yurda dönen Nuri Paşa 1929 yılında İstiklal Madalyasıyla şereflendirildikten sonra emekli edildi.
1933 yılında İstanbul'da Türkiye'nin ilk özel savunma sanayi şirketini kurdu. Ancak Emperyal güçlerin engelleme girişimi yapacaklarını hesap eden Nuri Paşa fabrikasında fayans, soba ve benzeri eşyaları üreteceğini açıkladı. Fabrikada 500 işçi çalışmakta tamamen yerli silah ve mühimmat üretilmekteydi. Üretilen silahlar Türkiye Cumhuriyetinden başka dış ülkelere satılıyordu. Çizimini kendisinin yaptığı ilk milli tabancamız olan "Nuri Killigil Tabancası" o yıllarda dünyanın iyi silahları arasında gösteriliyordu.
Bu başarılar Emperyalist güçlerin dikkatini çekti. Yerli işbirlikçiler vasıtasıyla fabrikada üretimin yapılmaması yönünde baskılar yapıldı. Tüm bu baskılara karşı gizlice üretim devam etti.
1949 yılında Mısırla savaş halinde bulunan İsraillilere rağmen Mısırdan beş bin, Suriye'den iki bin havan topu siparişi geldi.Tam bu sıralarda Birleşmiş Milletler Suriye ve Mısıra Silah ambargosu uygulamaya başladı. Buna karşı Nuri Killigil gizli yollardan silahları bu ülkelere teslim etti.
Bu davranış emperyalistleri oldukça kızdırdı ve Nuri Paşanın idam fermanı sayılabilecek kararların alınmasına sebep oldu. 2 Mart 1949 tarihinde Sütlücedeki fabrikada "Fail-i Merçhul" bir patlama gerçekleştirildi. Nuri Killigil Paşa, mühendisleri ve işçileri, on binlerce top ve havan mermisinin patlatılması sonucu şehit oldular. Cesetler parça parça olmuştu. hangi ceset kime aitti belli olmuyordu. Nuri Paşa içi boş sembolik bir tabut ile şehitliğe defnedildi. 20 gün sonra Nuri Paşanın ana gövdesi Haliçte su üzerine çıkınca varlığı tespit edildi. Ailesi cenaze namazının kılınmasını istemesine karşılık gizli eller bu girişimi engellediler ve Nuri Paşa arkadaşlarının yanına defnedilmiş oldu.
"Ürettiğiniz kadar Hürsünüz", "İstikbal göklerdedir" vecizelerine bir türlü ulaşamamanın ezikliğini milletçe çekemeye devam ettik.
Sonuç olarak Türkiye'nin ilk savunma sanayini kuran Nuri Killigil, İlk uçak yapma teşebbüsünü başlatmış Nuri Demirağ, Ürettiği uçaklarla dönemine damga vuran Vecihi Hürkuş, Silah ve cephane sanayinde ilkleri başaran Şakir Zümre, Erzurum'da silah fabrikası kuran Kâzım Karabekir Paşa, Çekiç Güce karşı direnen Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis Paşa, ASELSAN'DA çalışırken şehit edilen mühendislerimiz, Isparta uçağında yok edilen beş Nükleer Fizikçimiz, nice bilinmeyen kahramanlarımız ruhlarınız şad mekanlar mekanlarınız cennet olsu.
Umarım Türk Milleti bu yiğit evlatlarını unutmaz.
Abdurrahman Zeynal
13/04/2022 ERZURUM