Alpaslan CENGİZ


Zor zamanlar...

'Kıtlık ne kadar sürer' diye sordu çocuk....


'Kıtlık ne kadar sürer' diye sordu çocuk....

Babası cevap verdi..

-kırk gün…

kırk gün sonra biter mi baba..?

-yok oğlum bitmez..

alışırsın..

nihayet alışılmış bir kıtlığın bilmem kaçıncı kırkını  atlatmış bulunmaktayız..

bol fedakârlıkla, kemer sıkma, yeniden şahlanma, sair lafazanlıkları ardımızda bıraktık…

önümüzde bir büyük felaket bizi kucaklamak için bekliyor…

bildiğiniz kıtlıkları , yoklukları unutun.. 

gelen yokluğun yoksulluğun bir sonraki evresi..

Ve sosyal Devlet olgusuna daha fazla ihtiyaç duyacağımız günler kapıya dayandı..

Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının solidarist bir yaklaşıma geçme milletin yanı başında bu büyük yokluğu birlikte göğüsleme zamanı..

Hazırlıklar o yönde gibi gözükse de maalesef işin reel kısmında kamu  hiç te dayanışmacı bir  profil çizmiyor..

Maliye politikaları, kamunun kontrolündeki ihtiyaç kalemlerindeki fiyat politikaları gelen kıtlığın etkilerini daha hissedilir, daha can yakıcı hale getirmek üzerine planlanmış gibi duruyor..

Mahalli idareler seçim sonuçlarını yanlış yorumlamış mağlupların, Milleti daha büyük bir felakete sürüklediği aşikar..

Bu yanlışta ısrarın mutlak bir izahı muktedirler tarafından  henüz bulunamadı..

Veya izah ihtiyacı duyulmuyor..

Ve hatta Tenezzül edilmiyor..

Ülkemiz ve Milletimiz kamunun göğüslemediği mevcut yükü taşıyamaz.

Bu yükün ağırlığı iktidar sahiplerini ve yandaşlarını koltuklarından eder..