Orhan DURMUŞ


SENİ GİDİ TAKLİTCİ KUŞ SENİ


Taklitçi kuşlar bir tehlike hissettiklerinde ve birine tuzak kurmak istediklerinde bazı taklitler yaparak a yanıltır, korkutur ve kaçırırlar ya da taklit yaparak kendi tuzağına çekerler. Yani av olma durumunda yırtıcı hayvanın sesini çıkararak onu avlayacak kişiyi korkutabilir. Yani bu kuşun işi gücü kamuflaj, aldatmadır.

Günümüzde de bu taklitçi kuşların insan versiyonları türedi gerçi her dönem içimizde buna benzer taklit yeteneği yüksek ?yamak?lar vardı. Bu adamlar yeri geldi iş adamı oldular, yeri geldi zengin tüccar oldular, siyasetçi oldular, bilirkişi oldular, avukat oldular, gazeteci oldular? oldular da oldular ? yalakalık yaparak makamlar mevkiler kazandıkça kılık değiştirmeye kabuk değiştirmeye başladılar. Yani demem o ki bu taklitçi kuşların örnek aldıkları veya kılığına girdikleri, hep o menfaatleri doğrultusunda halkın görmek istediği kişi oldular. Bu makam ve mevkilerden halkın sempatisini kazanarak olmadığı gibi görünerek halkı aldatıp asıl amacını (boynundaki haçı) sonradan tıpkı zehirli bir haşereler gibi zehrini akıta akıta asıl amaçlarını uygulamaya çalışırlar.

Günümüz Türkiye´sinde de bazı insanlar proje insanı maalesef? yani nerenin menşei olduğunu fark ettirmeden patronlarının talimatlarını uygulayarak başarılı toplum bilimcilerin talimatlarını uygulayarak, yaptıkları analizlerle halkın nabzını sıkı takip eden bir ekibin mahsulü olan bu adamlar, zamanla halkın sevgisini ve sempatisini kazanıp amacına bir adım daha yaklaşmış olurlar. Kendi fikrini, ideolojisini sana yansıtmak için zamanla zeni etkisi altına alarak senin tercih hakkına senin kavrama yeteneğine senin mantığına çökerler.

Bu taklitçi kuşumuz şimdi Tunceli İlimizin ismini değiştirmeye çalışmakta? yani menşeini göstermektedir. ?Tunç gibi sağlam insanların yeri? anlamına gelen bu ismi değiştirmek istemektedir. Bu isteğini de kanun anayasa tanımadan kendi haddini aşarak Belediye Başkanlığı makamını her şeyin üstünde tutmuş ve tıpkı eskiden isyan eden başkaldıran kanun tanımaz eşkıyalar gibi bir anda kendi kendine bu kararını ilan etmiştir. Bu çok detaylı düşününce isyandır, hainliktir?

Dikkat edin lütfen? biz millet olarak bizden olan candan olan kim olursa olsun sevmiş bağrımıza basmışızdır. Anadolu insanının kalbini kazanmak bu anlamıyla kolaydır amacım bu durumu küçümsemek ya da kötülemek değil Anadolu insanının merhameti, samimiyetinin yüksek olduğundan bahsediyorum. Bu sebeple bazıları bu duyguları sömürerek menfaat temin etmektedir. Taklitçi kuşlar misali beyimiz; cahil sade bir vatandaş gibi sempatik hareketlerle çalışılmış diyaloglarla sözde rakamlardan anlamayan para ile işi olmayan bir adamı oynayarak şahsım adına benim bile ilgimi çekmeyi başarmıştır. Ancak hep aklımı kurcalayan şey; herkesin taktirini kazanan hizmetlerinin arkasında bir güç olup olmadığı konusudur. Neden mi? başkanlığını yaptığı beldenin sempatik hareketlerle halkın sevgisini kazanmış olan başkan, tarıma verdiği desten ve kurduğu kooperatiflerle üretilen ürünlerden elde edilen kazançla birçok hizmeti verdiğini biliyoruz. Ülkede tarım ile uğraşan birçok üretici zarar ederken, daha verimli arazilerde üretim kapasitesinin daha yüksek olduğu alanlarda insanlar zarar ederken bu adam nasıl olurda kusursuz bir ivmeyle tarımda başarıya ulaşır. Yaptıkları ile şahsımın da ilgisini çekmiş biri olan başkan, son yaptığı ile de artık şüphelerimi de artırmıştır.

Bizim dilimizi konuşup bizim türkülerimizi söylemesi gerekenler, başkasının dili dile başkasının türkülerini söylemeye çalışıyorlar. Dersim tüm ihanetlerden, başkaldırılardan, eşkıyalardan arındırılmış ve Tunceli olmuştur. Eskiye özlem duymak eski hain duyguları yeniden yeşertmeye çalışmak beyhude bir çabadır. Duygusal ambiyanslarla halkın yumuşak karnı ile oynayarak komünist edebiyatı yapıp mağduru oynayarak, ezilmişi oynayarak bu taklitleri yaparak perde arkasındaki düşünceleri yavaş yavaş ortaya koymanın anlamı yoktur. Kaldı ki bu duygusal tiriplerinizde gerçekten samimi olsanız (hainlik beslemeden) mevzu sadece ?isim? olsa keşke ama maalesef mesele isim değil! Tıpkı Yahudiler gibi insanları aldatarak aşama aşama, yavaş yavaş barış güvercinini oynaya oynaya amacınız doğrultusunda ilerliyorsunuz. Bugün oranın ismi Dersim olur daha sonra başka bir şeyin tiribine girip başka bir talebi rahatlıkla dile getirirsiniz. Dedim ya işte mesele isim değil sadece!

? ve çok manidar bir isim meselesi de benden başkanım, Fatih Mehmet, akıl karıştırıcı, şimdi sen Fatih misin? Mehmet mi? yoksa bir taklitçi kuş mu?