Orhan DURMUŞ


BÖYLE GELMİŞ AMA BÖYLE GİTMEMELİ?


Toplum olarak milli seferberlik ilan etmeliyiz tasarruf konusunda?

Milli servetlerimizi harcamamalı mümkün oldukça tedbirli davranmalıyız. Her vatandaş kendi konumu itibariyle devlet malını gözetmeli Devlet malını kendi malı gibi korumalıdır. Kaldı ki devlet malı her vatandaşın öz malıdır. Devlet malına gelecek tüm zararlar kendi cebimizden çıkmakta olduğunu bilmeliyiz. Bu konuda Milli eğitimde ders olarak ayrıca verilmeli gençlerimiz bu konuda çok bilinçli hale gelmelidir. Ancak ne yazık ki toplumumuzda ?devlet malı deniz yemeyen ?. ?Saçmalığı yıllardır damarlarımıza işlemiş devletimizin bitmek tükenmek bilmeyen bir kaynağı varmış gibi davranılmaktadır.

Devlet kurumlarında yöneticiler, idari personeller liyakat sahibi insanlar olmalı kendi ceplerini değil devletin kasasını kendi kasaları olduğu bilinci ile israftan, harcamalardan kaçınmalıdırlar. Siyasi partiler, siyasi partilerin yöneticileri, il başkanları siyasi çalışma adı altında dahi olsa israftan kurtulmalıdırlar. Günümüz teknolojik imkanları dolayısıyla bence siyasi partilerin il il dolaşmasına da gerek yok bence kendi imkanları ile kuracakları stüdyolarda tanıtımlarını ve konuşmalarını yaparak sosyal mecralardan bütün vatandaşlara ulaşabilirler? her seçimde milyarlarca lira bu anlamda boşa gittiğini düşünüyorum. Bu durumdan da kendine menfaat sağlayan bazı sırtlanlar siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiler, dava, vatan, millet umurunda olmayan birçok insanın kene gibi bu milletin sırtından geçinmesini çok iyi bilmektedirler o yüzden bu sırtlanların soluğunu kesmek için her vatandaş bilinçli olmalıdır. ?Bal tutan parmağını yalar? düşüncesi silinmelidir. Bu bahsettiklerim eminim ki sizlerde farkındasınız ancak içinizden ?böyle gelmiş böyle gider? diyorsunuzdur ama artık böyle gitmemeli, gidemez artık gitmez? dünya genelinde yaşanılan ekonomik gerginlik dünya milletlerini tekrar karşı karşıya getirebilir. Unutulmamalıdır ki tarihte bütün savaşlar Din ve ekonomi üzerine programlıdır. Bu sebeple toplum kendini güncellemeli kendi ülkesi menfaatine Dini ve ekonomisi için çalışmalıdır. Zaten bu durumlara gelmemizin en büyük sebebi boş vermişlik ve kendi çabasının bir işe yaramayacağı düşüncesi? lütfen devletin tüm unsurlarını oluşturan bireylerin her davranış ve düşüncesine devletin ihtiyacı vardır. Bu sebeple yetkilerin liyakat sahibi olmayan kişilerin ellerinde dahi olsa mücadeleden yılmamalı herkeste toplumsal bilinç olarak devlet bilinci aşılanmalıdır.

Adam kayırma, yolsuzluk, zimmete para geçirme yıllardır duyduğum ve iğrendiğim kavramlar ama maalesef millet olarak kanımız zehirlenmiş gibi bu durumu yöneticilerimize layık görür ve bu tarz durumları normal karşılamaya başladık. Kaldı ki en basit apartman yöneticiliklerinde bile hakkımızı savunamaz hale geldik. Yöneticinin yaptıklarını, uğrattığı zararları sineye çekerek başka bir yönetici gelmesini ve bizi kurtarmasını umut ettik? bence en büyük yanlışı da burada yaptık. Şehrimizi, ülkemizi gereksiz harcamalar yaparak, yolsuzluk yaparak veya kendine ve çevresine sağladığı menfaatlerden dolayı uğradığımız zararların hesabını o kişi başta iken sorabilmeliyiz. Müslüman kelimesine layık insanlar olmalıyız. Bal tutan parmağını yalar, boş vermişlikler, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, böyle gelmiş böyle gider´cilik Müslüman kavramları değildir. Herkes bulunduğu konumun rahatlığını kaybedeceği korkusuyla üç maymunu oynaması kanıma dokunuyor. Bazı konuşmalarda duyuyoruz; çaldı ama hizmet ediyor, kim çalmıyor ki? YAHU ARKADAŞ ÇALMAYANI BULUNCAYA KADAR VAZGEÇMEK YOK?.

                Şimdi diyorum ki böyle gelmiş olabilir ama böyle gitmemeli. Önce kendimizden başlayarak bu düzeni değiştirmeliyiz. Ülkemiz için tasarruf etmeli ve üretmeliyiz. Bu ülkenin artık üretime ihtiyacı olduğu kadar adil ve liyakat sahibi yöneticilere ihtiyacı vardır.