Orhan DURMUŞ


GÜLME´K DİYORUM?


 

 

            İnsan, hoşuna ya da tuhafına giden olaylar, durumlar, sözler vb. karşısında, yüzün kasılmasının yanı sıra, genellikle kesik kesik, değişik oranda sesli bir biçimde neşe duygusunu açığa vurmasına gülmek denir.

Gülmek o kadar güzel bir eylemdir ki ufacık bir tebessüm bile değiştirir ortamın havasını. Yapılan araştırmalara göre gülmek insan sağlığını olumlu etkileyen bir faktör. Gülümseme eylemi, vücuttaki ?kortizon?, ?adrenalin?, ?dopamin? hormonlarını düzenler.

İnsana komik gelen durumlarda değişkenlik gösterebilir. Toplumsal olarak milletlerin komedi ve mizah anlayışları da farklıdır. Yani toplumların sosyal ve kültürel yaşam tarzları komedi, mizah anlayışlarını etkiler. Peki komedi ile mizah ayrı ayrı şeyler mi? İkisini birbirinden ayıran nedir?

Komedi suyun yüzeyini gösterir size. Fakat mizahı keşfetmeniz için suyun dibine dalmanız gerekir. Suyun dibinde toplumsal gerçekler vardır. Sancılarımız vardır. Acılarımız, çürümüşlüğümüz, yozlaşan yanlarımız vardır...

Mizah bu sıkıntılardan hiciv sayesinde süzülerek elde edilir. Komedide bir kişinin topluma uyumsuz bir kusurunu konu edinip, abartarak kahkaha elde edebilirsiniz. Sonuçta seyirci yalnız o adama ve onun kusurlarına güler. Mizahta ise durum farklıdır. Mizah, toplumun bir aynasıdır. Toplum bu aynada kendi kusurlarını görür ve dönüp kendi haline güler. Komedi kahkaha attırıp insanı deşarj eder, mizahsa güldürdüğü insanı uyarır, ikaz eder.  Ama ikisi de güldürmek zorundadır. Güldürmeyen şey ne mizah sayılır, ne de komedi.

Biz toplum olarak artık farklı şeylere gülüyoruz. Kişilerin kusurları, eksikleri ve yanlışları, daha çok güldürüyor galiba bizleri, sinema gişelerinde rekor kıran yerli komedi filmlerinde yapılan espriler, televizyonlarda güldürü programlarında yapılan şakaların biraz abartıldığını düşünüyorum. Yapılan espriler güzel olabilir belki ama anlamını düşünüce? Bazı ayıp durumları meşrulaştırmaya başladı galiba.

 Bu çok güldüğümüz, kahkahalara boğulduğumuz ancak anlam itibariyle çok absürt cümleler;

-       Evlat olsan eldivenle sevilirsin.

-       İnsan artığı evladım. (baba, oğluna hitaben)

-       Şu suratını mahkemeye versem müebbet verirler.

-       Senin kadar çirkin bir şey doğurmasaydım keşke! (anne, evde kalmış kızına hitaben)

 

Ses, vurgu, tonlama ve görüntü işin içine girince sahne komik değil mi? Komik olsa da gülme! Bir anne baba evladına bunu söyleyemez. Bu kelimeyi kullanan anne baba olamaz gülme ki meşrulaşmasın şakanın ardındaki nefret! Komik olmasın hakaret! Kahkahaların sesiyle kaybolmasın edep?

 

O yüzden gülme´k diyorum?