Orhan DURMUŞ


İMAMOĞLU VS YILDIRIM


Gündeme oturan ve herkes tarafından konuşulan bir konu olan sayın İmamoğlu ve Binali Yıldırımın ortak yayında birlikte açık oturum yapmaları oldu. Millet olarak yıllardır özlemle beklediğimiz bu yayını izledik. Yıldırım ve İmamoğlu´nun bu buluşmasını heyecanla karşılayan gerek basın, gerek millet olarak bizleri çok sevindirmesinin yanında şahsımı da sevindirmiş ancak yeterli ve tatmin edici bulmadığımı söylemek isterim.

                Uzun bir süredir, karşı görüş iki siyasinin aynı ekranda canlı yayında tartışması daha doğrusu münazaa yaptığını görmemiştik. Yıllardır her seçimde gerilen ipleri, karşılıklı hakaretler, suçlamalar derken bu gergin ortam dolayısıyla bu iki siyasinin aynı ekranda konuşacak olması millet olarak herkesi heyecanlandırmış fakat o kadar heyecanlanmamızı gerektiren bir konuşma da yapmamışlardır.

Bu buluşmayı değerlendirecek olursak eğer; millet olarak özlediğimiz bir tablo olduğunu ifade ederek başlamak isterim. Yıllarca millet olarak siyasi gruplar olarak, siyasi fikirler olarak çokça ayrıştığımız kutuplaştığımız bu dönemde yapılan bu buluşma ve seviyeli saygılı duruş biraz olsun yüreklerimize su serpmiştir. Kameralar karşısında birbirlerine adeta kavgada söylenemeyecek sözler sarf edenler aynı ekranda birbirlerine saygıyla ve sabırla dinlemeleri gerçekten özlediğimiz bir durumdu ve buna gerçekten ihtiyacımız olduğunu gösterdi. Bu nedenle de birbirlerinin arkasından konuşmalarına gerek olmadığı bu tarz programlarla hem birbirleri ile ve millet ile yüzleşme fırsatı vermiş olacaklardır. Bu sebeple bu açık oturumların devam etmesini diliyorum bu sayede millet olarak bizlerde saygılı konuşmanın birbirimize karşı tahammül sınırlarımızın genişleyeceği kanaatindeyim. Sayın İmamoğlu´nun babalar günü vesilesi ile kalem hediye etmesi, sayın Yıldırımın ise hazırlıklı geldiğini masanın altından kutu içerisinde, oda kalem hediye etmesi samimi diyaloglar ve görüntüler gerçekten sevindirdi. Bizler millet olarak sevgi dolu yüreği vatanı için çarpan, dili kem söz söylese de yüreği yumuşak bir milletiz, vakarlı, başı dik bir milletiz, Çanakkale de yedi düvelin üzerimize gelmesi bizi yerimizden yurdumuzdan çıkarmak için bombalar yağdırması bile bizi merhametten, vicdandan alı koyamamıştır. Bizleri nefsimizin kölesi etmemiştir. Bizi kendi toprağımızda öldürmeye gelen düşman askerine bile millet olarak merhameti esirgememiş silahsız olduğunu gördüğümüz düşmanı dahi öldürmemiş bir milletiz. O yüzden bu toprağın çocukları zıt kutuplarda olsa dahi bir araya gelebilmelidir. Bakın Milli takımımıza yapılan saygısızlık karşısında nasıl hemen organize olup birbirimize kenetlendik. Demek ki milli şuur ve millet bilinci bizde diğer milletlerden daha fazla?

Programı ve siyasilerin bu karşılaşmasını yorumlayacak olursak bence sorulması gereken doğru sorular sorulmadı, yani sorular önceden münazara edilmiş ve ne şiş yansın ne kebap misali kimsenin kırılmaması için özen gösterilmişti. Bu ilk buluşma olması sebebiyle bu şekilde yapılmasını hoş karşılıyorum ancak milleti seçim yapmak zorunda kalan millet için yetersiz ve değersizdi. İmamoğlu duruşu ve heyecanı gözlerden kaçmazken sayın Yıldırım bıkkın, isteksiz görüntüsü şahsımı üzmüştür. Yani on dört yıldır bakanlık, başbakanlık, meclis başkanlığı yapmış birinin bu anlamıyla bıkkın görüntüsü milleti yanlış düşüncelere itebileceğini düşünüyorum. Ve yine şahsi kanaatim olarak sorulan sorular arasında işsizlik hakkında verilen cevaplar samimi ve içten karşılamıyorum. İşsizlik meselesinin çözümü acaba belediyelerin elinde midir? Yoksa devletin bir problemi midir? Bir belediye başkanı ilgili şehre hizmet edecekse hizmet için gerekirse işçi alır, gerekirse işçi çıkarır, yani daha adayken işsizlik bitecek gibi boş vaatler vermenin anlamı olmadığını düşünüyorum. Kısacası siyasi ve seçime yönelik sorulan soruların ve veriler cevapların milleti tatmin etmediği ama ortaya çıkan fotoğraf açısından olumlu olduğunu düşünüyorum?